Maliye Postası Dergisi
VERGİ HUKUKUNDA ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ
Ercan Serdar TOKSOY
İLKENİN TANIMI VE KAPSAMI
Ölçülülük, tarih boyunca gerek din adamları gerek düşünürler tarafından aşırılıklardan, ifrat ve tefritten kaçınma ve orta yolun bulunması gerekliliği şeklinde dile getirilmiş bir kavramdır.(1) Platon, kişide bulunan unsurların, Devlet için de geçerli olacağı anlayışıyla paralel olarak insandaki ölçülülüğün aynı şekilde Devlet’te de bulunması gerekliliğini vurgulamaktadır. (2)
İslam düşünürlerinden Farabi de ölçülülük üzerinde durmaktadır. Farabi ahlaki erdemlerin başında mutedil (ılımlı) olmayı, orta yolu bulmayı, ölçülü olmayı göstermektedir. Ona göre güzel ahlak, iyi davranış; ortayı bulmakla, aşırıya kaçmamakla sağlanmaktadır. Ölçülülüğü uygulayan, bunu kendinde karakter haline getiren kişi, kendini kontrol eden ve erdemli kişidir. Ölçülülük, aslında kendini kontrol anlamına gelir. Ölçülülük ya da kendini kontrol erdemlerin en önemlilerindendir. (3)
18’inci yüzyıla gelindiğinde ise Montesquieu, Kanunların Ruhu Üzerine adlı eserinin yirmi dokuzuncu kitabını kanun koyucunun ölçülü olması gerekliliğine ayırmıştır. Rousseau’nun da zenginlerin ölçülü davranması, fakirlerin de azla yetinmesi gerekliliğine işaret etmek suretiyle ölçülülük kavramına değindiği görülmektedir. (4)
İlkenin temel kaynağının ne olduğu konusunda farklı görüşler yer almaktadır. İlke kamu hukukunda ise, alt unsurlarını da tanımlayacak şekilde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında kullanılan aracın sınırlandırma amacını gerçekleştirmeye elverişli olmasını, sınırlama aracının sınırlama amacı için gerekli olmasını ve amaç ile aracın ölçülü bir oran içinde olmasını ifade etmektedir. (5)
Ölçülülük ilkesi ile ilgili sağlıklı bir tanım yapabilmek için bu ilkenin alt ilkeleri ile birlikte değerlendirilmesi daha doğru olacaktır. Doktrinde ölçülülük ilkesinin elverişlilik, gereklilik ve orantılılık diye adlandırılan üç unsurdan oluştuğu görüşü kabul edilmektedir. Elverişlilik kavramını en basit şekilde kısıtlamada kullanılan aracın kısıtlamanın amacına uygun olarak ayarlanması şeklinde tanımlayabiliriz. Gereklilik, sınırlamanın dayandığı amacı gerçekleştirebilmek için ilgili temel hak ve özgürlüğün sınırlandırılması açısından göreceli en yumuşak aracın seçilmesi gerektiğine işaret etmektedir. (6)
Ölçülülüğün üç unsurundan belki de en zor tespit edileni orantılılıktır. Çünkü araç ile amaç arasındaki makul dengeyi arayan hakimin, bu dengeyi objektif ölçütlerle tespit etmesi, dengenin bozulduğunu objektif gerekçelerle öne sürmesi mümkün değildir.(7)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, orantılılık değerlendirmesini ölçülülük ilkesinin üçüncü basamağı olarak ifade etmekte; amaç ile uygulanan araç, yani şahsi bir hak ile kamu yararı, özel yarar veya iki şahsi hak arasındaki denge olarak tanımlamaktadır.(8) Bu yaklaşımın benzerini Türk Anayasa Mahkemesi’nin vergi borcundan dolayı yurtdışı çıkış yasağına ilişkin vermiş olduğu kararda görmek mümkündür. Söz konusu kararda mahkeme, vergi borcundan ötürü yurtdışına çıkış yasağı uygulamasına ilişkin Pasaport Kanunu’nun 22’nci maddesi hükmünü iptal ederken, elverişlilik açısından yapmış olduğu açıklamalara ek olarak vergi borcunun tahsili ile yurtdışına çıkış yasağı arasındaki dengeye işaret etmiş ve düzenlemeyi ölçülülük ilkesine aykırı bularak iptal etmiştir.(9)
Vergi ve Ceza Normlarında Ölçülülük İlkesi