Maliye Postası Dergisi
YABANCI SERMAYELİ BİR TÜRK ŞİRKETİNİN YURT DIŞINDA KURULMUŞ OLAN BİR ŞİRKETE İŞTİRAK ETMESİ DURUMUNDA İZİN ALMASINA GEREK VAR MIDIR?
Levent BAŞAK
1. GİRİŞ
Yurt dışında mukim bir gerçek veya tüzel kişi tarafından Türkiye’de şirket kurulması, kurulmuş olan bir şirkete iştirak edilmesi, şube kurulması ve irtibat bürosu ve temsilcilik (proje ofisi şeklinde) açılması işlemleri 4875 sayılı “Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’na”(1) tâbidir.
Yabancı bir ülkede yerleşik tüzel kişilerin Türkiye’de 4875 sayılı Kanun uyarınca bir şirket kurması veya şube açması durumunda Türkiye’de kurulmuş olan şirket ve şubeler 6102 sayılı “Türk Ticaret Kanunu’na” (TTK’ya)(2) tâbidir. Türkiye’de bir şirket kurulduktan veya şube açıldıktan sonra bu şirketin Türkiye’deki ve yurt dışındaki faaliyetleri, özel Kanunlarda yer alan hükümler saklı olmak kaydıyla TTK’ya tâbidir.
Türkiye’de 4875 sayılı Kanun’a göre kurulmuş olan yabancı sermayeli şirketler Ortadoğu ve Asya pazarına açılmak ve özellikle Mısır, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde faaliyet göstermek için şirket kurmak veya şube açmak istemekte bu durumda ise şirket kurmak ve şube açmak için Türkiye’de izin alınmasına gerek olup olmadığına ilişkin olarak tereddütler yaşanmaktadır.
Bu nedenle, tarafımıza bu konuda yöneltilen sorulara cevap vermek adına bu makalemizde öncelikle, 4875 sayılı Kanun’a göre şirket kurma ve şube açma esasları izin sistemi esas alınmak suretiyle genel olarak değerlendirilecektir. Daha sonra ise bu değerlendirmeden hareketle bir Türk şirketinin yurt dışında şirket kurmak veya şube açmak istemesi durumunda Türkiye’de herhangi bir merciden izin almasına gerek olup olmadığı hususu analiz edilecektir.
2. 4875 SAYILI KANUN’A GÖRE TÜRKİYE’DE ŞİRKET KURMA VE ŞUBE AÇMA ESASLARI
4875 sayılı Kanun esas itibariyle Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımların artırılması amacıyla çıkarılmıştır. Doğrudan yabancı yatırımların artırılması noktasında yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yönelik olarak en çok eleştiri yönelttikleri sorunların başında bürokratik işlemler gelmektedir.
Bürokratik işlemler noktasında yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yönelik eleştirilerinin başında izin sistemi gelmekteydi. İzin sistemi yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye’de yapılacak yatırımlarda hem izin alma sürecinin zaman alması hem de izin almak için gerekli birçok evrakın temin edilmesi yatırımların yapılmasında önemli bir engel teşkil etmekteydi.
Yabancı yatırımcıların sıklıkla dile getirdikleri bu olumsuz tablo 4875 sayılı Kanun ile ortadan kaldırılmıştır. Şöyle ki, 4875 sayılı Kanun’un “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde açık bir şekilde hüküm altına alındığı üzere yabancı yatırımların gerçekleştirilmesinde izin ve onay sistemi bilgilendirme sistemine dönüştürülmüştür. Yani izin ve onay sistemi kaldırılmıştır.
4875 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte daha önce alınmakta olan aşağıdaki izinlerin alınmasına gerek bulunmamaktadır.(3)
1- Şirket kurma izni,
2- Şube açma izni,
3- Kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunan şirketlere yabancıların iştirak izni,
4- Yatırım izni,
5- Şirketin faaliyet konusunun değiştirilmesi durumunda değişiklik için izin,
6- Sermaye artışı ve hisse devri izinleri,
7- Dolaylı iştirak izinleri,
8- Lisans, know-how, teknik yardım ve franchise anlaşmalarının tescili.
Özet itibariyle; 4875 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte 4875 sayılı Kanun’da tanımı yapılan yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye’de şirket kurulması veya şube açılması için herhangi bir merciden izin alınmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak 4875 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin (h) bendine göre yabancı şirketler tarafından Türkiye’de irtibat bürosu açılması için izin alınması gereklidir. Şirket kuruluşu ve şube açılışından farklı olarak mezkûr Kanun irtibat bürosu açılışında izin sistemini getirmiştir.
3. 6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNUNA GÖRE ŞİRKET KURULUŞU VE ŞUBE AÇILIŞINA İLİŞKİN ESASLAR