Dergiden Seçme Makaleler
ARAÇ MUAYENE ÜCRETLERİNDE GECİKME BEDELİ - Erdoğan ARSLAN
Erdoğan ARSLAN
Yeminli Mali Müşavir
ARAÇ MUAYENE ÜCRETLERİNDE GECİKME BEDELİ
( Bu yazı Maliye Postası'nın 15 Mart 2014 Sayısında Yayımlanmıştır)
1.Konunun Açıklanması
Erdoğan ARSLAN
Yeminli Mali Müşavir
ARAÇ MUAYENE ÜCRETLERİNDE GECİKME BEDELİ
( Bu yazı Maliye Postası'nın 15 Mart 2014 Sayısında Yayımlanmıştır)
1.Konunun Açıklanması
1.1.Kanuna göre trafiğe çıkacak araçların, kendileri için öngörülen teknik şartları taşımaları gerekir.(1) Bu husus, trafik güvenliğini riske soktuğundan, trafiğe çıkarılacak motorlu araçların teknik şartlara uyup uymadıkları, ekonomik yapıları da dikkate alınmak suretiyle belirli zamanlarda muayene edilerek tespit edilir.(2) Kuşkusuz muayene yaptırılması gerektiği halde süresi içinde araç muayenelerini yaptırmayan araç sürücüleri, ilgili kamu görevlerince Kanunda öngörülen “idari para cezası” ile cezalandırılırlar; bu araçlar da ayrıca trafikten men edilir.(3)
1.2.Kanuna göre araçların muayeneleri, belli bir “muayene ücreti”(4) (KDV hariç) karşılığında muayene istasyonlarında yapılır.(5) Ancak bu muayene ücretlerinin(6) belli bir kısmı, muayene istasyonları tarafından, “hazine payı” olarak bağlı oldukları vergi dairelerine ödenir.(7) İlgililerce hazine payının tam yani eksiksiz bir şekilde ve zamanında ödenmemesi halinde, ödenmesi gerektiği tarihten itibaren ödenmeyen tutar, 6183 sayılı Kanun uyarınca uygulanan gecikme zammı uygulanarak tahsil edilir.(8)
1.3.Muayene istasyonlarında muayene yaptırmaya gelenlerden, periyodik muayene süresi geçmiş olan araçlar için, zamanında muayene yaptırmamanın yaptırımı olarak öngörülen “idari para cezası” uygulanmamaktadır. Bununla beraber, muayene istasyonlarında, Kanun hükmü gereği, periyodik muayene süresi geçmiş olan araçlar için, muayene süresi geçirilen her ay (ay kesirleri tam ay olarak hesap edilir) için, %5 oranında “gecikme ek ücreti”(9) adı altında bir bedel araç sahiplerinden alınmaktadır. Muayene istasyonlarınca Kanun gereği tahsil edilen bu bedelin tamamı İşletmeci Şirket tarafından hazine payına dahil edilmekte ve izleyen ayın yedinci günü akşamına kadar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine ödenmektedir.(10)
2.Tahsil edilen Gecikme Ek Ücretlerinin Hukuki Niteliği
2.1.Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, muayene istasyonu işleticisi olan TÜV TÜRK tarafından tahsil edilen “gecikme ek ücreti”nin tamamı Hazine adına tahsil edilmektedir ki bu tutar uygulamada “idari para cezası” olarak nitelendirilmemektedir. Zira idari para cezaları, yetkilendirilmiş kamu görevlileri tarafından suçun işlendiğinin tespiti halinde kamu idarelerince tahsil edilir.(11) Muayenenin zamanında yaptırılmamış olmasından kaynaklanan idari para cezası(12) da trafik zabıtasınca uygulanır.