Diğer Haberler
Türkiye’ye son 10 yılda gelen yatırımların yüzde 21’i kazanç ve kâr transferi olarak geri gitti.
2010 yılından itibaren portföy yatırımları doğrudan yatırımların oldukça üzerinde seyretmiş görülüyor. Bu gelişmede dışarıya göre Türkiye’deki daha yüksek faiz oranları kadar özelleştirme portföyünün daralmasının da etkisi olabilir. Diğer yandan son on yılda gelen yatırımlara karşılık 60 milyar dolar kazanç ve kâr transferi olarak geri gitmiş. Bu tutar gelen toplam portföy ve doğrudan yatırımların yüzde 21’ine tekabül ediyor. Aynı durum 2014 yılı için de geçerli. 2014 yılında gelen yatırımların yüzde 20’si gelir transferi olarak dışarıya aktarılmış. Bu açıdan bakıldığında yabancı yatırımcılar için verimli bir pazar olduğumuz söylenebilir. Türkiye ağırlıklı olarak dış finansmanla ekonomisini çeviren bir ülke. Cari açığın finansmanı ve dış borçların ödenmesi için dışarıdan düzenli döviz girişinin sürmesi önemli. Azalan yabancı yatırımcı ilgisine karşılık, 7 Haziran’da basına yansıyan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “Türkiye’nin tasarruflarının kendi kendine yetmediği için yabancıların parasına ihtiyacının olduğu” açıklaması mevcut durumun en yetkili ağızdan kısa özeti gibi sanki. Yabancı yatırımcıların tavrını göstermesi açısından bir dip not olarak hatırlatmak gerekirse, merkez bankası kayıtlarına göre seçimden sonraki iki haftada yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 133 milyon dolar, tahvil bonoda ise 1.3 milyar dolar satıştalar.