Maliye Postası Dergisi
TÜRK TİCARET KANUNU KAPSAMINDA KOOPERATİFLERİN TACİR SAYILMASI
Ufuk ÜNLÜ
Giriş
Bilindiği üzere kooperatifler ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaç ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılamak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk bir teşkilattırlar. Kooperatiflerin esas amacı; yeterli derecede iktisadi güce sahip olmayan gerçek kişilerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle rasyonel bir şekilde ve ekonomik olarak karşılamak ve temin etmekten ibarettir. Dolayısıyla kooperatifler için amaç, şirketlerde olduğu gibi ekonomik faaliyetlerden kar elde etmek ve sermayeye maksimum düzeyde kar sağlamak değildir.
Kooperatifler öncelikli olarak özel kanunları olan 1163 sayılı Kooperatifler Kanununu, genel kanun olarak da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerini uygulamakla yükümlüdürler. Kooperatiflerin tacir/ticaret şirketi sayılıp sayılamayacağı hususunda gerek öğretide gerekse mahkeme kararlarında görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Bu duruma ilişkin son gelişmeler yazımız içerisinde incelenecektir.
Kooperatifler ve Tacir Sıfatı
Tüm piyasalar içinde kooperatifler, sermaye birikimini sürekli kılarak (sermayeyi sosyalleştirerek) bazı mal ve hizmetlerin sunumunda ve isteminde ortaklarının pazarlık gücünü artırmada, ekonomik büyümeye katkıda bulunmada, “üretim ve bölüşüm” sürecini birbirleriyle ilintili kılarak ekonomik tıkanıklığı aşmada, pazarlık gücünü toplulaştırarak dev firmalar karşısında rekabeti korumada ve piyasaların (özellikle tarımsal piyasaların) yapısını ve işleyişini düzenlemede önemli görevleri yerine getiren kuruluşlardır.(1) Kooperatifler; bireylerin, özellikle yoksul insanların, tek başlarına elde etmeleri zor olan ürünler ve hizmetler için katma değer yaratırlar. Bu durum, ortaklara ait kaynakların birlikte verimli şekilde kullanılmasıyla mümkün olmaktadır. Kooperatiflerin özellikleri şu şekilde sıralanabilir;
- Kooperatifler, üyelerinin ortak ihtiyaçlarını veya meslekleri ile ilgili gereksinimlerini en az maliyetle karşılamak amacıyla kurulur.
- Kooperatiflerde sermayenin üst sınır yoktur. Kooperatifin ortak sayısı arttıkça sermayesi de artar.
- Kooperatiflerde sermaye olarak ayni sermaye (paradan dışında mal, demirbaş, taşıt, bina vb.) konulması veya başka bir işletmenin kooperatife devredilmesi ancak ana sözleşmede belirtilmiş olmakla mümkündür.
- Gerçek veya tüzel kişiler kooperatife üye olabilirler. Her ortağın ortaklık haklarının, ada yazılı ortaklık senedi ile temsil edilmesi gerekir.
- Kooperatiflerde ortaklıktan çıkış, ancak hesap döneminin sonunda ve en az 6 ay önceden haber vermek şartıyla yapılır. Ancak ana sözleşmeye ortaklıktan çıkış ile ilgili bir hüküm konmuşsa bu hüküm bağlayıcıdır.
- Kooperatiflerde ortakların en az bir ortaklık payları vardır. Bir ortak 5000’den fazla paya sahip olamaz.
- Kooperatiflerde her ortak bir oy hakkına sahip olup, ortak isterse oyunu başka bir kişiye de kullandırabilir.
- Kooperatiflerin sorumluluğu ana sözleşmede aksi bir hüküm yoksa mal varlığıyla sınırlıdır. Ortaklar ise sermaye payları ile sorumludur.
Kooperatifler amaçlarına ve ortaklıklarının niteliklerine göre tüketim kooperatifi, üretim kooperatifi, kredi kooperatifi ve yapı kooperatifi gibi isimlerle faaliyet göstermektedirler. Kooperatifler bakımından diğer bir tasnif ise ortaklarının üstlenecekleri sorumluluğa ilişkin olup bu bağlamda kooperatifler, sınırlı sorumlu ve sınırsız sorumlu kooperatifler olarak ikiye ayrılırlar. Sınırlı sorumlu kooperatiflerde ortaklar, yalnızca koymuş oldukları sermaye oranında sınırlı olarak sorumluluk altındadırlar. Sınırsız sorumlu kooperatiflerde ise ortaklar arasında sınırlanmamış ve zincirleme bir sorumluluk esası kabul edilmiştir.
Öte yandan, 6102 sayılı Kanunun 12’nci maddesinde ifade edildiği üzere, bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye tacir denir. Tacir sayılmanın belirli şartları ve sonuçları vardır. Tüzel kişilerde tacirlik sıfatında ise tüzel kişiliğe sahip kurum ve kuruluşları üç farklı kategoride değerlendirmek gerekir. Birincisi ticari amaçla faaliyette bulunan dernek ve vakıflardır. Bu ticari işletme amacı güdülen kurum ve kuruluşlarda kamu yararı gözetilmez. İkincisi uygulamada sıklıkla görülen ticari şirketlerdir. Herkes tarafından bilinen limited şirketler ve anonim şirketler gibi kuruluşlar bu kategoriye girmektedir. Üçüncüsü ise kamu tüzel kişilerce kurulan kamu iktisadi teşekküllerdir.
Tacir olmanın sonuçları arasında basiretli bir işadamı gibi davranması, iflasa tabi olması, ticari unvan kullanması, defter ve belge tutması gibi hususlar bulunmaktadır. Kooperatiflerin tacir sayılmasına ilişkin farklı karar ve görüşler alt başlıkta incelenecektir.
Kooperatiflerin Tacir Sayılması
1956 yılında çıkarılan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda “Ticaret Şirketleri” ile ilgili kısmın sonunda (485-502. md.) kooperatiflerle ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Bununla birlikte 1960’tan sonra devletin kooperatifçiliğe verdiği önem de artmaya başlamış, 1961 Anayasasına ilk defa kooperatifçilikle ilgili hükümler (51-52. md.) konulmuştur. Ayrıca 1963’ten sonra kooperatifler kalkınma planı ve yıllık programlarda da yer almaya başlamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonucunda 1969 yılında müstakil bir Kooperatifler Kanunu çıkarılmıştır. Öte yandan, “Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Dönemi”nde (1985-1989) 1163 sayılı Kooperatifler Kanununu o günün şartlarına uyarlamak amacıyla, 1988 yılında 3476 sayılı Kanunla muhtelif değişiklikler yapılmıştır. Ancak, aradan geçen kırk üç yılda Kooperatifler Kanununda bazı zorunlu değişiklikler dışında köklü düzenlemeler yapılmamıştır. Ticari hayatın şartlarına, küresel ve teknolojik gelişmelere uygun olarak hazırlanan 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır Yürürlükten kalkan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/1’inci maddesinde olduğu gibi 6102 sayılı Kanunun 16/1’inci maddesinde de bütün ticari şirketler tacir olarak sayılmış, İkinci Kitabın “Ticari Şirketlerini” düzenleyen Birinci kısımda yer alan 124/1’inci maddesinde de 136’ncı maddesi hükmü aynen tekrar edilerek ticari şirketlerin kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu belirtilmiştir.