Maliye Postası Dergisi
ŞÜPHELİ ALACAKLAR AÇISINDAN KONKORDATO
Fatih Tuna TUNASOYLU
1.GİRİŞ
Tahakkuk ilkesi gereği ticari işletmelerin kredili olarak sattıkları mal ve hizmet bedelleri işlemlerin yapıldığı dönemde gelir hesaplarına yansıtılarak vergilendirilir. Söz konusu bu bedellerin tahsilatları ise çeşitli nedenlerden dolayı bazen aksamakta bazen ise imkansızlaşmaktadır. İşletmelerce tahsil edilemeyen bu işlemlerden zarar etmekle birlikte ayrıca söz konusu işlemlere ilişkin vergi de ödenmektedir. Bu tür durumlarda mükelleflerin zararlarını dikkate almak amacıyla kanun koyucu tahsiline imkan kalmayan alacakların zarar yazılmak suretiyle vergi matrahından çıkarılması ve tahsili şüpheli hale gelen alacaklar için de karşılık ayrılmak suretiyle gider yazılması imkanı tanımıştır. Söz konusu alacakların yurt içinden veya yurt dışından olduğuna ilişkin bir ayrım yapılmadan kanun maddelerinde belirtilen şartların sağlanması halinde tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar zarar yazılabilir veya tahsili şüpheli hale gelen alacaklar için karşılık ayrılabilir.
Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Konkordato uygulamasında, alacaklı ve borçluların konkordato müessesesi kapsamında borç ve alacakları yeniden yapılandırma işlemine tabi tutulmakta ve borçlu, alacaklılarına borcunun tamamını değil, belirli bir oranını ödemeyi teklif etmektedir.
2. DEĞERSİZ ve ŞÜPHELİ ALACAKLAR
2.1.Değersiz Alacaklar
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesinde “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır.
Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleri zarara geçirilerek yok edilirler.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Bir alacağın değersiz sayılabilmesi için tahsil edilemeyeceği hususunun kazai bir hükme veya kanaat verici bir belgeye dayanması zorunludur. Kanun maddesinde geçen kazai hükümden kastedilen Türk veya yabancı ülkelerdeki yetkili mahkemelerce ilgili alacağın artık tahsil imkanının olmadığına ilişkin verilen kararlardır. Ülkemizde alacak davalarında davanın niteliği, dava açan ile davanın ilişkisine göre görevli mahkeme değişebilmektedir. Yetkili mahkemeler tarafından alacağın tahsiline imkan kalmadığına ilişkin karar verilmesi bu alacağın zarar yazılması için yeterlidir.
Öte yandan yine Kanun maddesinde geçen kanat verici belgeden anlaşılması gereken; borçlu hakkında mahkeme tarafından verilmiş gaiplik kararı, borçlunun adresinin bulunamaması nedeniyle icra takip dosyasının işlemden kaldırıldığını belirten yazı, borçlunun ölümü ve mirasçılarının olmaması ya da mirasçıların mirası reddettiğine ilişkin belgeler, mahkemelerce verilen iflas kararı, ayrıca alacaklı ve borçlunun her türlü muvaazadan ari olarak sulh oldukları yönünde noterden düzenledikleri anlaşma belgeleri gibi belgelerdir.
2.2. Şüpheli Alacaklar