Maliye Postası Dergisi
TEBLİĞİN VERGİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
Faruk TAŞYÜREK
Genel olarak bilindiği üzere idarenin bireyler üzerinde etki doğuran işlemleri, genel idari işlemler ve bireysel idari işlemler şeklinde sınıflandırılabilmektedir. Genel idari işlem toplumun genelinin durumunu etkilemeye yönelikken, bireysel idari işlem belirlenmiş kişilerin bireysel durumunu etkileyen veya onlarda değişiklik yapan işlemlerdir.
Buna göre vergi idaresi tarafından mükellef bazlı olarak yapılan bir işlemi, bireysel işlem olarak kabul etmek mümkündür. Bireysel işlemler şahsa özgü olup, işlemin mahiyet ve miktarı ilk etapta sadece işlemi tesis eden makam tarafından bilinmektedir. İşlemin muhatabı ise kendisine tebliğ yapıldıktan sonra işlemin muhteviyatından haberdar olabilmektedir.
İşte tam olarak burada tebliğin önemi ortaya çıkmaktadır. Kendine tebliğ yapılan kişi yâda kişilerin tebliğ konusundan haberdar olması, diğer bir deyişle de bilgi sahibi olması tebliğin gerçekleşmesi ile mümkündür. Buradaki başlıca amaç muhatabın içerik hakkında bilgi sahibi olması ve davranışını ona göre sergilemesidir.
Genel hukukta olduğu gibi vergi hukukunda da yasaları (düzenlemeleri) bilmemek mazeret değildir. Ancak vergisel olayda idare tarafından tesis edilen bireysel işlemi bilmemek yâda bilmiyor olmak, mazeret sayılmaktadır. Burada mazeretten kasıtsa şüphesiz ki hukuki sonuç doğuracak haklı gerekçedir.
Vergi Yükümlülüğü ve Tebliğ
Anayasamızın 73. Maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.”ifadeleri yer almaktadır. Bu maddeye göre ödeme gücü eşliğinde vergi alacağı devlet için hak vatandaş için yükümlülüktür.
Vergi alacağı ise vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğmaktadır. Vergi alacağı aynı zamanda mükellef bakımından vergi borcunu ifade etmektedir.
Vergi de borç ve alacağın belirlenmesi genellikle beyana dayalı olarak gerçekleşmektedir. Şöyle ki mükellefler yükümlüklerinin gereği olarak ödemesi gereken vergiyi beyan etmekte, bu beyan eşliğinde verginin tarh, tahakkuk ve tebliği gerçekleşmektedir.
Peki, mükellefler kendi istekleri ile vergi beyanında bulunduklarında mükellefe tebliğ nasıl yapılmaktadır? Mükellefler tarafından verilen beyannameler için mükelleflere tahakkuk fişi verilmektedir. Verilen bu tahakkuk fişleri özünde mükelleflere yapılan tebliği ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle de beyana dayan verginin mükellefe tebliği tahakkuk fişi ile yerine getirilmiş olmaktadır.
Verginin beyan üzerine tarh edilmesinin yanı sıra mükellefler tarafından kimi zaman bu yükümlülük kısmen veya tamamen yerine getirilmediği hallere rastlamak mümkündür. Bu gibi hallerde vergiler vergi dairesi tarafından işin mahiyetine göre, ikmalen, re’sen ve idarece tarh yöntemi ile yerine getirilmektedir.
Sayılan bu yöntemler VUK 29 ve 30. Maddelerde yer almakta olup, bu yöntemde mükelleflerin vergisel durumu idare tarafından belirlenmektedir. Gerekçesi ise mükellefler ödenmesi gereken vergiyi, ya hiç beyan etmemiştir yâda olması gerekenden noksan beyan etmiştir. Diğer bir ifadeyle de ödenmesi gereken verginin gerçekliği mükellefler tarafından değil, vergi idaresi tarafından ortaya konmuştur.
Ödenmesi gereken vergi ve cezaların vergi idaresi tarafından belirlenmesi halinde tebliğin önemi karşımıza ayrıca çıkmaktadır. Burada mükellef hakkında bireysel idari işlem başlatılmakla birlikte mükellefi bu konu hakkında bilgilendirme yükümlülüğü de idare adına doğmuş olmaktadır.
Zaman Aşımı ve Tebliğ