(13) Araç muayenesinin geciktirilmiş olması ve bu durumun da kamu görevlileri tarafından aracın trafikte kullanıldığının saptanmış olması halinde, trafik zabıtası tarafından idari para cezası uygulanmakta ve ayrıca ilgili araç trafikten men edilmektedir. Dolayısıyla periyodik araç muayenesinin zamanında yaptırılmamasının yaptırımı hem idari para cezası olarak hem de fiilen aracın trafikten men edilmesi suretiyle uygulanmaktadır. Sonuçta ilgili aracın zamanında periyodik muayenesinin yaptırılmaması suçunun cezası da ve bu cezanın kim tarafından uygulanacağı da bellidir. Bu nedenle Kanun, “Muayene istasyonu açma yetkisi verilen gerçek ve tüzel kişiler; muayeneleri süresi içinde yaptırılmayan veya geç yaptırılan araçlara ilişkin bilgileri, şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenecek bir tutanak ile en yakın trafik kuruluşuna bildirir. Trafik kuruluşuna iletilen tutanaklar hakkında bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.” hükmünü koymuştur.(14) Gecikme ek ücreti olarak tahsil edilen tutarlar, bu anlamda bir “idari para cezası” olamaz. Gecikme ek ücretinin “idari para cezası” olduğu varsayılırsa, muayene istasyonunu işleten bir özel şirket bu suçun işlendiğine de karar veremez; suça ilişkin cezayı da uygulayamaz; Uygularsa da “yetkisizlik” nedeniyle işlemin iptali gerekir.”
2.2.Tahsil edilen “gecikme ek ücretleri”nin, TÜV-TÜRK tarafından ilgili araçlara verilen muayene hizmeti ile de esasen bir ilgisi yoktur; fiilen gerçekleştirilen araç muayene hizmetine ilişkin tutarlar, o yıl için belirlenmiş olan ve araçların niteliğine göre tutarı saptanan fiyat tarifesi uygulanarak ilgililerden zaten ayrıca tahsil edilmektedir. Gecikme ek ücretleri, gerçekleştirilen araç muayene hizmet bedeli dışında ayrıca tahsil edilmekte ve bu ad altında tahsil edilen tutarın tamamı, hazine payı-işletmeci şirket payı ayrıştırmasına tabi tutulmadan, kamu geliri olarak Hazineye ödenmektedir. Dolayısıyla bu tutarlar araç muayene hizmetinin ek bir karşılığı olarak tahsil edilmiş olsaydı, tahsil edilen bu tutarın belli bir kısmı, periyodik muayene hizmet bedellerinde olduğu gibi, Hazineye hiç ödenmez, hizmeti fiilen veren muayene istasyonu işleticisi olan REYSAŞ’ın bir geliri olarak kalması gerekirdi. Oysa tahsil edilen “gecikme ek ücretleri”nin tamamı Hazineye ödenmektedir. Bu itibarla, gecikme ek ücreti, işletmeci tarafından verilen muayene yada benzeri bir hizmetin karşılığı da olamaz.
2.3.TÜV TÜRK tarafından tahsil edilen “gecikme ek ücretleri”nin tutarının saptanması dikkate alındığında bu tutarların, zamanında verilmemiş muayene hizmetinden sağlanan gelirden o dönem için Hazinenin mahrum kalması nedeniyle, gelirden mahrum kalınan her ay için %5 fazlası olarak tazmin edilmesi işlevini üstlendiği anlaşılmaktadır. Yani araç zamanında muayeneye gelip periyodik muayenesini yaptırmış olsaydı, “fiyat tarifesi” çerçevesinde belirlenen ücretten hazine payına isabet eden kısmı, Hazine tarafından kamu geliri olarak tahsil edilmiş olacaktı. Ancak bu kamu geliri, aracın muayenesini geciktirmiş olması nedeniyle zamanında Hazine tarafından tahsil edilmemiş olduğu için, muayene ücretinin tamamı üzerinden her geciken ay için %5 oranında bir çeşit ağırlaştırılmış sabit faiz uygulanmakta ve gelirden mahrumiyet “ölçüsüz bir şekilde” fazlasıyla telafi edilmiş olmaktadır.