Diğer Haberler
Küresel vergi sisteminde kurallar yeniden yazılıyor.
Sanayileşmiş ülkelerin oluşturduğu G20’nin talebi üzerine 3 yıl önce harekete geçen Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), ‘offshore’lar dahil vergi kaçakçılığının yarattığı kayıpların önüne geçmek amacıyla Matrah Aşındırması ve Kar Aktarımı Eylem Planını (BEPS-Base Erosion and Profit Shifting- Eylem Planı) yayınladı. Paket, bu hafta Peru’nun başkenti Lima’da G20 Maliye Bakanları toplantısında ele alınacak. Uluslararası vergi kurallarının kapsamlı, rasyonel ve koordineli bir şekilde reforme edilmesi amacıyla yarın G20 Maliye Bakanları tarafından tartışmaya açılacak pakette, küresel bir yol haritası çizerek ülkelere kendi vergi gelirlerini en az kayıpla toplamayı sağlamak için gerekli tavsiyelerde bulunuluyor. Söz konusu eylem planı, düşük veya hiç vergi ödemeyen şirketlere karşı önlem almak amacıyla yerel ve uluslararası enstrümanları içeren belirlenmiş 15 eylemden oluşuyor.
Yılda 240 milyar dolar kayıp
OECD’nin açıklamasına göre, BEPS kaynaklı kayıpların büyüklüğü yılda 100-240 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Yani yaklaşık küresel kurumsal gelir vergisinin (CIT) yüzde 4 ile 10’u civarında bir kayıp yaşanıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin, CIT’ın toplam vergi geliri içindeki payı açısından kurumsal gelir vergisine bağımlılığının daha fazla olması, BEPS’in bu ülkelerdeki önemini artırıyor. BEPS’in amacı, vergi tabanlarının erimesini ve şirketlerin vergiden kaçınmak için yapay bir şekilde vergileme ülkelerini değiştirmelerini engellemek üzere, uluslararası vergileme kurallarını tek bir çatı altında toplamak. Yeni kurallar temel olarak şunu amaçlıyor: Şirket kârları, vergi oranlarının en düşük olduğu yerde değil, kârın elde edildiği yerde vergilendirilsin.
Bu eylem planı ile OECD üyesi olmayan G20 ülkeleri de vergi meselelerinde ilk kez OECD ile eşzamanlı adım atmış oluyor. Eylem planına göre, ekonomik faaliyetten yapay olarak ayrılan vergilendirilebilir gelirin düşük düzeyde vergilendirilmesinin önlenmesi ve dolaylı olarak anlaşmalardan kaynaklanabilen “çifte vergilendirilmeme (double non-taxation)” ile mücadele edilmesi için esaslı değişiklikler gerekiyor. Bu doğrultuda, şirket gelirlerinin vergilendirilmesi alanında uluslararası düzeyde uyumun sağlanabilmesi için yeni uluslararası standartlar geliştirilecek.
Antalya’da karara bağlanacak
G20 Maliye Bakanları toplantısında tartışılmasının ardından plan 10 Ekim günü, yine Lima’da IMF – Dünya Bankası İkinci Yarıyıl Toplantılarında ele alınacak. Daha sonra da kasım ayında Antalya’da yapılacak G20 Liderler Zirvesi’nde karara bağlanacak.
ABD’de devler vergiden kaçmak için yurtdışında 2. 1 trilyon dolar tutuyor
The Center for Tax Justice ve U.S. Public Interest Research Group Education Fund (Vergi Adaleti Merkezi ve ABD Kamu Çıkarı Araştırma Grubu Eğitim Fonu) tarafından yapılan araştırmaya göre ABD’nin en büyük 500 şirketi vergiden kaçınmak için karlarını ülke dışında tutuyorlar. Yeni yayınlanan çalışmaya göre Fortune 500 listesinde yer alan Amerikan şirketlerinin offshore hesaplarda tuttukları karlarının toplamı 2.1 trilyon dolara ulaştı. Bu karların ABD’ye getirilmesi halinde 620 milyar dolar vergi ortaya çıkacağı hesaplanıyor. Çalışmaya göre offshore hesaplarda en fazla para tutan ABD şirketi 181.1 milyar dolar ile Apple, Apple’ın bu parayı ABD’ye getirmesi halinde ödeyeceği vergi 59.2 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. GE’nin 18 vergi cennetindeki hesaplarda tuttuğu para ise 119 milyar dolar. 3’üncü sırada 108.3 milyar dolar ile Microsoft ve 4’üncü sırada 74 milyar dolar ile Pfizer yer alıyor. Çalışma ayrıca Fortune 500’de yer alan şirketlerden 358’inin 2014 sonu itibariyle vergi cenneti olan bölgelerde en az bir bağlı ortaklığa sahip olduğunu da ortaya koydu. 358 şirketin vergi cennetlerinden sahip oldukları şirket sayısı 7 bin 622.
Eylem planında neler var?
> Dijital ekonomi dolayısıyla etkin olarak uygulanamayan vergi politikalarının belirlenmesi ve çözüm önerileri konusunda tavsiyelerde bulunulması.
> İki ülkede farklı karakterde değerlendirilen ve bu sebeple iki ülkede de vergilendirilmeyen “melez” karakterli yatırım planlarının belirlenmesi ve gerek ulusal mevzuatlarda gerekse vergi anlaşmalarında önleyici düzenlemelerin yapılması.
> Kontrol edilen yabancı kurum vergileme rejiminin güçlendirilmesi ve ülkeler arası standardizasyonun sağlanmasına yönelik politikaların belirlenmesi.
> Ülkeler arası faiz ve benzeri finansal ödemeler yoluyla vergi matrahının düşürülmesine karşı alınacak önlemler konusunda gerek ulusal mevzuatlarda gerekse transfer fiyatlaması mevzuatında yapılabilecek düzenlemelerin belirlenmesi.
> Bilgi değişimi, şeffaflık ve vergi mukimliği kuralları gibi unsurların gözden geçirilerek zararlı vergi rejimi (vergi cennetleri) ile mücadelenin etkinleştirilmesi.
> Vergi anlaşmalarının sağladığı avantajların kötüye kullanılmasının engellenmesi için vergi anlaşmaları rejimi ve ülkelerin ulusal mevzuatlarında yapılacak düzenlemelerin belirlenmesi.
> Vergi anlaşmalarında diğer ülkede yapılan faaliyetlerin “işyeri” olarak tanımlanması ve vergilenmesi için gerekli kriterlerin yeniden düzenlenmesi (istisnaların sınırlanması).