Maliye Postası Dergisi
TİCARİ KAZANÇ SAHİPLERİNE TANINAN VERGİSEL AVANTAJLAR
Fatih Tuna TUNASOYLU
1.GİRİŞ
Ülkemizde vergilerin kaynağını servetler üzerinden alınan vergiler, harcamalar üzerinden alınan vergiler ve gelir üzerinden alınan vergiler şeklinde ayırıma tabi tutabiliriz. Anayasanın 73’üncü maddesi hükümleri gereğince vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Anayasanın bu hükmü gereğince söz konusu vergilere ilişkin muafiyet, istisna ve indirimler de kanunlarla düzenlenmiştir.
Çoğu mükellef Kanunlara veya Kanunlarda meydana gelen değişikliklere ilişkin yeterince bilgiye sahip olamadığından kendilerine tanınan avantajlardan yararlanamamakta ve işletmede kullanabileceği kaynağı vergi olarak devlete ödemektedir.
Mükelleflere tanınan vergi avantajlarını istisna, muafiyet, indirim ve diğerleri şeklinde ayrıma tabi tutabiliriz. Bahsi geçen bu avantajların büyük çoğunluğu mükellefin inisiyatifine bırakılmıştır.
Vergi uygulamasında istisna; vergiye tabi bir işlemin kanunlarla vergi dışı tutulması iken muafiyet; vergilendirilmesi gereken bir gerçek veya tüzel kişinin kanunlarla vergi dışı bırakılmasıdır. İndirim ise işlemin tamamından ziyade belli bir kısmının vergi dışı bırakılmasıdır.
Ülkemizde gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin 06.01.1961 tarih ve 10700 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve 21.06.20016 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri geçerlidir.
Türk Vergi Sistemine göre verginin mükellefleri gerçek kişiler ve tüzel kişiler olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Gelir ve kurumlar vergisindeki farklılık da bu ayrımdan kaynaklanmaktadır. Gerçek kişiler tarafından elde edilen kazançlar gelir vergisine tabi iken tüzel kişiler tarafından elde edilen kazançlar kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır.
Bu çalışmamızda gelir vergisine tabi gelir unsurlarından biri olan ticari kazanca ilişkin Kanunlarla tanınan vergisel avantajlar açıklanmaya çalışılmıştır.
2. TİCARİ KAZANÇ
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na (GVK) göre gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabi olup gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak tanımlanmıştır.
Verginin konusuna giren kazanç ve iratlar aynı Kanunun 2’nci maddesinde yedi bent halinde sayılmıştır. Bu yedi gelir unsurundan herhangi birini elde eden gerçek kişiler bakımından vergiyi doğuran olay meydana gelerek, bu kişiler elde ettikleri kazançtan dolayı gelir vergisine tabi olacaklardır.
Vergilendirilmesi gereken gelir unsurlarından biri olan ticari kazanca ilişkin hükümlere GVK’nın 37’nci ve müetakip maddelerinde yer verilmiştir. Kanun maddesine göre her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.
Ticari faaliyet bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup bir gerçek kişinin ticari kazanç açısından gelir vergisi mükellefi olması için faaliyetin ticari bir organizasyona bağlı olarak yürütülmesi ve devamlılık arz etmesi gerekmektedir. Buna göre bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için ticari amaçla yapılması ve süreklilik göstermesi gerekmektedir.
Mükellefler GVK’nın 2’nci maddesinde yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için yıllık beyanname verecek olup beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.
GVK’nın 85’inci maddesine göre tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler.
3. VERGİSEL AVANTAJLAR
Gelir Vergisi Kanunu ve diğer kanunlarda ticari kazanç sahiplerine tanınan avantajlar aşağıda alt başlıklar halinde açıklanmıştır.
3.1. Muafiyetler
3.1.1.Esnaf Muaflığı
Gerçek kişilerin ticari ve sinai faaliyet sonucunda elde ettiği kazançlar gelir vergisine tabi olmakla birlikte vergilendirilmeleri idare ve kendileri bakımından büyük zorluklar taşıyan bir kısım ticaret ve san’at erbabının muafiyeti GVK’nın 9’uncu maddesi ile sağlanmıştır.
