Maliye Postası Dergisi
ZAYİ BELGESİNİN VARLIĞI TEK BAŞINA DEFTER VE BELGELERİN ZAYİ OLDUĞU İSPATLAMAYA YETERLİ DEĞİLDİR
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/528 Karar No : 2019/631
Dava Konusu İstem : Davacı adına, 2006 takvim yılı yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergiinceleme raporuna istinaden katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle re’sen tarh edilen 2006/Şubat ila Aralık dönemleri katma değer vergileri, Şubat ila Ekim dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanmaksızın, Kasım ve Aralık dönemleri için ise tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle üç kat kesilen vergi ziyaı cezaları ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin birinci fıkrası ve mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin, 07/05/2013 tarih ve E:2012/210, K:2013/1282 sayılı kararı:
Davacının uyuşmazlık konusu döneme ait yasal defler ve belgelerinin 14/10/2011 tarihli yazı ile istenmesi üzerine davacı tarafından inceleme elamanına “Olay Yeri İnceleme Raporu” ve “Ek Müşteki İfade Tutanağı” ibraz edilerek 2006 hesap dönemine ilişkin defter ve belgelerin diğer dönemlere ait defter ve belgelerle birlikte çalındığı bildirilmiştir.
Defter ve belgelerin zayi olduğuna dair herhangi bir mahkeme kararı inceleme elemanına sunulmamıştır.
Ancak, defter belge isteme yazısı tebliğ edilmeden çok önce düzenlenen 20/07/2009 tarihli “Olay yeri inceleme raporu” ve 05/08/2009 tarihli “Ek müşteki ifade tutanağı” ile davacı hırsızlık olayı ile ilgili olarak gerekli şikâyetleri yapmıştır.
Defter belge ibraz edilmemesi nedeniyle hakkında Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin E:2010/594 sayılı dosyasında açılan davada, 03/11/2011 tarihinde yapılan duruşmada hırsızlığa konu yerin sanığa ait iş yeri olduğu ve faillerin arandığı belirtilmiş, suç unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle davacının beraatine karar verilmiştir.
Diğer yandan, Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin E:2011/956 sayılı dosyasında 26/10/2011 tarihinde zayi belgesi verilmesi talebiyle açılan davada uyuşmazlık konusu defterlerin zayi olduğuna karar verilmiştir.
Söz konusu tespitler dikkate alındığında davacı yönünden mücbir sebep hali gerçekleşmiş bulunmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesinde sayılan mücbir sebeplerden herhangi birinin bulunması halinde 3065 sayılı Katma DeğerVergisi Kanunun’un 34. maddesinin birinci fıkrasında öngörülen “belgelerinyasal deftere kaydedilmiş olduğunu kanıtlama yükümlülüğü” ortadan alkmakta ise de indirim konusu yapılan vergilerin alış belgelerindegösterilmiş olduğunu kanıtlama yükümlülüğü devam etmektedir.
İnceleme elemanının hiç bir inceleme ve araştırma yapmadan anılanyıldaki katma değer vergisi indirimlerinin tümünü reddedip tekerrürhükümlerini de dikkate alarak üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisitarhiyatı yapması nedeniyle 2006 yılında indirim konusu yapılan fatura ve gider belgelerinin söz konusu belgeleri düzenleyen kişi ve kuruluşlardantemin edilerek ibraz edilmesi hususu 07/03/2013 tarihli ara kararı iledavacıdan istenilmiştir.
Ancak olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 253. maddesine göre davacı şirketin mal aldığı ve indirim konusu yaptığı fatura ve benzeri gider belgelerini düzenleyen kişi ve kuruluşlar için defter ve belgeleri muhafaza için öngörülen beş yıllık süre geçmiş bulunmaktadır.
Kaldı ki, davacı tarafından alımda bulunduğu firmaların muhafaza süresinin geçmiş olmasını gerekçe göstererek alış belgelerini vermedikleri ifade edilmiştir.
Bu nedenle yükümlünün bütün çabalarıyla belge teminine çalışmasına rağmen beş yıldan fazla bir süre geçtiği için belge temininin mümkün olmaması nedeniyle beş yıldan sonra alış belgelerini temin edip ibraz edemediğinden bahisle ibraz edilemeyen belgelerde yer alan katma değer vergilerinin indiriminin reddi kanun hükümlerine ve hakkaniyet kurallarına aykırı olacağından davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda ve defter ve belge ibraz edilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal isabet görülmemiştir.
Kanunda ceza kesilebilmesi için öngörülen koşullar bir arada gerçekleşmemiş bulunduğundan ve cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan fail cezalandırılamayacağından davacı adına 213 sayılı Kanunun 353. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında da hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle cezalı tarhiyatları ve özel usulsüzlük cezalarını kaldırmıştır.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 29/05/2017 tarih ve E:2016/1881, K:2017/4905 sayılı kararı:
Her ne kadar davacı tarafından sonradan alınan zayi belgesi mahkemeye sunulmuş olsa da iddia edilen hırsızlık olayında çelik kasanın çalındığı belirtilmiştir.
Hayatın olağan akışı ve mutad ticari icaplar gereği defter ve belgelerin çelik kasada saklanması hususu gerçeği yansıtmaktan uzaktır.
Mahkemece verilen ara kararıyla davacıdan alış faturaları ve gider belgelerinin istenilmesine karşın gereği yerine getirilmemiştir.
Yasal defter ve belgelerin usulüne uygun olarak istenilmesine karşın mücbir sebep olmaksızın yükümlülük yerine getirilmediğinden ve incelemesırasında zayi belgesi bulunmadığından yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Tekerrür hükümlerinin uygulanması açısından ise durumun Mahkemece araştırılması suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş, davacının karar düzeltme istemini de reddetmiştir.
İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin, 14/02/2019 tarih ve E:2019/290, K:2019/303 sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İnceleme ve Gerekçe :
Maddi Olay: