Maliye Postası Dergisi
YIL İÇERİSİNDE İŞVERENİN DEĞİŞMESİ HALİNDE ÜCRET GELİRİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
Serdar ORAN
1.GİRİŞ
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun birinci maddesine göre gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Aynı maddede gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak tanımlanmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun birinci maddesinde gelir tanımı yapılmakla birlikte gerçek kişiler tarafından elde edilen her getiri vergilendirilmeyecektir. Buna karşın vergilendirilmesi gereken kazanç ve iratlar Mezkûr Kanunu’nun ikinci maddesinde ticari kazanç, zirai kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ve diğer ve kazanç ve iratlar olarak belirtilmiştir.
Gelir vergisinin konusuna giren ve yukarıda sayılan bu yedi gelir unsurunun kapsamı, niteliği, tespiti ve vergilendirilmesine ilişkin açıklamalar her bir gelir unsuru itibariyle Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili bölümlerinde detaylı olarak açıklanmıştır.
Gerçek kişiler tarafından elde edilen gelir, Gelir Vergisi Kanunu’nun 103’üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Ayrıca aynı Kanun’un 94 ve Geçici 67’nci maddelerinde belirtilen kazanç ve iratları elden edenlere yapılacak ödemelerden bu kazançları bunlara sağlayanlarca vergi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dolaysız bir vergi olan gelir vergisi aynı zamanda bünyesinde barındığı engellilik indirimi vb. diğer uygulamalardan dolayı sübjektif vergi özelliğini de barındırmaktadır.
Gerçek kişiler tarafından elde edilen gelir üzerinden hesaplanan gelir vergisinin esasları;
-Şahsi Olması
-Yıllık Olması
-Safi Olması
-Gerçek Olması
-Genel Olması
-Elde Edilmiş Olması
Şeklinde sıralanmaktadır.
Gelir vergisinin esaslarından biri gelirin yıllık olmasıdır. Vergilemede gerçek kişiye ait olan gelirin bir yıllık tutarı göz önüne alınır. Bir yıllık dönemden takvim yılının anlaşılması gerekmektedir. Takvim yılı, 1 Ocak’ta başlayıp 31 Aralık’ta sona eren 12 aylık dönemdir. Faaliyetin kıst dönem olması ise bu durumu değiştirmemektedir.
Gelir unsurlarından biri olan ücretin vergilendirmesinde esasen kaynakta kesinti yöntemi uygulanmaktadır. Gerçek kişilere bu geliri sağlayanlar diğer bir ifade ile işverenler GVK’nın 94’üncü maddesi gereğince hizmet erbabına yapacakları ücret ödemeleri üzerinden aynı Kanun’un 103 ve 104’üncü maddelerindeki tarife ve esaslara göre vergi kesintisi yapacaktır.
Gelir vergisinin hesaplandığı ve Kanun’un 103’üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi artan oranlı bir özelliğe sahip olup ücret gelirinin vergilendirmesinde aylar itibariyle edilen ücretlerin kümülatif toplamı dikkate alınıp gelir vergisi hesaplanmaktadır.
Gelir vergisi bir takvim yılı içerisinde elde edilen gelire GVK’nın 103’üncü maddesinde yer alan tarife uygulanarak hesaplandığından yıl içinde işyeri ve işvereni değişen ücretlilerin vergilendirilmesi gibi özellik arz eden bir durum ortaya çıkmaktadır. Söz konusu bu durum çalışmamızda açıklanmaya çalışılmıştır.
2.ÜCRET GELİRİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
2.1.Ücretin Tanımı ve Kapsamı
Gelir vergisi subjektif nitelikli olup yükümlünün mali gücüne göre alınır. Yükümlünün mali gücünün tespit edilmesi belli bir süreci gerekli kılar. Bu süreç gelir vergisinde bir yıllık süreçtir. Bu süre zarfında her zaman gelir elde edilmemiş olabilir. Birinci ayda gelir elde edilebilirken ikinci ve üçüncü ay içerisinde elde edilmeyebilir. Yükümlünün mali gücünü birinci aya göre belirlediğimizde, ikinci ve üçüncü aylar için hata yapmış oluruz. O halde mali güç çeşitli kaynaklardan elde edilen gelirlerin ve bu kaynaklar içerisindeki kar ve zarar birlikte değerlendirilecek vergilendirilmesi, mali güç açısından daha gerçekçi olacaktır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’inci maddesinde ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış olup aynı maddede ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiştir.
Ayrıca Gelir Vergisi Kanunu’nun uygulaması bakımından aşağıda belirtilen ödemeler de ücret olarak vergilendirilmektedir.
1. GVK’nın 23’üncü maddesinin 11 numaralı bendine göre istisna dışında kalan emeklilik, malüliyet, dul ve yetim aylıkları,
2. Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler,
3. Türkiye Büyük Millet Meclisi, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler,
4. Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler,
5. Bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler,
6. Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler,
7. Hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar.
2.2.Ücret Gelirinin Beyanı