Maliye Postası Dergisi
TEKNOKENTTE FAALİYETTE BULUNAN İSTİSNA KAPSAMINDAKİ YÖNETİCİ ŞİRKETLERİN KURUMLAR VERGİSİ İSTİSNASINDAN VAZGEÇMESİ
Salih ÇALAL
1. Giriş
Teknokent, üniversitelerin, araştırma kurumlarının ve sanayi kuruluşlarının aynı ortam içerisinde araştırma, geliştirme ve inovasyon çalışmalarını sürdürdükleri, katma değerli ürünler ortaya çıkardıkları, birbirleri arasında bilgi ve teknoloji transferi gerçekleştirdikleri; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği organize araştırma ve iş merkezidir. Teknokentlerin yasal dayanağı 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunudur. İkincil mevzuat düzenlemesi olarak Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği 10.08.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlük kazanmıştır. Yönetici şirket ise 4691 sayılı Kanuna uygun ve anonim şirket olarak kurulan, bölgenin yönetimi ve işletmesinden sorumlu şirkettir.
Bu çalışmada, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun geçici 2 inci maddesine göre yönetici şirketlerin bu Kanunun uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançların 31.12.2023 tarihine kadar kurumlar vergisinden istisna edilmesine istinaden, gerçekleştirilen faaliyetlere ilişkin mükelleflerin mevcut istisnadan vazgeçip vazgeçemeyecekleri sorusuna cevap aranacaktır.
2. Teknokentler
Teknoloji Geliştirme Bölgesi, yüksek/ileri teknoloji kullanan ya da yeni teknolojilere yönelik firmaların, belirli bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkez veya enstitüsünün olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri, teknolojik bir buluşu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları, aynı üniversite, yüksek teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkez veya enstitüsü alanı içinde veya yakınında; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği siteyi veya bu özelliklere sahip teknoparkı temsil eder. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin amacı; üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayiinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun kararlarını da dikkate alarak teknoloji yoğun alanlarda yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkânı yaratmak, teknoloji transferine yardımcı olmak ve yüksek/ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamaktır.
Aralarında nüanslar olmakla birlikte bilim parkı, teknokent, teknopark, teknopolis, araştırma parkı kavramları aynı anlamlarda kullanılmaktadır. Ülkemizde bu konu ile ilgili çıkmış olan 4691 nolu Kanun, “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri” kavramını kullanmaktadır. Ekonomik ve sosyal şartlar dünyanın çeşitli ülkelerinde hatta aynı ülkenin çeşitli yörelerinde farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle teknokentlerin, örgütlenişleri, amaçları, sunmakta oldukları hizmetler, idari yapıları bakımından birbirinden oldukça farklı bir yapı gösterir. Dünyadaki ilk teknopark uygulamaları 1950’li yılların başında ABD’de, Amerikalı akademisyenlerin bilgi ve Ar-Ge tecrübelerini ekonomik değer haline getirip pazara çıkmak istemeleri sonucunda başlatılmıştır.
Ülkemizde 1980’lerde yaşanan dışa açılma hareketi ile uluslararası pazarlarda teknoloji üretmeden rekabet etmenin mümkün olamayacağının farkındalığının oluşması ile teknokentler konusu ön plana çıkmıştır. Teknokent konusunu ilk olarak Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1984- 1989), 1989 yılı programında politika olarak gündeme getirmiştir. Bu konu ile ilgili çalışmalar hızlanmış, DPT’nin davetiyle Birleşmiş Milletler Kalkınma İçin Bilim ve Teknoloji Fonu (UNFSTD) tarafından görevlendirilen bilim ve teknoloji parklarının kurulması konusunda iki tane uzman 1990 yılında ülkemize gelmiş, incelemelerde bulunmuştur. Bu çalışmalar neticesinde ilk etapta KOSGEB işbirliği ile ODTÜ ve İTÜ’de Teknoloji Geliştirme Merkezi, TÜBİTAK MAM (Marmara Araştırma Merkezi) Teknoparkı kurularak çalışmalarına başlamıştır. Teknokentler konusundaki Kanun ise yoğun çalışmalar neticesinde 6 Temmuz 2001 tarihinde Resmi Gazete’de 4691 sayılı “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu” adı altında yasalaşmıştır.
3. Teknokentte Faaliyette Bulunan İstisna Kapsamındaki Yönetici Şirketlerin Kurumlar Vergisi İstisnasından Vazgeçmesi