Maliye Postası Dergisi
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINDA İŞÇİ ÜCRETİNİN DURUMUNUN HUKUKSAL ZEMİNDE YORUM TARTIŞMALARI VE DEĞERLENDİRME
Mert EKŞİ
Son dönemlerde Covid-19 salgını nedeni ile İçişleri Bakanlığı Genelgesine istinaden sokağa çıkma yasağı/kısıtlaması ilan edilmektedir. Bu yasak kapsamında bazı işyerleri ve çalışanlar hariç işçi ve işverenler işi ifa edememektedir. Bu nedenledir ki hafta sonları veya daha uzun süreli bu sokağa çıkma yasağında işçilerin ücretlerinin ne şekilde ve ne miktarda ödeneceği tartışma konusu olmuştur. Bu dönemde kısa çalışma ödeneğinden faydalandırılan işyerleri/işçiler haricinde bu ücret ödemesinin ne şekilde olacağına yönelik tartışma yazımız makalemizin ana konusudur.
TARTIŞMALAR VE DEĞERLENDİRME
COVİD-19 salgını nedeniyle son dönemlerde yaşanan hafta sonları veya 4 günlük sokağa çıkma yasağı/kısıtlamasına işçilerin ücretlerinin ne olacağı tartışma konusudur. Bilindiği üzere kısa çalışma uygulanan işyerlerinde bu durum tartışma konusu değildir çünkü işyerlerinde kısa çalışma uygulaması yapıldığı için ödemeler kısa çalışma ödeneğinden yapılmaktadır. Örneğin faaliyeti durdurulan bir işyerinde 30 gün, haftalık çalışma süresi azaltılmış işyerinde ise çalışılan haftalık saat kadar kısa çalışma ödeneğinden ücret ödendiğinden bu konu ihtilaf bulunmamaktadır ancak haftalık çalışma saati azaltılan işyerlerinde veya normal kısa çalışmadan faydalanmayan işyerlerinde sokağa çıkma yasağı uygulandığı dönemde işçi ücretinin ödenip ödenmediği gündeme gelecektir.
Bilindiği üzere sokağa çıkma yasağı/kısıtlaması Hükümetçe uygulanan bir idari tasarruf olup işçi ve işçi cephesinde bir zorlayıcı sebeptir. Genel olarak bakıldığından hem salgın süreci hem de bu idari tasarruf durumu bir mücbir hali oluşturur ki bu durum işçi ve işvereni etkilemektedir.
4857 sayılı İş Kanunu 24/III maddesinde işçi açısından haklı nedenle fesih hükmü ; “İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.” şeklindedir. İşveren açısından ise aynı durum mezkur Kanunun 25/III maddesinde belirtilmiş olup anılan hüküm; “İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması” şeklindedir.
Yukarıda yer alan zorlayıcı sebep hükmünün kritiği şudur. İşyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durması gerekmektedir. Sokağa çıkma yasağı/kısıtlaması ise bazı hafta sonları veya müteakip hafta 4 gün olarak uygulandığı göz önüne alındığında 1 haftadan fazla süre ile doğrudan işin durduğu söylenemeyecektir. Bununla birlikte sokağa çıkma yasağı/kısıtlaması hem işçi hem de işverencephesinde gerçekleşmektedir. Yani işçide zorlayıcı durumdadır işverende zorlayıcı durum içerisinedir. Asıl olarak anılan maddelerin hükmü ise şudur. İşveren işyerini faaliyete geçiremiyorsa işçiye, işçi işe gidemiyorsa işverene söz söyleme, 1 haftadan sonra iş akdinin haklı nedenle feshedilmesi hakkının verilmesidir. Peki bu 1 haftalık sürede ne olacaktır. Bu konunun çözümünü ise mezkur Kanunun 40. Maddesi; “24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir.” hükmü ile getirmiştir. Bu bir haftadan fazla süren zorlayıcı sebepte 1 hafta için duruma göre işçiye her gün için yarım ücret ödeneceği belirtilmiştir.
Bu kanun maddeleri birlikte değerlendirildiğinde aslında hem işin sokağa çıkma yasağından dolayı bir haftadan fazla uzun sürmemesi, zorlayıcı sebebin tek taraflı değil hem işçi hem de işveren cephesinde gerçekleştiği düşünüldüğünde anılan maddelerin doğrudan sokağa çıkma yasağı/kısıtlamasında işçinin ücretinin ödenip ödenmeyeceğine cevap vermediği görülmektedir. Konuya 4857 sayılı İş Kanunu doğrudan cevap vermedi ise bu husus genel nitelikli Kanun olan Borçlar Kanunu genelinde de sorgulanmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 409. Maddesinde; “Uzun süreli bir hizmet ilişkisinde işçi, hastalık, askerlik veya kanundan doğan çalışma ve benzeri sebeplerle kusuru olmaksızın, iş gördüğü süreye oranla kısa bir süre için işgörme edimini ifa edemezse işveren, başka bir yolla karşılanmadığı takdirde, o süre için işçiye hakkaniyete uygun bir ücret ödemekle yükümlüdür.” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Anılan hüküm irdelendiğinde işçinin kusuru olmaksızın ve kısa bir süre ile oranlı olarak kalmak kaydıyla ve işverence bu durum başkaca yolla karşılanmazsa hakkaniyete uygun bir ücretin ödenmesi gerektiğine hükmedilmiştir. Buradan da görülüyor ki sokağa çıkma yasağı/kısıtlamasının kısa bir süreli olması ve işçinin de işe gidememiş olması halinde işçiye ücret ödeneceği, bu ücretin ise hakkaniyete uygun olacağı belirtilmiştir. O zaman bu hakkaniyet ölçünün ortaya konması gerekir.