Maliye Postası Dergisi
YURT DIŞI MERKEZLİ E-TİCARET PLATFORMLARI ÜZERİNDEN GERÇEKLEŞTİRİLEN SATIŞLAR
Hasan Basri CAN
1. Giriş
E-ticaret, belirli sistemlerde para karşılığında gerçek veya sanal ürünlerin satın alınması sürecidir. Gelişen teknolojiler ve sıklıkla değişen kullanıcı alışkanlıkları nedeniyle e-ticaret pazarlama stratejileri, sürekli bir değişim içinde bulunmaktadır. Yıllar içinde başarılı olmayan pazarlama araçları terkedilirken yerlerine günümüz müşteri taleplerine daha uygun pazarlama araçları kullanılmaya başlanmıştır. Bunlardan biri de, yurtdışı merkezli e-ticaret platformlarıdır. İnternet siteleri aracı kılınarak, yurt dışında bulunan nihai tüketicilere yönelik e-ticaret işlemleri gerçekleştirilebilir.
Yurt dışı merkezli e-ticaret platformları/kuruluşları üzerinden ürün satışları gerçekleştirilmesinde hangi vergilendirilme kurallarına tabi olunacağının belirlenmesi kapsamında iş bu yazımız kaleme alınmıştır.
2. Yurt Dışındaki Müşterilere E-Ticaret Platformları Üzerinden Satışı Yapılaması
İnternetten ürün ve hizmet satmak isteyen markalar çoğu zaman e-ticaret ya da e-ihracat sektörlerine adım atar. Bu kapsamda çoğu zaman işletmeler e-ticaret ile beraber e-ihracat sektörüne de yönelir. Çünkü e-ihracat sektörü kişilerin döviz geliri elde etmesini sağlayan sektörlerden birisidir. E-ihracat ile yurtdışına satış yapmak isteyen kişi ve işletmeler ise genellikle kendi siteleri ile beraber pazaryeri platformları aracılığı ile de satış yapabilir. Çoğu zaman yurtdışı trend pazaryerleri ve platformları markaların ilgi odağını oluşturur. Çünkü platformların hazır bir müşteri kitlesi bulunur. Bu açıdan, yurtdışı merkezli e-ticaret platformları üzerinden satış gerçekleştirenlerin tabi oldukları kuralların bilinmesi önemli bir husus haline gelmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
- 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin zorunlu olduğu,
- 229 uncu maddesinde, faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,
- (231/5) maddesinde, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, Hazine ve Maliye Bakanlığının mal veya hizmetin nev’i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak, bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkili olduğu, bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı,
- 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları; yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin (2021 yılı için) 1.500 TL’yi geçmesi veya bedeli (2021 yılı için) 1.500 TL’den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesinin mecbur olduğu
Hükme bağlanmıştır.
Bunun yanı sıra, mezkûr Kanunun uygulamasına ilişkin;
- 243 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “A- Bankalar Tarafından Düzenlenecek Belgeler” başlıklı bölümünde, “Bankalar, yaptıkları hizmet ve satış işlemlerine ilişkin kayıtlarının dayanağı olan fatura yerine, aşağıda açıklanan şartlara uygun olarak belge düzenlemek zorundadırlar.
- Bankalar, döviz alım satım işlemleri ile menkul kıymetler borsasında aracı kurum sıfatıyla müşterileri adına yaptıkları menkul kıymet alım satımları hariç olmak üzere, yaptıkları bütün hizmetler veya satışlar dolayısıyla lehlerine tahakkuk edecek tutarları aşağıdaki şartlara uygun olarak düzenleyecekleri dekontlarla belgeleyeceklerdir...”,
- 246 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “A- Bankalar Tarafından Düzenlenecek Belgelere İlişkin Açıklamalar” başlıklı bölümünde, “Resmi Gazetenin 7.9.1995 tarih ve 22397 sayılı nüshasında yayımlanan 243 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, bankalar tarafından düzenlenen dekontlar Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenmesi zorunlu belgeler kapsamına alınmış ve bu belgelerde bulunması gereken asgari bilgiler ile bunların düzenlenmesine ilişkin esaslar belirlenmiştir.
Bu konu ile ilgili olarak Bakanlığımıza yapılan müracaatların değerlendirilmesi sonucunda, uygulamanın aşağıda açıklanan şekilde yürütülmesi uygun görülmüştür.
1- Bankalar yaptıkları hizmetler dolayısıyla, lehlerine tahakkuk eden meblağları 243 sıra numaralı tebliğde açıklanan esaslara göre düzenlenecek dekontlarla belgelendireceklerdir. Ancak, bankacılık teamüllerine göre bir, üç, altı ay veya bir yıl gibi belirli hesap devreleri itibariyle, devre sonlarında düzenlenen hesap bildirim cetvelleri (ekstreler) ile bildirilmesi mutad olan faiz, hizmet bedeli, komisyon ve masrafları için dekont yerine aynı bilgileri taşımak şartı ile hesap bildirim cetvelleri düzenlenebilecektir...”,
- 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “B- Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler” bölümünde, “...
Bu hükümlere göre, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan, iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içindeki noterlerde Türkçe’ye tercüme ve tasdik ettirdikten sonra defterlerine gider olarak kaydedebilmekte idiler.
Ancak Bakanlığımıza yapılan başvurulardan, bu işlemlerin yurt dışı temsilciliklerimizdeki iş yığılmalarına neden olduğu, mükellefler bakımından da ağır külfetler getirdiği anlaşıldığından, anılan Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, bu Genel Tebliğ ile yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçe’ye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu kaldırılmıştır.
Buna göre, yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükellefler, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgelenir düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.”
Açıklamalarına/düzenlemelerine yer verilmiştir.
Buna göre yurt dışı merkezli e-ticaret platformları/kuruluşları üzerinden ürün satışlarına ilişkin olarak, satışa konu malın tesliminden itibaren 7 gün içerisinde, gerçek satış bedeli (komisyon, transfer işlem ücreti, ilgili ülke tüketici vergisi gibi adlarla malın bedelinden yapıldığını belirten kesintiler dahil) üzerinden ilgili firmalar tarafından müşteri adına fatura düzenlenmesi ve ürün satış bedelinden yurt dışı merkezli e-ticaret platformları/kuruluşları tarafından yapılan kesintilere ilişkin kayıtların; e-ticaret platformlarının ülkemizde mükellefiyetinin bulunması durumunda, söz konusu kesintilere konu hizmet ifalarına ilişkin olarak genel hükümler çerçevesinde ilgili firmalar adına düzenlenen fatura ile, e-ticaret platformlarının, ülkemizde mükellefiyetinin bulunmaması durumunda ise söz konusu kesintilere konu hizmet ifalarına ilişkin olarak adınıza düzenlenen fatura veya ilgili ülke mevzuatına göre muteber bir belge ile tevsik edilmesi gerekmektedir.