Maliye Postası Dergisi
TEK ORTAKLI ANONİM ŞİRKETLERDE YÖNETİM KURULUNUN İBRASI SORUNU
Özkan ARSLAN
1-GİRİŞ
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre; bir anonim şirketin kurulabilmesi için en az beş ortağın bulunması ve yönetim kurulunun da en az üç kişiden oluşması zorunlu iken 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile bu sayılar bire indirilmiş, böylece anonim şirketin bir kişi tarafından kurulmasına ve yönetim kurulunun da bir kişiden oluşmasına imkân tanınmıştır.
Anonim şirketlerde “genel kurul” ve “yönetim kurulu” olmak üzere iki organ vardır. Genel kurul, anonim şirketin ortak ve/veya ortaklarından oluşan bir organ olup şirket yönetim kurulunu seçme, finansal tabloları onaylama, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verme, sermayeyi artırma, azaltma ve şirket esas sözleşme değişikliklerini karara bağlama gibi konularda devredilemez yetkilerle donatılmıştır. Yönetim kurulu da şirketin amacına ulaşması için şirketi yöneten ve bu yönde kararlar alan bir organdır.
Kanun koyucu, şirket ortağı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan kişinin genel kurul toplantısındaki oy hakkını bazı konularda ortadan kaldırmıştır ki buna teknik terimle “oydan yoksunluk” denilmektedir. Nitekim,6102 sayılı Kanun’un 436/2’nci maddesinde; Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacakları hüküm altına alınmıştır.
Bu çalışmamızda, tek ortaklı bir anonim şirkette bu tek ortağın aynı zamanda tek kişiden oluşan yönetim kurulu üyesi olması durumunda, genel kurulun yönetim kurulu üyesi hakkında ibra kararı alıp alamayacağı tartışılıp değerlendirilmiştir.
2- İBRA KAVRAMI
6102 sayılı TTK’nın birçok maddesinde “ibra” kavramına yer verilmekle birlikte bu kavramın ne anlama geldiğine dair bir tanımlamaya gidilmemiştir. Türk Dili Kurumu tarafından yayımlanan Güncel Türkçe Sözlük’te; “ibra” Arapça kökenli bir sözcük olup “aklama”, “temize çıkarma” anlamına gelmektedir.
Bilindiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1’inci maddesinde; Türk Ticaret Kanununun, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun ayrılmaz bir parçası olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 646’ncı maddesinde de; bu Kanunun, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısı olduğu hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, hem 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hem de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ayrılmaz parçalarıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre, borcu sona erdiren hallerden birisi de ibradır. Anılan Kanun’un “ibra” başlığını taşıyan 132’nci maddesinde; borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir, denilmiştir.
Doktrinde ibranın çeşitli tanımları yapılmış olmakla birlikte en sık kullanılan şekliyle Borçlar Hukuku açısından ibra, borcu sona erdiren sebeplerden biri olup, bir edimi yerine getirme yükümlülüğünü hukuken ortadan kaldıran, borçluyu borçtan kurtarıp alacaklının da alacak hakkını sona erdiren bir işlemdir.
3- 6102 SAYILI TTK’YA GÖRE İBRA VE ŞARTLARI