(15) Kuşkusuz bu saptama, tahsil edilen “gecikme ek ücretleri”nin gerçekleşen işlemlere yansıyan şekli olarak doğru, Kanuna ve gerçeğe uygun olmakla beraber, bu şekilde tahsil edilen “gecikme ek ücretleri”nin hukuki niteliğinin “sakat işlem” niteliğinde olduğu da açıktır. Şöyle ki,
2.3.1.Kanun hükmüne göre işletici şirket tarafından tahsil edilen gecikme ek ücretleri, gerçekte araç muayenesinin geciktirilmiş olması fiilinin parasal bir yaptırımıdır;(16) muayene gecikme süresi arttıkça, bu fiile uygulanan yaptırımın parasal tutarı da artmaktadır. Araç muayenesinin yaptırılmaması, esasında trafik güvenliğine yönelmiş bir tehlike suçudur; bu suçun cezası da Kanunda ayrıca hem “idari para cezası”, hem de “güvenlik tedbiri” olarak öngörülmüştür.(17) Bu durumda “gecikme ek ücreti” adı altında ayrıca tahsil edilen paralar, araç muayenesinin yaptırılmaması fiiline yönelik olarak uygulanan nitelikte bir yaptırım değildir; araç muayenesinin geciktirilmesinden kaynaklanan zamanında yapılamamış tahsilata (mali mahrumiyete) ilişkin gecikme zamları niteliğindedir. Ancak bu şekilde uygulanan gecikme zamlarının, kaynağı araç muayenesi şeklinde verilecek hizmete ilişkin bedele ilişkin olduğundan ve bu hizmet de henüz verilmemiş olduğundan, tahakkuk etmediği açıktır; bu itibarla mali mahrumiyete ilişkin haklı bir sebebi de yoktur. Zira zamana bağlı olarak artan bir parasal yaptırım, ancak finansal (mali mahrumiyete bağlı) işlemlerle ilgili olabilir. Yani bir parasal borç-alacak olmalı ki vadesinde ödenmeyen bu borcun-alacağın ödenmesi, süre olarak geciktikçe, bu fiile uygulanan parasal yaptırım tutarı da artsın. Olayımızda böyle bir durum söz konusu değildir. Yani bu parayı ödeyenin ne muayene istasyonu işletmecisine ne de ilgili kamu idaresine, tahakkuk etmiş böyle bir borcu bulunmamaktadır. Böyle bir parasal borç ancak periyodik muayene hizmetinin verilmiş olması halinde fakat verilen hizmetin bedeli henüz ödenmemişse mümkündür; gecikme faizi de ödenmeyen süre dikkate alınarak alınacak paradan mahrum kalmanın bedeli olarak uygulanabilir.
2.3.2. Periyodik araç muayenesi, kanunla öngörülen fiziki bir yükümlülüktür. Bu yükümlülük muayene istasyonlarınca ücreti karşılığında verilen muayene hizmeti ile yerine getirilmiş olur; vergiler gibi karşılığı olmadan sadece yasadan kaynaklanan nitelikte ifa edilmesi gereken parasal bir yükümlülük değildir. Bu itibarla, periyodik araç muayenesinin zamanında yaptırılmamış olmasının yaptırımı, finansal (ödenecek tutarın gecikmesine bağlı olarak belli bir faiz oranı şeklinde uygulanan) nitelikte bir yaptırım (gecikme faizi) olamaz.
