Maliye Postası Dergisi
ÜCRET GARANTİ FONU UNUTULMAMALI
Erol GÜNER
Bir işçi çalışmasına karşın ücretini alamaması oldukça önemlidir. Çünkü işverenin ödeyeceği ücret, işçinin ekonomik varlığının temelini meydana getiren, kendi ve ailesinin geçimini, fiziki, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını sağlayan ve çok zaman tek geliridir. Bu nedenle uluslararası ya da uluslar üstü örgütler olumsuz ekonomik şartlar nedeniyle ücret ve diğer menfaatlerini işyerlerinden alamayan işçileri koruyucu sözleşmeler, direktifler kabul etmişlerdir.( İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23 üncü maddesi, Avrupa Sosyal Şartı’nın 4 üncü maddesi, Avrupa Birliği’nin direktifleri, İşçiler İçin Temel Sosyal Haklar Avrupa Sözleşmesi, Uluslararası Çalışma Teşkilatı’nın sözleşmeleri.)
Avrupa Birliğine üye ülkelerde, işverenin ödeme aczine düşmesi nedeniyle işçinin ücretini alamadığı durumlar için farklı uygulamalar bulunmaktadır. Ülkemizdeki esaslarla aynı tarzda işleyen Ücret Garanti Fonu farklı olarak örneğin, Danimarka’da son altı aylık ücretlerin yanı sıra diğer tazminatlar da işverenlerce ödenen primlerden oluşturulan fondan karşılanmakta, Belçika’da ay sınırlaması olmayıp alınacak ücretle ilgili tavan sınırlaması bulunmakta, Almanya„da bu amaçla oluşturulan fona devlet de katkı yapmakta, Yunanistan’da iflastan önceki altı aylık dönemde hak edilmesine rağmen ödenmeyen üç aylık ücret garanti fonu kapsamında bulunmakta, İrlanda’da ödenmeyen sendika aidatları, mahkemece belirlenen yasal olmayan işçi çıkarmadan kaynaklanan zararları da içerecek miktar fondan ödenmekte, Fransa’da yapılan ödeme kadar firmanın alacaklısı, olunmaktadır.
Uluslararası Çalışma Örgütü 95 sayılı Ücretin Korunmasına İlişkin Sözleşmeyi yeterli görmeyerek 1992 yılında işverenlerin ödeme güçlüğü içine düşmeleri halinde işçi alacaklarını koruyan 173 sayılı yeni bir sözleşmeyi benimsemiş, AB Konseyi de 20 Ekim 1980 tarihinde 80/987 sayılı Yönergeyi kabul etmiş, bu Yönerge 23 Eylül 2002 tarihinde 2002/74 No’lu Direktifle değiştirilmiştir.
Türk çalışma hayatında işçiyi korumaya yönelik yasal ve kurumsal düzenlemeler arasına yer alan “Ücret Garanti Fonu” uygulaması Türkiye tarafından henüz onaylanmamış 173 sayılı İLO sözleşmesinin ve AB’nin 80/97 yönergesine yaklaşan bir düzenlemedir.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası, iflasın ertelenmesi nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan üç aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak amacı ile Ücret Garanti Fonu oluşturulmuştur.
Ücret Garanti Fonu Yönetmeliğinin 6 ncı maddesine göre Fon, işverenlerce işsizlik sigortası primi olarak yapılan ödemelerin işveren payının yıllık toplamının yüzde birinden oluşur. Ücret Garanti Fonu’na Devlet katkısı bulunmamakta, yapılacak ödemelerin Fon kaynaklarıyla sınırlı olduğu 9 uncu maddesinde belirtilerek Devletçe yapılacak yardımlara ilişkin bir husus düzenlemelerde yer almamaktadır.