Diğer Haberler
Yargıtay Kararı: 'İnternet bankacılığının güvenliğinden banka sorumlu '
İstanbul'da ikamet eden bir kişi, mevduat hesabının bulunduğu banka şubesini 12 Mayıs 2004'te arayarak, 'İnternet bankacılığımı kapatın, hesabım internete kapatılsın' talimatı verdiMüşteri, aynı gün, banka şubesinden internet bankacılığı uygulamasının kapatıldığını teyit etti. Ancak sadece 6 gün sonra 18 Mayıs 2004'te 'hacker' olarak adlandırılan kimliği belirsiz şahıslar müşterinin hesabındaki döviz ve fonları bozduran kimliği belirsiz 'hacker', 30 milyar 536 milyon lirayı başka bir hesaba aktardı. Hesabının 'internet bankacılığımı kapatın' talimatına rağmen aynı kod ve şifre ile işlem yapıldığını belirten müşteri, bankayı yargıya şikayet etti.
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan 'alacak' davasında, müşteri, başka hesaba aktarılan 30 milyar 536 milyon liranın (30 bin 536 lira) olay tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesini istedi. Mahkeme davayı önce reddetti. Davacı tarafından temyiz edilen karar Yargıtay'ca bozuldu. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi, davayı ikinci kez görüştü. Mahkemede savunma yapan davacı müşteri, internet bankacılığı güvenliğinden bankanın sorumlu olduğunu, olayda bankanın ağır kusurlu olduğunu öne sürdü. Savunma yapan davalı banka avukatı da davacının kullandığı bilgisayarın güvenliğini sağlamadığını, olayda davacının ağır kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini talep etti. Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, davayı kabul ederek, 30 milyar 536 milyon liranın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizle müşteriye iadesine hükmetti. Bu kadar da davalı banka avukatı tarafından temyiz edildi.
Yerel mahkeme kararını onayan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, davacı müşterinin, davalı banka nezdinde mevduat hesabı bulunduğunu, davalı bankanın internet bankacılığı hizmetlerinden yararlanmak için müvekkilinin kullanıcı kodu ve şifresi aldığını, internet üzerinden bankacılık işlemi yaptığı sırada davacının tüm özeni gösterdiğini, kullanıcı kodu ve şifresini 3. şahıslara vermediğini söylediğine dikkat çekti. Yargıtay kararında, "Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. Açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir." denildi.