2.3.3. Kanuni mecburiyete bağlı olarak yapılan periyodik araç muayenesinin bedeli, bir çeşit “harç” niteliğinde görülebilir.(18) Harçlar, Kanun uyarınca genellikle harca bağlanmış kamu hizmeti verilmeden önce tahsil edilir. Periyodik araç muayene bedelleri de hizmet verilmeden önce muayene istasyonları tarafından nakit olarak “faturası” düzenlenmek suretiyle tahsil edilmektedir. Hiçbir harç, kamu idarelerince fatura karşılığında tahsil edilmez; genellikle de harçlar makbuz karşılığında tahsil edilirler.(19) Fatura, özel hukuk kişilerince yapılan işlemler için düzenlenir(20) Kaldı ki yasal olarak harçların tamamı tahsil edilmeden harca mevzu olan işlem de yapılmaz.(21) Bu itibarla ilgili kamu hizmeti verildikten sonra ancak ödenmemiş olan harç için parasal yaptırım uygulanabilir.(22) Bu parasal yaptırım da, aylık %5 oranında değil, harçlar amme alacağı niteliğinde olduğu için %1,40 oranında gecikme zammı olarak, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre uygulanır.(23) Anlaşılacağı gibi gecikme ek ücretini tahakkuk ettirebilmek için, yapılan hizmet harç niteliğinde görülse bile, hizmet (harç) bedeli peşin olarak ödendiğinden, gecikme ek ücretinin tahakkuk ettirilmesinin, hem menşei (kaynak) olarak hem de miktar olarak, haklı bir sebebi yoktur. Sonuçta muayene ücreti, harçlar gibi, zaten fiilen hizmet verilmeden önce tahsil edildiğinden, muayene hizmeti verilmeden önceki dönemler için araç muayene tarihi geciktirilmiş olması nedeniyle, tıpkı bir vergi alacağı gibi, bu dönemlerde hizmet bedelinin tahsil edilmesi gerekirken tahsil edilmemiş olması varsayımıyla, aylık %5 oranında gecikme faizi uygulamak mümkün değildir.
2.3.4.Gecikme ek ücreti, bir çeşit vergi olarak da nitelendirilebilir. Denilebilir ki muayene ücretinin “her ay %5 fazlasıyla tahsil edilen kısmı” vergidir.(24) Ancak vergi alacağı, kanunun öngördüğü nitelikte vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde ortaya çıkar.(25) Bu durumda vergiyi doğuran olay, genellikle mali güç ölçütü olabilecek bir hukuki durum yada işlemin (gelir elde etme, harcama yapma, servet sahibi olma vb) gerçekleşmesini gerektirir. Ancak gecikme ek ücretinde, bu manada ek gelir alınmasını gerektiren bir hukuki işlem yada durum yoktur. Hatta Kanunda bu gelirin kimden alınacağını (mükellefini) belirleyen açık bir hüküm de yoktur. Bu ek ücret, aracın sahibinden mi yoksa sürücüsünden mi alınacaktır; yani mükellefi aracın sürücüsü müdür, yoksa sahibi midir? Kanunda açıkça düzenlenmemiştir. Kaldı ki vergiyi doğuran olayın “gecikme süresi” olduğu, gecikme süresi arttıkça vergi miktarının da o oranda arttığı bir vergi türü henüz uygulamada görülmemiştir. Elbette “vakit nakittir” ama vergi, gene de sadece ekonomik nitelikli hukuki işlemlerden alınır; verilecek araç muayene hizmetinin geciktirilmesinden dolayı alınamaz.
