Diğer Haberler
Yargıtay Kararı : "İş Seyahatinde Hastalanmak İş Kazasıdır"
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin (Esas No: 2018/5018, Karar No: 2019/2931) kararına konu dosyaya göre, bir TIR şoförü Türkiye’den yüklediği malları RO-RO gemisiyle gittiği Ukrayna’ya teslim etti.
Şoför, 11 Aralık 2009 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptı. İşyerinin bulunduğu Trabzon’a dönerken kendisini iyi hissetmediği için 13 Aralık 2009 tarihinde yol üzerindeki bir devlet hastanesine gitti. Hastanede, tanı bölümüne “Akut üst solunum yolu enfeksiyonu, tanımlanmamış” yazılı rapor düzenlendi, iğne yapılıp ilaç verildikten sonra gönderildi. İşverenin tekrar Ukrayna’ya gönderdiği şoför, 15 Aralık’ta Trabzon’dan Samsun’a giderken trafik kazası geçirdiği için Trabzon’a geri döndü. 17 Aralık 2009 tarihinde de “Bir haftadır öksürük, balgam, halsizlik, 2 gündür 40 derece ateş” şikâyetleri ile Karadeniz Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvurdu. Hastanede H1N1 (domuz gribi),zatürre ve akut solunum sıkıntısı sendromu tanısıyla tedavi altına alındı. On gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 26 Aralık 2009 tarihinde vefat etti. Hastane raporunda ölüm nedeni olarak H1N1, zatürre, akut böbrek yetmezliği tanısı konuldu.
TIR şoförünün ailesi, ölümün iş kazasından kaynaklı olduğu gerekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) ölüm geliri bağlanmasını istedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişi, trafik kazasının iş kazası olduğunu, ancak hastane raporuna göre ölüm nedeninin trafik kazası değil domuz gribi olduğunu belirtti.
Adli Tıp Kurumu’ndan verilen raporda ise ölümün domuz gribi enfeksiyonu ve gelişen komplikasyonlarından meydana gelmiş olduğu, 13 Aralık’ta ilk gittiği hastane başvurusundaki şikayetlerin H1N1 enfeksiyonunun başlangıç belirtileri olabileceği, virüsün kuluçka süresinin 1- 4 gün arasında değiştiği, enfeksiyonun bulaşımının 13 Aralık 2009 tarihinden önceki 1 -4 günlük zaman diliminde gerçekleşmiş olması gerektiği kaydedildi. Ancak, yerel mahkeme TIR şoförünün ailesinin iş kazası iddiasını yerinde bulmayarak, ölüm geliri talebini reddetti.
Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay kararında, iş kazasının unsurları şöyle sıralandı:
“- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
- Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
- 4/a kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
- Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olay.”
Yasada iş kazasının, sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olay olarak tanımlandığına dikkat çekilen kararda, olayın etkilerinin bir süre devam ederek zaman içinde artması ve buna bağlı olarak sonucun daha sonra gerçekleşmesinin mümkün olduğu kaydedildi. İş kazasının ani bir olay şeklinde ortaya çıkıp, buna bağlı olarak zarar derhal gerçekleşebileceği gibi, gazdan zehirlenme olayında olduğu gibi etkilerinin daha sonra da ortaya çıkabileceği vurgulandı. Sonradan oluşan zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı bulunması koşuluyla olayın iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edildi.
Yasal düzenlemenin sosyal güvenlik hukuku içinde değerlendirilmesi gerektiği kaydedilen kararda, TIR şoförünün işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği, Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra H1N1’in 1-4 gün arasındaki kuluçka süresi içinde hastaneye başvurduğuna dikkat çekildi. Kararda, şoförün işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak daha sonra ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği belirtildi.