Hayali ihracatın sebeplerine de değinen Hikmet Tanrıverdi, bu olaylarda vergi oranlarının payının yüksek olduğunu dile getirdi. Tanrıverdi, şöyle devam etti: “Yani bir malda yüzde 80 vergi var, bu oran KDV ile yüzde 110-120 oluyor. Bunu yaparsanız bu tür şeyleri teşvik edersiniz. Şu an gümrük duvarının olmasına gerek yok. Biz dünyaya mal üretiyoruz, burada durum üretim adına yüzde 20-30 rakiplerimizin lehine. Burada belki yüzde 20-30 vergi kabul edilebilir ama bunu aşan vergi oranı bu tür yöntemlere tevessül edenlere neden oluyor.” Bu aralar Dâhilde İşleme Rejimi (DİR) ile ilgili sorunların arttığından yakınan Tanrıverdi, “DİR denilen yapı da delik deşik ediliyor. Her olaydan sonra ihracatçı ek sorunla karşı karşıya kalıyor. İhracatçı hammaddeyi elde etmede güçlük çekiyor o zaman... Bir de milyonlarca dolar ihracat yapanlar DİR nedeniyle, 5-10 bin dolar nedeniyle mahkemede yargılanabiliyor. Sektör, şu an DİR’den imtina eder duruma geldi. Tabii bu denli yüksek vergi oranlarının olması, kimi ürünlerde kaçakçılığı teşvik ediyor. Onun için burada gereken önlemleri almalı, rekabet edebileceğimiz ürünlere yönelmeliyiz” diye konuştu. İHKİB Başkanı bir soru üzerine, “Yüzde 30’u aşan vergiler çağ dışıdır. Yüzde 30 vergi oranı ile rekabet edemiyorsak ona bakmalıyız. Rekabet diyoruz bunu gümrük duvarı ile yapamayız. Gümrük duvarları ne kadar yüksek olursa kaçakçılık da o kadar fazla olur” şeklinde konuştu.  

Tekstil ve giyim ihracatçısı yüzde 70’e varan ve KDV ile birlikte yüzde 120’lere ulaşan vergi oranlarından şikayetçi. Gümrük vergilerinde yüzde 20-30 oranlarının makul olduğunu dile getiren İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, “Yüksek vergi oranları kaçakçılığı teşvik ediyor” dedi. Tanrıverdi, 18. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin tanıtım toplantısında giyim ve tekstil ihracatında uygulanan vergi oranları ve kaçakçılık olayları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Tanrıverdi, 30 milyar dolar ihracat yapan tekstil ve giyim sektörünü kaçakçılık faaliyetleri ile anılmanın üzdüğünü dile getirdi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan hayali ihracat operasyonuna gönderme yapan Tanrıverdi, “Haberler bizi derinden üzdü. Elma ile armudu ayırmalıyız. Giyimci dahi olmayan, haksız gelir elde edenler ile Türkiye’nin yüz akı olmuş, namuslu ihracatçının aynı karede yer alması gücümüze gidiyor. Bu olaylarla anılan şahısları tanımlarken sektörün adının kullanılmasına şiddetle karşıyız. Suçluların da bir an evvel adalet karşısına getirilerek yargılanmasını temenni ediyoruz. Bu tür olaylar bireysel, şahsi olaylardır. Devletin görevi bunları yakalamaktır. Ama birilerini yakalarken bir tekstil sektörünü töhmet altında bırakmamak gerekiyor. Bu tür zan altında bırakmalarla ve bürokratik engellerle faaliyet yürütemez hale geliyoruz” dedi.