2.4.Bütün bu açıklamalar da göstermektedir ki, muayene araç istasyonu işleticileri tarafından fatura düzenlenmek suretiyle “gecikme ek ücreti” adı altında ve araç muayenesinin gecikmesinin bir bedeli olarak geciken her ay için muayene ücretinin %5’i kadar tahsil edilen tutarların hukuki niteliğinin ne olduğu konusunda açık bir şekilde saptama güçlüğü bulunmaktadır. Nevi şahsına münhasır olan bu durumun hukuki niteliğini kavramsal olarak belirleme yönünden hukuki unsurlarında “yetersizlik” ve “karmaşa” söz konusudur. Öyle anlaşılmaktadır ki kanun koyucu, periyodik muayene ücretinin geciktirilen her ay için %5 fazlası ile tahsil edilmesini, periyodik araç muayenesini vergisel nitelikte bir yükümlülük gibi görmüş, muayene karşılığında alınacak ücret gelirinin geciktirilmiş olmasından doğan mahrumiyeti de, gecikmeye bağlı olarak aylık %5 faiziyle birlikte tazmin edilmek suretiyle telafi etmek istemiştir. Bu işlemle alınan paraları, suç ve ceza nitelemesinde aranan yasal unsurlar olmadığından, bir çeşit idari para cezası olarak nitelendirmek mümkün değildir. Ancak bu düşünce, araç muayenesini yaptırma zorunluluğunun bir yükümlülük olmakla beraber vergi gibi parasal (mali) bir yükümlülük olmadığı, bu nedenle vergi uygulamalarında olduğu gibi zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler için uygulandığı gibi bir gecikme faizinin (tazminatın) bu işlem için tahakkuk ettirilemeyeceği,(26) araç muayene ücretinin de kanunen ancak iilen verilmiş olan bir muayene hizmeti karşılığında alınabildiği, bu itibarla muayene ücretinin, mevzuat uyarınca periyodik araç muayenesinin yaptırılması gereken en son gün (vade) itibariyle fiilen ve gerçekte tahakkuk etmeyeceğinden (aksi takdirde “haksız iktisap”(27) söz konusudur) bu tür bir tazminatın da muayene hizmeti verildiği tarihte tahakkuk ettirilemeyeceği, böyle bir tazminatın tahakkuk ettirilmesi halinde de bu işlemin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olacağı yönünden hatalıdır.
3. Kanunun “Muayene süresi geçirilen her ay için muayene ücreti, yetki verilen gerçek veya tüzelkişi
ya da alt işleticiler tarafından, “% 5 fazlası ile” tahsil edilir” Hükmü Anayasa Aykırılık Taşıdığından İptal Edilmelidir.
3.1.Kanunun bu hükmü, periyodik araç muayene ücretini, her ay için %5 fazlası ile hesaplanarak muayenenin gecikmesine bağlı olarak gittikçe pahalı hale getirmektedir. Kuşkusuz muayene ücret fiyatlarının saptanması görevi Yasa gereği ilgili kamu idaresine aittir ve bu şekilde belirlenen tutarlar da Yasayla enflasyonist nitelikteki parasal değer aşınmalarından korunmuştur.(28) Yani bu tutarlar, her yıl yeniden değerleme oranları kadar kendiliğinden artmaktadır. Dolayısıyla kamu idaresi tarafından saptanan muayene ücretinin muayenenin gecikme süresine bağlı olarak her ay %5 oranında arttırılmak suretiyle ilgilisinden alınması, olayın gerçek mahiyeti dikkate alındığında, Kanunla öngörülen muayene ücretinin, muayenenin zamanında yaptırılmamış olması nedeniyle doğan gelir mahrumiyetinin ek tazminat alınmak suretiyle giderilmesidir. Böylelikle araç muayenelerinin zamanında yaptırılmamasından elde edilecek gelir mahrumiyeti telafi edilmiş olmaktadır. Oysa Bu durum hukukumuzda “sebepsiz zenginleşme” olarak ifade edilmektedir ki bu şekilde haksız zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Ancak bu zenginleşme Kanunun açık hükmünün verdiği bir yetkiden kaynaklandığından, bu hüküm Anayasanın “hukuk devleti” ilkesine aykırıdır.
3.2.Anayasa’ya göre, TC, bir hukuk devletidir. (29) “Devletin temel amacı ve görevi,…. kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”(30) Bu itibarla araç muayene istasyonlarında “sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayan” nitelikte olan ve “gecikme ek ücreti” adı altında muayene ücreti dışında “ek ücret” almak şeklinde gerçekleşen “kişinin haklarını sınırlayan ekonomik engeller”in “yasal kural” haline getirilmesi düşünülemez. Kaldı ki bu nitelikteki hak sınırlamaları, Anayasal nitelikte değerlendirilirse (gecikme ek ücretleri haksız iktisap niteliğinde olmasa, haklı bir sebebe dayansa) bile, muayene ücretinin her ay için %5 fazlası ile alınması, ayrıca ay kesirlerinin de tam ay olarak hesap edilmesi,(31) Anayasanın “ölçülülük ilkesi”ne de aykırıdır.(32) Zira tazminat, haksız işlem sonucunda uğranılan zararın giderilmesine, telafi edilmesine matuftur. Bu nedenle tazminat müessesesi, “sebepsiz zenginleşme aracı” olarak kullanılamaz. Gecikme ücretlerine yasa gereği uygulanacak aylık %5 oranında gecikme faizi, piyasa ve yasal faiz hadleri, hatta caydırıcı bir nitelikte olarak düzenlenen 6183 sayılı Kanunda öngörülen faiz oranları da dikkate alındığında,(33) ölçüsüz nitelikte ağırdır.
