Maliye Postası Dergisi
ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN VERGİ HUKUKUNDAN VE KAMU ALACAKLARINDAN DOĞAN SORUMLULUKLARI
Ufuk ÜNLÜ
1. Giriş
Bilindiği üzere anonim şirket, “bir unvana sahip, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından ötürü yalnız mal varlığı ile ortaklarının sorumluluğu, taahhüt etmiş oldukları sermaye payı ile sınırlı bulunan şirket” olarak tanımlanmaktadır. Anonim şirketlerde yönetim kurulları yönetim ve temsil organı olarak görev yaparlar. Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin şirketi yönetmek, yönetim teşkilatını belirlemek, bütçeyi hazırlamak, yıllık faaliyet raporunu düzenlemek, muhasebe ve finans denetimi yapmak, şirket defterlerini tutmak gibi görev ve yetkileri bulunmaktadır ve bunları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve şirket esas sözleşmesi uyarınca yerine getirmektedirler.
Yönetim kurulu üyeleri yukarıda sayılan görevlerini yerine getirirken, özen ve bağlılık yükümlülüğüne uygun hareket etmeli ve şirket menfaatleri kapsamında yetkilerini kullanmalıdırlar. Yönetim kurulu üyelerinin yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal etmeleri halinde uğranılan zarardan dolayı sorumlu olurlar. Bu sorumluluğun hukuki ve cezai yönleri bulunmaktadır. Çalışmamız içerisinde yönetim kurulu üyelerinin vergi hukukundan ve kamu alacaklarından doğan sorumlulukları üzerinde durulacak ve söz konusu hususlar açıklanırken literatürdeki çalışmalardan ve yargı kararlarından istifade edilecektir.
2. Yönetim Kurulu Üyelerinin Vergi Hukukundan Doğan Sorumlulukları
Yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluk halleri 6102 sayılı Kanunun farklı maddelerinde birden fazla şekilde düzenlenmiştir;
-Belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olmasından doğan sorumluluk (m. 549)
-Sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi (m. 550)
-Şirket ayınlarına değer biçilmesinde yolsuzluk yapılmasından doğan sorumluluk (m. 551)
-İzinsiz olarak halktan para toplanmasından doğan sorumluluk (m. 552)
-Yönetim kurulu üyelerinin kanundan veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemelerinden doğan sorumluluk ile görev ve yetki devri yaptıkları kişilerin işlemlerinden doğan sorumluluk (m. 553)
Yönetim kurulu üyelerinin yukarıda sayılan nedenlerden ötürü şirketi zarar uğratmaları halinde şirket veya pay sahipleri, zararın tazminini yönetim kurulu üyelerinden talep edebilirler. Şirketin yönetim kurulu üyelerinin eylemleri neticesinde zarara uğradığını iddia edenler aynı zamanda bunu ispatlamakla yükümlüdürler.
Yönetim kurulu üyelerinin ilgili mevzuat uyarınca vergi hukukundan kaynaklanan sorumlulukları bulunmaktadır. Öncelikle her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, 6102 sayılı Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Anonim şirketlerde defter tutma fonksiyonu, daha açık bir ifadeyle fiilen kayıtların işlenmesi, kişiye bağlı bir görev ve yetki olmadığı için kayıtların bizzat sorumlular tarafından yapılması, defterlerin sorumlularca bizzat tutulması anlamına gelmemektedir. Anonim şirketlerde bu yükümlülük, yönetim kurulunun devredilemez yetkileri başlığı altında sayılmıştır.
Yönetim kurulu üyelerinin özen borcundan diğer bir anlatımla genel denetim yükümlülüğünden kaynaklı sorumluluğu da onların vergisel sorumluluğuna yol açmaktadır. İlgili mevzuat gereği muhasebe düzenini oluşturarak görev ve yetki dağılımı yapıldığında, bu görev ve yetki de, görev devri yapılan kişiye geçmiş olacaktır. Olay cezaların şahsiliği, fiil ile fail arasındaki illiyet bağı açısından da değerlendirildiğinde, görev devredilen kişinin sorumlu olması gerekmektedir. Bu husus aynı zamanda Anayasada yer alan cezaların şahsiliği ilkesi ile bağdaşmaktadır.(1)
Vergi Usul Kanunu (VUK) 10’uncu maddesi tüzel kişilerin sorumluluğunu aşağıdaki şekilde düzenlemektedir;
“Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir.
(Değişik: 3/12/1988-3505/2 md.) Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Bu hüküm Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da uygulanır.
Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmaz.”
Maddenin incelenmesinde görüleceği gibi, asıl sorumlu tüzel kişinin yani anonim şirketin kendisidir. Ancak bu da yer alan görevlerin yerine getirilmemesi yüzünden vergi mükellefinden ve sorumlusundan tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacaklar kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin yani yönetim kurulu üyelerinin varlıklarından alınır.