(15 Mayıs  2015 tarihli Maliye Postası Dergisi'nde yayımlanmıştır)

1. GİRİŞ

Ülkemizde madencilik ve inşaat başta olmak üzere birçok sektörde meydana gelen iş kazalarının, doğurduğu sonuçlar bakımından da son derece geniş bir alana yayılmış olduğunu söyleyebiliriz. Kazaya maruz kalan sigortalının ölmesi veya yaralanması, hak sahiplerinin durumları, yürütülecek adli ve idari soruşturma neticesinde tespit edilecek kusur oranında sorumlu tutulabilecek olan işveren ve üçüncü kişilerin durumları meydana gelecek kazaların olası muhtemel sonuçları arasında sayılabilir.

Bu sonuçlardan işverenlerin sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde değerlendirilen kusur durumlarına göre sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine tazminat ödemek durumunda kaldıkları aynı zamanda da vergi mevzuatı kapsamında mükellef oldukları düşünüldüğünde yapılan ödemelerin gerçek kişilerce ve Kurumsal anlamda tüzel kişilerce elde edilecek olan kazancın tespitinde ne şekilde dikkate alınacağı önem kazanmaktadır.

2. KAZA SONUCU MEYDANA GELECEK OLAN ZARARLA 
İLGİLİ OLARAK ÖDENECEK TAZMİNATLAR

Vuku bulan iş kazaları sonucunda maddi ve manevi açıdan işverenlerin tazmin sorumluluğu ortaya çıkabilmektedir. Bu kapsama maddi olarak;

- Tedavi giderleri,

- Sigortalı ölmüş ise adına yapılacak olan cenaze ödeneği,

- Çalışmamaktan doğan zarar (Yoksun kalınan kâr),

- Sürekli iş göremezlik halinde ortaya çıkacak iş gücü tazminatı,

- Ölümle sonuçlanan iş kazalarında açılacak dava sonucunda sigortalının eş ve çocuklarına ödenecek olan destekten yoksun kalma tazminatı dahil olmaktadır.

Manevi olarak ise; iş kazasına maruz kalan sigortalının sağ ise kendisinin, ölmüş ise eş, çocuk ana, baba ve kardeşlerinin iç dünyalarında meydana gelen üzüntü, çöküntü, yıkıntı ve harabiyet nedeniyle talep edecekleri tazminat gündeme gelmektedir.

İşverenlerin iş sağlığı ve güvenliğine yönelik olarak mevzuatta düzenlenen kuralları tam olarak yerine getirememeleri, sigortalıların işlerini gördükleri sırada onlar üzerindeki denetim ve gözetim görevlerini ihmal etmeleri kısacası kazanın meydana geldiği tarihte geçerli olan hukuki, bilimsel ve teknik kurallar gereğince alınması gerekli tüm tedbirleri almamaları yani kaçınılmazlık ilkesine riayet etmemeleri yukarıdaki sonuçları doğurabilmektedir.

15 Mayıs 2015  tarihli Maliye Postası Dergisi'nde yayımlanan yazının bir bölümüdür .  Yazının tamamını okumak ve Vergi, SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik bunun gibi diğer makaleleri düzenli olarak takip etmek, ücretsiz danışmanlık hizmetimizden yararlanmak için siz de abonemiz olun.

Abonemiz Olmak İçin Tıklayın.