4.Sonuç
4.1.Karayolları Trafik Kanunu uyarınca öngörülen periyodik araç muayenesinin zamanında yaptırılmaması nedeniyle araçlarını muayene ettirenlerden muayene öncesinde geciktirilen her ay için araç muayene bedeli üzerinden %5 oranında “gecikme ek ücreti” olarak tahsil edilen tutarlar, Kanunla öngörülen araç muayene ettirme yükümlülüğünün vergisel nitelikte mali bir yükümlülük olmadığından, hukuka ve Anayasaya aykırı olarak tahsil edilmektedir. Bu uygulamanın yürürlükten kaldırılarak bir an önce haksızlığın giderilmesi yönünde düzeltilmesi kamunun ve hukukun yararına olacaktır.
___________________________________
(1) “Teknik şartlara uygun durumda olmayan araçların trafiğe çıkarılması yasaktır.” (Karayolları Trafik Yönetmeliği md 67/1 – 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır)
(2) (KTK) md 34/1 “Motorlu araçların muayenelerinin, yönetmelikte belirtilen süreler içinde yaptırılması zorunludur.” (KTK md 34/3)
(3) “Muayene süresi geçirilen veya sahip değiştirme hali hariç, özel muayene yaptırılması zorunlu olduğu halde yaptırılmamış araçları kullanan sürücüler, 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar. Bu araçlar trafikten men edilir ve en yakın muayene istasyonuna gönderilirler.”(KTK md 34/6,7)
(4) “Muayene istasyonlarınca; otobüs, kamyon, çekici ve tanker için 100 milyon lira, otomobil, minibüs, kamyonet, özel amaçlı taşıt, arazi taşıtı, römork ve yarı römork için 75 milyon lira, traktör (römorklu-römorksuz) motosiklet, motorlu bisiklet için 40 milyon lira muayene ücreti (katma değer vergisi hariç) alınır. Bu maddede sayılanların dışındaki araçların hangi gruba gireceği Ulaştırma Bakanlığınca belirlenir. Bu ücretler ile bu maddede yer alan para cezaları, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, her yıl sonunda o yıl için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilân olunan yeniden değerleme oranında artırılarak belirlenir. Bu suretle hesaplanan ücret tutarlarında 1.000.000 liranın altındaki tutarlar dikkate alınmaz. Muayene süresi geçirilen her ay için muayene ücreti, yetki verilen gerçek veya tüzelkişi ya da alt işleticiler tarafından, % 5 fazlası ile tahsil edilir. Ay kesirleri tam ay olarak hesap edilir. Bakanlar Kurulu, uygulanmakta olan muayene ücretlerini her beş yılda bir % 20'ye kadar artırmaya veya eksiltmeye yetkilidir.”(KTK md 35/2)
(5)“Araçların muayeneleri Ulaştırma Bakanlığına ait muayene istasyonlarında veya bu Bakanlık tarafından işletme yetki belgesi ile yetki verilmesi halinde ise, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılır.”(KTK md 35/1) Günümüzde araç sahiplerine periyodik olarak bu hizmet, özel bir şirket olan TÜVTÜRK (Reysaş Taşıt Muayene İstasyonları İşletim AŞ) tarafından verilmektedir.
(6) Araç muayene ücretleri Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından belirlenmektedir. Bu kamu İdaresi, 22 Aralık 2010 tarih ve B.11.0.KUG.0.00.17.00/230-16673 sayılı Genelge ile 2013 yılı araç muayene ücretlerini belirlemiştir. Ödemeler nakit olarak kabul edilmektedir.
