Maliye Postası Dergisi
AYM’NİN KARARI DOĞRULTUSUNDA KANUNİ TEMSİLCİLERİN AMME ALACAĞININ ÖDENMESİNDE SORUMLULUĞU
Kanuni temsilcilerin şirket borçlarından sorumlu tutulması ile amme alacağı güvence altına alınmakta ancak eski temsilciler de şirket borçlarından mevcut temsilcilerle birlikte müteselsil olarak sorumlu tutularak hukuki sınırlar zorlanmaktadır. Kendisine ve şirkete ait tüm vergisel ödevlerini yerine getirdikten sonra şirketi devreden temsilcilerin kendi dönemine ait olmayan ödevlerden sorumlu tutulması hukuki sorunları da beraberinde getirmiştir. Konu ile ilgili olarak Danıştay 4’ncü Dairesi tarafından verilen bir kararda şirket borçlarının ödenmesi bakımından eski temsilcileri de sorumlu kılan düzenlemenin iptali amacıyla Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği belirtilmiştir.
Başvuruyu görüşen Anayasa Mahkemesi ise “…Kanun koyucu, Anayasaya ve hukukun genel ilkelerine aykırı olmamak kaydıyla her türlü düzenlemeyi yapma konusunda takdir yetkisine sahiptir. Kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması ve keyfi davranmaması gerekir. … Kanun koyucu, amme alacağını güvence altına almak bakımından sorumluluğun yaygınlaştırılması yoluna gidebileceği gibi müteselsil sorumlulukta öngörebilir. Ancak amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilcilerin farklı kişiler olabileceği gerçeği göz önüne alındığında, kural ile getirilen düzenleme vergi ve diğer mali ödev ve sorumluluklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getiren kanuni temsilcilerin, sonradan kendilerinin görevde olmadığı ve müdahale şanslarının bulunmadığı bir dönemde gerçekleşen bir eylemden müteselsilen sorumlu tutulmaları sonucunu doğurmaktadır. Adalet ve hakkaniyet ilkeleri karşısında, bireyin bu şekilde belirsiz ve güvencesiz bir biçimde kendi kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle, başkalarının eylem veya ihmali sonucu oluşacak sorumluluğa ortak olması adalet ve hakkaniyetle bağdaşmaz. Dolayısıyla itiraz konusu kural hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasanın 2’nci maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” şeklinde karar vermiştir.