Maliye Postası Dergisi
Şirketin borçları için kanuni temsilcinin mal varlığına haciz uygulanması
Esas No: 2007/1279 Karar No : 2008/3820
Yönetim kurulu üyesi olduğu ... Ticaret Anonim Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacının banka hesabına uygulanan haczin kaldırılması ve banka hesabından idarece çekilen tutarın yasal faiziyle iadesi istemiyle açılan davada Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca yapılan inceleme sonucu; 6183 sayılı Yasanın 64’üncü maddesinde, haciz işlemlerinin haciz varakalarına dayanılarak uygulanacağı öngörüldüğünden, vergi borçlusu tüzel kişinin mal varlığından tamamen ya da kısmen tahsil edilemeyen kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilcinin mal varlığına haciz uygulanabilmesi için adına usulüne uygun biçimde haciz varakası düzenlenmesinin zorunlu olduğu; bozma kararı uyarınca mahkemelerince verilen ara kararı üzerine idarece gönderilen cevabi yazıda şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenmiş haciz varakası bulunmadığı bildirildiğinden, dayanağı bulunmayan haciz hukuka uygun görülmediği, diğer taraftan hukuk devletinde idarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinden zarar görenlerin bu zararlarının tazmin edilmesinin “hukuk devleti” ilkesinin gereği olduğu, bu nedenle oluşan zararın karşılanmasını öngören bir yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığı, davacıdan hukuka aykırı olarak vergi tahsil ettiği mahkemelerince verilen kararla hükme bağlanan vergi idaresinin haksız tahsil ettiği vergi nedeniyle davacının uğradığı zararı tazmin etmesi gerektiği gerekçesiyle haciz işlemini iptal ederek, davacının banka hesaplarından çekilen tutarın yasal faiziyle iadesine karar veren Vergi Mahkemesi kararının; davacının banka hesabına haciz uygulandığının borçlu şirkete bildirildiği tarihte şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu ve hacze karşı süresi içinde dava açmadığı, vergi mahkemesince bu durum dikkate alınmadan karar verildiği, şirket tüzel kişiliğine ait gayrimenkullerin satışından elde edilen gelirin vergi borçlarını karşılamadığı, haczin hukuka uygun olduğu, davacının 213 sayılı Yasanın 112’nci maddesinin 4’üncü bendine göre düzeltme ve iade talebiyle başvuruda bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA