Maliye Postası Dergisi
EMTİA DEĞERLEMESİ, YÖNTEM VE ÖZELLİKLİ HUSUSLAR
Kadir AYDIN
İşletmeler muhasebenin temel kavramlarından olan dönemsellik kavramı gereği işletmelerin sınırsız kabul edilen işletme ömürlerini belirli dönemlere bölerler ve her dönemin faaliyet sonucunu diğer dönemlerden bağımsız olarak tespit etmeye çalışırlar. İşletmeler bu yolla ilgili dönem faaliyet sonuçlarını tespit etmeye çalışırken ilk önce Vergi Usul Kanunu’nun 186’ncı maddesine göre envanter çıkarmak suretiyle bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak suretiyle tespit eder ve daha sonra da Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ilişkin hükümlerinde yer alan değerleme ölçülerini kullanarak işletmenin iktisadi kıymetlerinin bilanço günü itibariyle değerini tespit eder.
Vergi Usul Kanunu’nun 258’inci maddesinde değerleme, vergi matrahının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir şeklinde tanımlanmıştır.
Değerlemenin tanımında, tespit ve takdir gibi iki önemli unsur bulunmaktadır. Tespit, mükelleflerce Vergi Usul Kanunu’nda belirlenen değerleme ölçüleri kullanılarak yapılan değerleme işlemi, takdir ise mutad değerleme ölçüleri kullanılarak değerleme yapamadığı hallerde idare tarafından yapılan tahmin işlemidir. Takdiri yapacak olanlar kanunlarda belirlenmiştir. Örneğin, veraset ve intikal vergisinde takdir komisyonları, tadilat komisyonları vb.
Değerlemenin amacı işletmenin sahip olduğu iktisadi kıymetlerin değerleme günü itibariyle değerlerinin doğru bir şekilde tespit edilmesi ve bu değerler esas alınarak hesaplanacak olan verginin de tam ve doğru bir şekilde hesaplanmasıdır.
İşletmelerin sahip oldukları iktisadi kıymetlerin en önemlilerinden birini oluşturan ticari malların, üretilen mamullerin, yarı mamullerin, hammaddelerin kısaca işletmenin dönem sonu stoklarında kalan malların değerinin değerleme günü itibariyle tespit edilmesi, gerçek mali kara ulaşmak için gereklidir. Zira, emtia veya mamul denkliği göz önünde bulundurulduğunda (Dönem Başı Stok + Dönem İçi Alışlar + Üretim = Satılan Malın Maliyeti + Dönem sonu Emtia Stoku), dönem başı ve dönem sonu stokların doğru bir şekilde değerlenmesinin ilgili dönem kazancının belirlenmesinde taşıdığı önem ortaya çıkmaktadır. Ticari mallar (Emtia) ve üretilen mamullerin değerlemesinde esas ölçü aynı olup, iktisadi süreçler nedeniyle farklılıklar bulunmaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun 274’üncü maddesinde, “Emtia, maliyet bedeliyle değerlenir. Emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri % 10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde mükellef, maliyet bedeli yerine 267 nci maddenin ikinci sırasındaki usul hariç olmak üzere, emsal bedeli ölçüsünü tatbik edebilir. Bu hüküm 275 inci maddede yazılı mamuller için de uygulanabilir.” hükmü yer almaktadır. Bu madde hükmüne göre emtia değerlemesinde esas olarak maliyet bedeli esası uygulanarak değerleme yapılması gerekmekte fakat istisnai ve özellik arz eden durumlarda ise emsal bedel esası kullanılarak da emtia değerlemesi yapılabilecektir.