Maliye Postası Dergisi
SERMAYE DÜZELTMESİ OLUMLU FARKLARI HESABINDA TAKİP EDİLEN TUTARIN BAŞKA BİR HESABA NAKLEDİLMESİ
Ufuk ÜNLÜ
Enflasyon düzeltmesi, mali tabloların gerçek ekonomik durumu yansıtmasını sağlayan bir muhasebe pratiğidir. İşletmelerin ve ekonominin sağlıklı bir şekilde işlemesini ve kararlarını daha doğru bir şekilde almasını sağlama amacını taşımaktadır. Enflasyon düzeltmesi Türkiye’de ilk olarak, 5024 sayılı kanun ile 30 Aralık 2003 tarihinde, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesinde değişiklik yapılarak ve kanuna geçici 25. madde eklenerek yürürlüğe girmiştir.
Bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun geçici 33 üncü maddesi uyarınca sermayelerini enflasyon düzeltmesine tabi tutmaları ve düzeltme sonucu ortaya çıkan enflasyon farklarının “502- Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları” hesabında takip edilmesi durumunda, düzeltme farklarının izlendiği adı geçen hesapta bulunan tutarların başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi konusu yazımız içerisinde değerlendirilecektir.
Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları Hesabında Takip Edilen Tutarın Başka Bir Hesaba Nakledilmesi
Uzun yıllar süren yüksek enflasyonun mali tablolar üzerindeki etkilerini ortadan kaldırarak, vergilendirme sürecindeki olumsuzlukları gidermek amacıyla uygulanan enflasyon düzeltmesi, işletmelerin ve ekonominin sağlıklı bir şekilde işlemesini ve kararlarını daha doğru bir şekilde almasını sağlamaktadır. Örneğin, yüksek enflasyon ortamında, işletmelerin maliyetleri ve giderleri nominal olarak artar. Ancak, enflasyon düzeltmesi yapılmazsa, bu artışlar mali tablolara yansıtılmaz ve işletmelerin kârlılık oranları yanıltıcı bir şekilde yüksek görünür. Bu durum, işletmelerin vergi yükünü artırabilir ve yatırımcıları yanıltabilir. Ayrıca, işletmelerin varlıkları (örneğin, makine ve teçhizat) nominal değerleriyle kaydedilirse, amortisman giderleri yanıltıcı olabilir ve işletmelerin vergi mükellefiyetini artırabilir. Enflasyon düzeltmesi, bu tür yanıltıcı etkileri giderir ve işletmelerin gerçek mali durumlarını daha iyi anlamalarına; işletmelerin sermaye değerlerini korumalarına ve enflasyonun getirdiği riskleri azaltmalarına yardımcı olur.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
- Mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasında, “A) Malî tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.
1.Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100’den ve içinde bulunulan hesap döneminde % 10’dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer.
...
5. ...
Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz...”,
- Geçici 33 üncü maddesinde, “...
31/12/2023 tarihli mali tablolar, enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulur. Yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tabi tutulmaz, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmez.
...”
Hükmüne yer verilmiştir.
