Maliye Postası Dergisi
ANONİM ŞİRKETLERDE GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ
YARGITAY 11. Hukuk Dairesi
Esas No : 2009/12744 Kara No : 2011/6060
Davacılar vekili, müvekkillerinin 5 ortaklı olan davalı şirketin büyük hissedarları olduklarını, 26.08.2005 ve 19.12.2006 tarihlerinde yapılan genel kurullara katılmadıkları halde adlarına atılan sahte imzalar ile genel kurullarda var gösterilerek kararlar alındığını, bu nedenle anılan genel kurulların yoklukla malul olduğunu ileri sürerek, 26.08.2005 tarihli ve 19.12.2006 tarihli genel kurullarda alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Fer’i müdahil vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilir kişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu genel kurul Hazirun cetvellerindeki imzaların davacılara ait olmadığının ispat edilmediği, davacıların hazır oldukları genel kurullarda alınan kararlara muhalefetlerini tutanaklara geçirmedikleri ve davanın 3 aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı anonim şirketin 26.08.2005 ve 16.12.2005 tarihli olağanüstü genel kurul toplantılarında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Anonim şirketlerde genel kurulun toplantıya ne şekilde ve hangi merasime tabi olarak çağrı yapılacağı TTK’nın 368’inci maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu madde hükmüne göre, usulüne uygun bir çağrının kabul edilebilmesi için asgari iki şartın gerçekleşmesi gerekir. Bunlar, toplantıya davetin TTK’nın 37’nci maddesinde anılan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmesi, ayrıca bütün nama yazılı pay sahipleri ve varsa şirkete öncedenhamile yazılı pay senetlerini ibraz ederek ikametgahlarını bildiren diğer ortaklara, taahhütlü mektupla bildirme koşullarıdır.
Davete ilişkin hükümlerle güdülen asıl amaç, bütün pay sahiplerinin genel kurul toplantısına katılabilmesini sağlamaktır.
TTK’nın 368’inci maddesinin istisnası aynı yasanın 370’inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, şayet bütün pay sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde genel kurul toplantılarına dair olan diğer hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrı hakkındaki merasime riayet etmeksizin de genel kurul olarak toplanabilir. Diğer bir anlatımla, anılan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, kanun koyucu çağrısız bir genel kurulun var sayılmasını, bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunmaları ve pay sahiplerinin bu toplantı şekline itiraz etmemiş bulunmaları şartlarının gerçekleşmesi durumunda kabul etmektedir. Tek bir payın sahibi veya temsilcisi hazır bulunmaz veya toplantıyı terk ederse ya da katılıp toplantı şekline itiraz ederse, bir genel kuruldan bahsedilemez. doktrine göre de, toplantıya katılmayan veya itirazı olan pay sahibinin genel kurulun gidişini etkileyebilecek durumda olup olmaması da durumu değiştirmez. (Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, TTK’na göre Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, Ankara 1993 bası, s. 76) O halde, TTK’nın 370’inci maddesinde öngörülen iki şart gerçekleşmeden yapılan genel kurul hukuken yoktur ve alınan kararlar da yoklukla maluldür. (Dairemizin 29.12.1998 tarih, 1998/7636 E., 1998/7820 K., sayılı, 15.02.1999 tarih, 1998/9105 E., 1999/801 K. sayılı ve 26.02.2001 tarih, 2000/10968 E., 2001/1615 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)
Yukarıdaki açıklamaların ışığında dava konusu olaya dönülecek olursa; davacılar, iptalini istediği genel kurul tarihlerinde pay sahibi olduklarını ve kendilerinin çağrılmadıkları ve katılmadıkları genel kurul toplantılarına katılmış gibi gösterilerek gerçeğe aykırıtutanak düzenlendiğini iddia etmişlerdir.