(7) “Yetki verilen gerçek veya tüzel kişilerce bir ay içinde muayene ücreti olarak doğrudan elde edilen hasılat ile yetki devrettikleri alt işleticilerce muayene ücreti olarak elde edilen hasılat tutarı toplamının (katma değer vergisi hariç) ilk üç yıl % 30'u, sonraki yedi yıl % 40'ı, daha sonraki on yıl % 50'si ile % 5 oranında fazla tahsil edilen tutarın tamamı Hazine payı olarak, izleyen ayın yedinci günü akşamına kadar, yetki verilen gerçek veya tüzel kişi tarafından, yıllık gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirim ile birlikte ödenir.”(KTK md 35/3)
(8) “Bu madde gereğince ödenmesi gereken Hazine payını süresinde ödemeyen ya da eksik ödeyen yetki verilen gerçek veya tüzel kişilerden, söz konusu tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ilgili vergi dairesince tahsil edilir. Muayene edilen araç sayısı ve muayene ücretinin eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi nedeniyle süresinde ödenmeyen Hazine payı, ödenmesi gerektiği tarihten itibaren aynı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. Ayrıca, eksik bildirilen veya hiç bildirilmeyen muayene ücretine ilişkin Hazine payının üç katı tutarında idarî para cezası uygulanır. Söz konusu ceza tutarı ilgilisine yapılacak tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Para cezasına dava açılması tahsilatı durdurmaz.”(KTK md 35/4)
(9) “Muayene süresi geçirilen her ay için muayene ücreti, yetki verilen gerçek veya tüzelkişi ya da alt işleticiler tarafından, % 5 fazlası ile tahsil edilir. Ay kesirleri tam ay olarak hesap edilir. Bakanlar Kurulu, uygulanmakta olan muayene ücretlerini her beş yılda bir % 20'ye kadar artırmaya veya eksiltmeye yetkilidir.”(KTK md 35/2)
(10) KTK md 35/3
(11) “(1)Kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda açıkça gösterilen idarî kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir. (2)Kanunda açık hüküm bulunmayan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşunun en üst amiri bu konuda yetkilidir. (3) İdarî kurul, makam veya kamu görevlileri, ancak ilgili kamu kurum ve kuruluşunun görev alanına giren yerlerde işlenen kabahatler dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye yetkilidir. (4) 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yer bakımından yetki kuralları kabahatler açısından da geçerlidir.( Kabahatler Kanunu md 22)
(12) Araçların, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur. a)Servis freni, lastikleri, dış ışık donanımından yakını ve uzağı gösteren ışıklar ile park, fren ve dönüş ışıkları noksan, bozuk veya teknik şartlara aykırı olan araçları kullanan sürücüler 1 800 000 lira para cezası, b) Diğer eksiklik ve bozuklukları bulunan araçlarla, görüşü engelleyecek veya bir kaza halinde içindekiler için tehlikeli olabilecek süs aksesuar eşya ve çıkıntıları olan araçları kullananlarla, karayolunu kullananlar için tehlike yaratacak şekilde olan veya görüşü engelleyecek ve çevredekileri rahatsız edecek derecede duman veya gürültü çıkaran araçları kullanan sürücüler 3 600 000 lira para cezası, ile cezalandırılırlar.” (KTK md 30/1)
(13) Karayollarında kullanılmakta olan araçların, teknik şartlara uyup uymadığı trafik zabıtasınca kontrol edilerek her an muayeneleri yapılabilir.(KTK md 34/5)
(14) KTK md 34/8
(15) “İdarî para cezası, kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle de belirlenebilir. Bu durumda, idarî para cezasının miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur.” (Kabahatler Kanunu md 17/2)
(16) Yaptırım, bir hukuk kuralının ihlaline tepki olarak gösterilen ve hukuk düzeni tarafından öngörülen cebirdir. Özel hukuk alanında yaptırımlar, cebri icra, tazminat ve geçersizliktir. Kamu hukuk yaptırımları ise, ceza, iptal ve yokluktur.
