Maliye Postası Dergisi
ZAYİ OLAN MALLARIN GİDERLEŞTİRİLMESİ
Ali EKMEN
Kelime anlamı olarak zayi, “kaybolma, yitirilme” kelimelerine karşılık gelmektedir. Vergi hukuku anlamında bir malın zayi olması durumunda, malın ekonomik değerinin yitirilmesi söz konusudur. Çalınma, kaybolma, yangın, sel ve deprem gibi doğal afetler, kaza, dikkatsizlik ve benzeri nedenlerle malın değersiz hale gelmesi vergilendirme usulleri uyarınca zayi kavramı ile açıklanmaktadır. Söz konusu zayi olma hallerinden anlaşılacağı üzere, bir malın zayi olması vergiden kaçınma anlamında iradi olarak gerçekleşebileceği gibi, olağanüstü durumların meydana gelmesi durumlarında da gerçekleşebilir.
Bu çalışmada, herhangi bir nedenle zayi hale gelen mallara ait fatura bedellerinin giderleştirilmesinin nasıl yapılacağı sorusuna yürürlükteki mevzuat kapsamında cevap verilecektir.
2. Zayi Olan Mal Kavramı
Bir malın fiziksel veya kimyasal özellikleri gereği buharlaşma, kuruma, çekme, sızma ya da dökülme gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkan miktar azalmasına normal fire adı verilir. Sabunun kuruması sonucu ağırlığını kaybetmesi, cam eşyanın alınması veya taşınması esnasında kırılması, sıvı nitelikteki malların taşınması esnasında dökülmesi veya buharlaşarak uçması ticari fireye örnek olarak gösterilebilir. Bu nitelikteki fireler genellikle belli oranlar dâhilinde kalır. Buna karşın, vergi kanunlarında zayi olma kavramına ilişkin herhangi bir tanımlama bulunmamaktadır. Sözlük anlamı ile zayi olma, kayıp, yok olma ve yitiktir. Ancak vergi kanunları ekonomik ilişkiler sonucu ekonomik değere bağlı olayları düzenlemekte olup vergi kanunları açısından zayi olma kavramına sözlük anlamıyla değil, iktisadi değer açısından bakılması gerekir. Çünkü ortada herhangi bir fiziksel değer (cisim) olmamasına rağmen oluşabilecek ekonomik değerler vergi kanunlarının ilgi alanına girmektedir. Buna en iyi örnek haklar gösterilebilir. Malların zayi olması aşağıdaki hallerde gerçekleşebilir.
1.Çalınma, kaybolma ve benzeri nedenlerle,
2.Yangın, sel ve deprem gibi doğal afetler sonucunda,
3.Kaza, dikkatsizlik ve benzeri nedenlerle,
Kaza, dikkatsizlik ve benzeri nedenlerden dolayı meydana gelen zayi olayı çoğu zaman firenin kapsamına girebilir. Örneğin cam ticareti yapan bir şahsın, camları taşırken dikkat etmemesi sonucu bir tabaka camı düşürüp kırması gibi. Ancak daha önce de belirtildiği gibi malların miktarında önemli boyutta meydana gelecek azalışlar değeri düşen mal ve kapsamına girmektedir. Yangın, sel ve deprem gibi doğal afetler sonucu mallar zayi olabilir. Bu gibi durumlarda ticari malların tamamen yok olması söz konusudur.
Zayi olma kavramı fiziki olarak mevcut olan bir malın değerindeki kayıp anlamında kullanıldığında bu sefer, tam zayi olma ve kısmi zayi olma durumlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
3. Zayi Olan Malların Giderleştirilmesi
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Kıymeti Düşen Mallar" başlıklı 278’inci maddesinde; "Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan Kanun hükmünde kıymetin azalış nedenleri teker teker sayılmış ve söz konusu nedenlerin sonuna "gibi" edatı eklenerek, benzeri durumlar nedeniyle emtianın değerinde önemli miktarda azalma olduğu takdirde emsal bedel ile değerleme yapılacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, 21.03.2018 tarih ve 7103 sayılı “Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 213 sayılı Kanuna, 278 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 278/A maddesi eklenmiştir;
“İmha edilmesi gereken mallar:
MADDE 278/A- Bozulma, çürüme veya son kullanma tarihinin geçmesi gibi nedenlerle imha edilmesi gereken emtia, bu mahiyetteki imha işlemleri süreklilik arz eden mükelleflerin başvurularına istinaden, bu Kanunun 267 nci maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü bendindeki usulle mukayyet olmaksızın, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen usul çerçevesinde ve tayin olunan imha oranı dikkate alınmak suretiyle değerlenebilir.
Birinci fıkra hükmünden yararlanmak için yapılan başvurular, Maliye Bakanlığınca mükellefin geçmiş yıllardaki işlemleri, fiili üretimi, satış ve imha süreçleri ile sektördeki diğer mükelleflerin durumu, yetkili idare, oda ve kuruluşların görüşleri de dikkate alınmak suretiyle değerlendirilir. Bu değerlendirme neticesinde, Maliye Bakanlığınca karşılıklı anlaşmak suretiyle, tayin olunan imha oranını aşmamak kaydıyla imha edilen emtianın emsal bedeli sıfır olarak kabul edilir.
Mükellefler, imha işlemine ilişkin her türlü kayıt, belge ve evrakı bu Kanunun ilgili hükümleri uyarınca muhafaza ve gerektiğinde ibraz etmek zorundadır.
Maliye Bakanlığı, bu maddeden yararlanmak için başvuruda bulunabilecek mükelleflerde aranacak şartları, tayin olunan imha oranının geçerli olacağı süreyi, imha oranının süresinden önce iptaline ilişkin kriterleri, bu madde kapsamına giren emtiayı, sektörler, iş kolları ve işletme büyüklüklerini ayrı ayrı ya da birlikte dikkate almak suretiyle belirlemeye ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları tespite yetkilidir.”
Yeni eklenen madde kapsamında, mükelleflerin başvurularına istinaden, imha edilmesi gereken emtia ve bu mahiyetteki imha işlemleri emsal bedel düzenlemesine bağlı olmaksızın Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen usul çerçevesinde değerlendirilebilecektir. Söz konusu mükellef başvurularının belirli kriterler kapsamında Maliye Bakanlığınca değerlendirilmesi hüküm altına alınmıştır. karşılıklı anlaşma olduğu taktirde emsal bedel sıfır olarak kabul edilir.
Yine aynı Kanunun "Emsal Bedeli ve Emsal Ücreti" başlıklı 267’nci maddesinde,