Maliye Postası Dergisi
DÖNEM SONU EMTİA DEĞERLEMESİ VE ÖZELLİKLİ HUSUSLAR
Cihangir ÜNSAL
İşletmeler geçekleştirmiş oldukları faaliyetlerinin sonuçlarını ilgili dönem sonu itibariyle tespit etmektedirler. İşletme faaliyetlerinde dönem sonu mevcutlarının tespiti, envanter çıkarmak ile mümkündür.
Türk Ticaret Kanunu’nun 66’ıncı maddesinde envanter: “Her tacir, ticari işletmesinin açılışında, taşınmazlarını, alacaklarını, borçlarını, nakit parasının tutarını ve diğer varlıklarını eksiksiz ve doğru bir şekilde gösteren ve varlıkları ile borçlarının değerlerini teker teker belirten bir envanter çıkarır.” şeklinde tanımlamıştır. Yine aynı maddede işletmelerin açılıştan sonra her faaliyet döneminin sonunda da bu şekilde envanter çıkarılacağı ve faaliyet dönemi veya başka bir kanuni terimle hesap yılının on iki ayı geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun 186’ncı maddesine göre ise envanter; “Envanter çıkarmak suretiyle bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmektir. Vergi Usul Kanunu’nun 185’ncı maddesinde bilanço günü her hesap dönemin sonu olarak belirlenmiştir.
İşletmeler, bilanço günlerinde envanter çıkararak tespit ettikleri mevcutlarını, alacakları ve borçlarını Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ilişkin hükümlerinde yer alan değerleme ölçülerini söz konusu değerlerin bilanço günü itibariyle değerini belirlerler
Vergi Usul Kanunu’nun 258’inci maddesinde değerleme, vergi matrahının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir şeklinde tanımlanmıştır. Değerleme işleminin amacı, işletmenin sahip olduğu iktisadi kıymetlerin değerleme günü itibariyle olması gereken değerlerinin doğru bir şekilde tespit edilmesi ve bunun sonucunda da ödenecek olan verginin de tam ve doğru bir şekilde hesaplanmasıdır.
İşletmelerin değerlemeye tabi iktisadi kıymetlerinin başında ticari malları veya kanuni deyimiyle emtiaları gelmektedir. İşletmeler faaliyet dönemi içerisinde şirket bünyesindeki ticari mallarının bir kısmını satarlarken bir kısmı ise dönem sonu itibariyle halen şirkette bünyesinde kalabilmektedir. Bilanço günü itibariyle işletme stoklarında bulunan bu malların miktarının tespit edilmesi ve Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen değerleme ölçülerinden bu mallar için uygun olanı seçerek dönem sonu stoklarının değerinin tam ve doğru bir şekilde belirlenmesi vergiye tabi gelirin doğru tespitini ve buna bağlı olarak da işletme tarafından ödenmesi gereken verginin doğru bir şekilde hesaplanmasını sağlamaktadır.
Bu çalışmamızda, emtianın tanımı, emtia değerleme ölçütleri ile emtia değerlemesinde özellikli hususlara yer verilerek, 2020 yılı dönem sonu itibariyle işletmelerinde emtia değerlemesi yapacak olan mükelleflere rehber olması amacıyla açıklamalara yer verilecektir.
EMTİANIN TANIMI
Genel olarak emtia, alım satıma yani ticarete konu olan mallar olarak tanımlanmaktadır.
1 Sıra No’ Lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde yer alan açıklamalara göre stoklar, işletmenin satmak, üretimde kullanmak veya tüketmek amacıyla edindiği, ilk madde ve malzeme, yarı mamul, mamul, ticari mal, yan ürün, artık ve hurda gibi bir yıldan az bir sürede kullanılacak olan veya bir yıl içerisinde nakde çevrilebileceği düşünülen varlıklardan oluşur.
Vergi Usul Kanunu’nda yer alan açıklamalara göre emtia, herhangi bir işleme tabi tutulmadan alınıp satılan mallar, üretim sürecinde kullanılan hammaddeler ile iptidai mallar, üretim süreci faaliyeti sonucu ortaya çıkan yarı mamul ve mamuller ile hizmet üretimi sırasında kullanılacak olan malları ifade etmektedir.
EMTİA DEĞERLEMESİ
İşletmelerin satmak amacıyla ürettikleri veya satın aldıkları emtiayı yani stokları hangi değerleme ölçütünü kullanarak değerleyeceklerine ilişkin açıklamalara Vergi Usul Kanunu’nun 274’üncü maddesinde yer verilmiştir. Mezkur maddede “Emtia, maliyet bedeliyle değerlenir.” hükmüne yer verilerek emtianın maliyet bedeli ile değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle Vergi Usul Kanunu’nda yer verilen istisnai haller dışında emtialar maliyet bedeli esasına göre değerlemeye tabi tutulurlar.
Vergi Usul Kanunu’nun 262’nci maddesinde maliyet bedeli şu şekilde tanımlanmıştır: “Maliyet bedeli iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.”
Emtiaların değerlemesinde esas ölçü maliyet bedeli olmakla birlikte maliyet bedelinin tespitinde dikkate alınacak maliyet unsurları satın alma yoluyla işletmeye dahil olan emtiada ve imal edilerek işletmeye dahil olan emtia da farklılık göstermektedir. Bu iki duruma ilişkin maliyet bedeline dahil olan unsurlar şunlardır:
3.1. Satın Alınan Emtiada Maliyet Bedeline Dahil Olan Unsurlar: