Maliye Postası Dergisi
TEBLİĞDE TEBELLÜĞÜN ÖNEMİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Faruk TAŞYÜREK
Giriş
Öteden beri bir iş yâda eylemin bilmeden yapılması bilerek yapılmasına göre daha az müeyyideye konu olmuştur. Bir şeyin bilerek yapılması aynı zamanda yapılan şeyin sonuçlarını da kabul etmek anlamını taşımıştır. Hal böyle olunca da özellikle kamu otoritesi gibi müeyyide yapma gücüne sahip olanlar, bilgilendirme yolunu tercih etmişlerdir.
Bilgilendirme ise tarihin her döneminde dönemin imkânlarıyla yapılmıştır. Kimi zaman anons yöntemi kullanılmış, kimi zaman mektup gönderilmiş ve kimi zamanda tebligatlarla bilgilendirme yapılmıştır. Bu yöntemlerin her biri aslında aynı zamanda yaşanılan dönemin şartlarını da yansıta gelmiştir.
Bilindiği üzere; idari işlemler genel düzenleyici mahiyette ise bildirim yapma yükümlüğü yokken, bireysel idari işlemlerde yani kişilerin hukuki durumlarında değişiklik meydana getiren işlemlerde bilgilendirme yapmak gerekmektedir. Bilgilendirme tebliğ ve tebellüğle yerine getirilmektedir.
Tebliğin Türk Dil Kurumuna göre tanımı; “bildirme, haber verme ve bildiri” gibi anlamlara gelmektedir. Yine Türk Dil Kurumuna göre tebellüğün tanımı ise; “bir bildirimi almak” gibi anlamlara gelmektedir. Özetle tebliğ bir bildirim hakkında muhatabına bilgi vermekken, tebellüğ bildirimin alınması şeklinde tanımlanabilmektedir.
Bildirime yönelik düzenlemeler genel olarak vergi mevzuatında tebliğ hükümleri kapsamında yapılmıştır. Vergi de usulü düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanununda da yaklaşık 150 yerde tebliğ ifadesine yer verilmiştir. Bu ifadelerin yer aldığı düzenlemelerde vergi alacağının zaman aşımına uğramasının tebliğe bağlanmasından tutun da ibraz yükümlüğüne kadar birçok hususun yer aldığı görülmektedir.
Yasa koyucunun kanunda tebliğe bu denli sıklıkla vurgu yapmış olması tebliğin önemine tekrar tekrar işaret etmesinden kaynaklanmaktadır. Yasa koyucu kanunlarda düzenleme yapmış olmanın yanı sıra, uygulamaya yönelik olan kısımları, kanunun uygulayıcısı olan idareye bırakmıştır. İdare de tebliğin yapılmasını sağlayan uygulamaya yönelik bir kısım düzenlemeler yapmış ve bu kapsamda birçok yasal mevzuat oluşmuştur.
1. Tebliğe Yönelik Yakın Zamanlı Yasal Düzenlemeler
Tebliğde amaç muhatabına muhteviyatı en kısa yoldan ulaştırmak olduğu için mükelleflerin bilinen adresleri dâhil bir kısım yasal düzenlemelere yer verilmiştir. Bilinen adresle ilgili öncesinde daha fazla yer belirlenmişken 7061 sayılı kanunun 16 ncı maddesiyle VUK 101. maddesindeki bu sayı azaltılmış ve 01.01.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bilinen adresler aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.
“1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,
2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,
3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi.
Birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınır ve tebliğ öncelikle bu adreste yapılır.
İşyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.
İşyeri adresi olmayanlara tebliğ, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.”
7061 sayılı kanunun 16 ncı maddesiyle yapılan bu düzenleme sonucunda aşağıdaki özellikli durumlar ortaya çıkmıştır;
- 1 ve 2 numaralı bende yapılan atıfla mükellefin iş yerine tebligat yapılmasına vurgu yapılmıştır. Yani tebligat yapılacak yerde öncelik sıralaması getirilmiştir.
- Bu düzenleme ile ikinci bir tebligata çıkılması yani ikinci tebligat yolunun da tüketilmesi zorunluluğu getirmiştir.
- İkinci tebligatın mernis adresine yapılması istenilmiştir.
- Mernis adres kaydının olmaması gibi durumlarda da ilan yöntemiyle tebliğ yapılması yöntemine başvurulmasının önü açık tutulmuştur.
2018 yılının başlarında bu düzenleme yapılmışken kısa bir süre sonra mali idare elektronik ortamda tebliği gündemine almıştır. Bilindiği üzere elektronik ortamda tebliğ yapılmasına yönelik ilk düzenleme 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 7. Maddesinde yapılmış, anılan kanun 1 Ağustos 2010 yılında yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Mezkûr kanunun 7. Maddesi ile VUK 107/A maddesi ihdas edilmiştir. Mevcut haliyle VUK 107/A da yer alan ifadeler “Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93 üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir.
Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” şeklindedir.
Burada ilk olarak iki husus dikkati çekmektedir. Bunlardan birisi her zaman olduğu gibi düzenleme yapma hususunda idareye yetki verilmesi diğeri ise iletim tarihi ile tebliğ tarihi arasında 5 günlük zaman farkının olmasıdır. Buna göre tebligat, muhatabının elektronik tebliğ adresine ulaştığı tarihi izleyen günden itibaren aradan 5 gün geçtikten sonra tebliğ edilmiş sayılacaktır.
Örneğin idare tarafından gönderilen bir tebligat 7 Şubat 2022 tarihinde mükelleflerin e- tebligat adresine ulaşmışsa tebligatın yapıldığı tarih 12 Şubat 2022 günün sonu olarak kabul görecektir.
Elektronik ortamda tebliğle ilgili kanun da tanınan yetkiye istinaden idare tarafından 456 sıra No.lu VUK Genel Tebliği yayımlanmıştır.