(17) KTK md 30/1a ve b, 34/6 ve 7
(18) Harçlar Kanunu gerekçesinde harç, “fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yaptıkları ödemeler” şeklinde tanımlanmıştır.
(19) Harçlar Kanunu md 25, 66, 77, 93,106, 112, 122, “Harçlar, bu kanunun ilgili kısımlarında yazılı şekillerde ödenir.
Ancak Maliye Bakanlığı konunun özelliğini göz önünde bulundurarak, harçları, (5281 sayılı Kanunun 43'üncü maddesiyle değişmiştir.) makbuz karşılığı veya basılı damga vurdurulması veya sair bir şekilde tahsili için ilgili dairelere yetki verebilir.” (Harçlar K md 131)
(20) Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.(VUK md 229)
(21) “Bu kanunda aksine hüküm bulunmadıkça harçların tamamı peşin olarak ödenmeden harca mevzu olan işlem yapılmaz.”(Harçlar Kanunu md 127)
(22) “Kendi kısımlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş olup da, mahiyetleri icabı işin sonunda alınması lazım gelen harçlar; harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenir.”( Harçlar K md 129) “Bu kanunda ödenmeleri için belli bir süre tespit edilmiş olan harçlar süresi içinde ödenmemiş ise, ilgili makam ve daireler tarafından, sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde bir müzekkere ile o yerin ilgili vergi dairesine bildirilir. Müzekkerede harcın nevi ve mahiyeti, miktarı, mükellefin adı ve soyadı ve en son ikametgah adresi açıkça gösterilir.” (Harçlar K md 130) “Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 4 oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir.” (AATUHK md 51/1) 19/10/2010 tarihli ve 27734 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 12/10/2010 tarihli ve 2010/965 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesiyle, birinci fıkrada yer alan gecikme zammı oranı her ay için ayrı ayrı uygulanmak üzere %1,40 olarak belirlenmiştir.
(23)“Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.”(AATUHK md 1)
(24) Vergi, kamusal gereksinmelerin karşılanması için, özel kesimden kamu kesimine, hukuksal zor altında, karşılıksız ve kesin olarak yapılan parasal bir aktarımdır.
(25) “Vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar.”(VUK md 19/1)
(26)“Vergi mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin 3 numaralı fıkrası gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Ayrıca ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda: a) Dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar; b) Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar; Geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz.”(VUK md 112/3)
(27) “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.
Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.”(BK md 77)
(28)“Bu ücretler ile bu maddede yer alan para cezaları, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, her yıl sonunda o yıl için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilân olunan yeniden değerleme oranında artırılarak belirlenir.” (KTK md 35/2) “1Araç muayeneleri için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 35 inci maddesi hükmünce tespit ve ilan olunan ücretler alınır. Tespit edilmiş olan muayene ücret tarifesi, araç muayene istasyonunun herkesçe görülebilecek uygun yerlerine asılır. Bu madde ile 9 uncu maddede belirtilen ücretler, her yıl Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranlarında arttırılır.” (Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmelik md 15- 23.09.2004 tarih ve 25592 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.)
(29) Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. (Anayasa md 2)
(30) Anayasa md 5
(31) KTK md 35/2
(32) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. (Anayasa md 13)
(33)9/10/2010 tarihli ve 27734 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 12/10/2010 tarihli ve 2010/965 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesiyle, 6183 sayılı Kanun md 51/1. hükmünde yer alan gecikme zammı oranı her ay için ayrı ayrı uygulanmak üzere %1,40 olarak belirlenmiştir.
15 Mart 2014 tarihli Maliye Postası Dergisi'nde yayımlanmıştır . Vergi, SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik bunun gibi diğer makaleleri düzenli olarak takip etmek, ücretsiz danışmanlık hizmetimizden yararlanmak için siz de abonemiz olun.
Abonemiz Olmak İçin Tıklayın.