Maliye Postası Dergisi
ÜLKEMİZDEKİ VERGİLENDİRME SİSTEMİ ADİL Mİ?
Yasin ŞEN
1-GİRİŞ
Sosyal devlet ilkesinin temel unsurların birisi gelir dağılımındaki adaleti sağlamaktır. Devletler gelir dağılımındaki adaleti sağlamak için çeşitli enstrümanlar kullanır ki bunlardan biri de vergilerdir. Devlet herkesten mali gücüne göre vergi toplamakta ve bu surette toplumdaki bireyler arasında gizli bir transfer gerçekleştirmektedir. Ülkemizdeki bazı vergi uygulamaları vergilendirme eşitliği ve sosyal adaleti zedeleyici niteliktedir. Örneğin toplumun tüm kesimlerine hitap eden temel gıda ürünlerinden her aşamada katma değer vergisi alınırken pırlanta gibi toplumun belli bir kesimine hitap eden ve lüks tüketim olarak değerlendirilen mallardan katma değer vergisi alınmamaktadır. Bu durumun diğer örneği ücretlerin vergilendirilmesinde karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde sporcuların elde ettiği ücretler mücadele ettikleri lige göre % 5 ile % 15 arasında bir gelir vergisine tabi tutulmakta iken içerisinde devler memurları ve işçilerin de yer aldığı ücretliler % 15 ile % 35 arasında bir gelir vergisine tabi tutulmaktadır. Vergi oranlarından da anlaşılacağı üzere, ülkemizde çok yüksek rakamlarda gelir elde eden sporcular düşük oranlarda vergiye tabi tutulmakta iken belli ve sınırlı gelir grubu içerisinde yer alan çalışanlar sporculara nazaran daha yüksek oranlarda gelir vergisine tabi tutulmaktadır. Vergilendirmede eşitsizliğin diğer örneği ise ÖTV siz akaryakıt teslimidir. Bilindiği üzere ülkemizde yatlarda kullanılan akaryakıt için ÖTV ödenmemekte ancak çiftçiye yapılan akaryakıt teslimlerinde ÖTV tahsil edilmektedir. Yat sahibi olan ve yatlarında kullandıkları akaryakıt için ÖTV ödemeyen kişiler genellikle belli bir mal varlığına sahip kişiler olup, mali güçleri çiftçilere nazaran çok daha fazladır. Ancak çiftçilerin ÖTV ödeyerek akaryakıt satın aldıkları araç ve gerecin ülke ekonomisine yapmış olduğu katkı ile yat sahiplerinin ÖTV ödemeden akaryakıt kullandıkları yatların ülke ekonomisine yapmış olduğu katkı kıyas dahi edilemez.
2-ÜLKEMİZ VERGİLENDİRME SİSTEMİNDEN ÖRNEKLER
2-1- Zorunlu Tüketim Malları İle Lüks Tüketim Malları Arasındaki Vergi Eşitsizliği
Ülkemizdeki mevcut düzenlemelere göre; ekmek, un gibi temel gıda malzemeleri, zorunlu nitelikteki giyecek, yakacak malzemeleri üzerinden satışın her aşamasında katma değer vergisi tahsil edilmektedir. Nihai tüketiciye kadar sistem bu şekilde işlemekte, üreticiler ve aracılar satış için hesapladıkları katma değer vergisinden alış sırasında ödedikleri katma değer vergisini indirim konusu yapmakta ve sadece elde ettikleri karın KDV sini ödemektedirler. Ancak nihai tüketici için indirim KDV mekanizması bulunmadığı için malın üretiminden satışına kadar olan katma değer vergisinin tamamı nihai tüketici tarafından yüklenilmekte ve ödenmektedir. Bu durum ise sınırlı gelir grubunda yer alan nihai tüketicinin üretici ve satıcı konumunda bulunan sermayedarlara göre çok daha fazla vergi ödemesine sebebiyet vermekte ve bu haliyle Anayasanın 73’üncü maddesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Çünkü sermayedarların mali gücü ile nihai tüketicinin mali gücü kıyas dahi edilemez. Anlatılan bu husus olayın üretici ve nihai tüketici boyutudur. Olayı bir de mal türleri bakımından değerlendirdiğimizde vergilendirmedeki eşitsizliğin boyutu daha iyi kavranacaktır. Toplumdaki herkesi tarafından alınması ve tüketilmesi zorunlu olan ekmek, un gibi temel gıda maddeleri ile giyecek ve yakacak maddeleri üzerinden satışın her aşamasında katma değer vergisi tahsil edilmektedir. Bu maddelerin tüketimi hayatın devam ve idame ettirilmesi bakımından elzemdir. Ancak Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-g maddesinde “Külçe altın ve külçe gümüş teslimleri ile kıymetli taşların (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci) 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre Türkiye’de kurulu borsalarda işlem görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el değiştirmesi, döviz, para, damga pulu, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil, (elde edilen faiz gelirleri ile sınırlı olmak üzere tahvil satın almak suretiyle verilen finansman hizmetleri dâhil) varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları, Türkiye’de kurulu borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları ile metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının teslimi” vergiden istisna edilmiştir. Bu hüküm gereğince külçe altın ve külçe gümüş ile elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci gibi kıymetli taşlar katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Vergiden istisna edilen bu ürünleri satın alanlar ise genellikle belli bir gelir grubuna sahip olan kişilerdir. Vergilerin mali güce göre ödendiği dikkate alınırsa ekmek, un gibi zorunlu tüketim maddelerinden katma değer vergisi tahsil edilirken; altın, pırlanta gibi toplumun her kesimine hitap etmeyen ve lüks tüketim kategorisinde yer alan maddelerin vergiden istisna edilmiş olması vergilendirmede eşitliğin sağlanamadığını göstermektedir.
2-2-Ücretlerin Vergilendirilmesindeki Eşitsizlik