Buna göre ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.
-Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç).
-Bir iş yeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabı.
-Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleri ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri bir iş yeri açmak suretiyle yapanlardan GVK’nın 47’nci maddesinde yazılı şartları haiz bulunanlar (aynı Kanun’un 51’inci madde şümulüne girenler bu muafiyetten faydalanamazlar).
-Nehir, göl ve denizlerde ve su geçitlerinde toplamı 50 rüsum tonilatoya (50 rüsum tonilato dahil) kadar makinesiz veya motorsuz nakil vasıtaları işletenler; hayvanla veya bir adet hayvan arabası ile nakliyecilik yapanlar (Bu bentte yazılı ölçüler, birlikte yaşayan eşlerle velayet altındaki çocuklar hakkında veya ortaklık halindeki işletmelerde, bu kimselerin veya ortaklığın işlettiği vasıtalar toplu olarak nazara alınmak suretiyle tespit edilir);
-Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler.
-Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, kırpıntı deriden üretilen mamûller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın veya yıl içinde gerçekleştirilen satış tutarı, ilgili yıl için geçerli olan asgari ücretin yıllık brüt tutarından fazla olmamak üzere, internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.
-Ticari işletmelere ait atıkları mutat olarak veya belli aralıklarla satın alanlar hariç olmak üzere, bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlar.
-GVK’nın 47’nci maddesinde yazılı şartları haiz olanlardan kendi ürettikleri ürünleri satanlara münhasır olmak üzere el dokuma işleri, bakır işlemeciliği, çini ve çömlek yapımı, sedef kakma ve ahşap oyma işleri, kaşıkçılık, bastonculuk, semercilik, yazmacılık, yorgancılık, keçecilik, lüle ve oltu taşı işçiliği, çarıkçılık, yemenicilik, oyacılık ve bunlar gibi geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyette bulunanlar.
-14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde kurdukları kurulu gücü azami 10 kW’a kadar (10 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil) yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını son kaynak tedarik şirketine satanlar (Bu bendin uygulanmasında üçüncü fıkra hükmü dikkate alınmaz.)
- Ayrı bir iş yeri açmaksızın ve sanayi tipi veya seri üretim yapabilen makine ve alet kullanmaksızın oturdukları evlerde imal ettikleri malları internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satanlar. Bu bent kapsamında esnaf muaflığından faydalanılabilmesi için Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi alınması, Türkiye’de kurulu bankalarda bir ticari hesap açılması ve tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şarttır. Bankalar, bu bent kapsamında açılan ticari hesaplara aktarılan tutarlar üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %4 (bir ve üzeri işçi çalıştırıldığı durumda %2) oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak ve 98 ve 119 uncu maddelerdeki esaslar çerçevesinde beyan edip ödemekle yükümlüdür. İstihdama bağlı indirimli oranın uygulanması için ilgili ayda bir işçinin en az on gün süreyle çalıştırılması gerekir. Bu hasılat tutarı üzerinden ayrıca 94 üncü madde kapsamında tevkifat yapılmaz. Bu bent kapsamında elde edilen hasılatın 2021 yılı için 240.000 Türk lirasını aşması hâlinde, mükellef izleyen takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilir ve tekrar bu muafiyetten faydalanamaz.
3.1.2.Diplomat Muaflığı
GVK’nın 15’inci maddesine göre yabancı devletlerin Türkiye’de bulunan elçi, maslahatgüzar ve konsolosları (Fahri konsoloslar hariç) ile elçilik ve konsolosluklara mensup olan ve o memleketin uyrukluğunda bulunan memurları, Türkiye’de resmi bir göreve memur edilenler bu sıfatlarından dolayı ve karşılıklı olmak şartıyla Gelir Vergisi’nden muaftırlar. Ancak bu muaflık menkul sermaye iradı üzerinden tevkif suretiyle alınan vergileri kapsamamaktadır.
3.2.İstisnalar
3.2.1. PTT Acentelerinde Kazanç İstisnası
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 18’inci maddesine göre PTT acenteliği faaliyetinden elde edilen kazançlar, gelir vergisinden istisna edilmiştir.
3.2.2. Kreş ve gündüz bakımevleri ile eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnası