Maliye Postası Dergisi
SINIRLI BAĞIŞ VE YARDIMLARIN KURUMLAR VERGİSİ VE KATMA DEĞER VERGİSİ ÇERÇEVESİNDE İRDELENMESİ
Hüseyin YÜCEBAŞ
Bağış ve Bağışlama
Bağış; yardım, hibe veya teberru olarak da adlandırılırken, bağış yapmak ise yardım etmek ile eş anlam taşımaktadır.(1)
“Bağış” terimi ile ilgili hukuki olarak kanunlarımızda yer alan hüküm ise Borçlar Kanunu’nun 285’inci maddesinde karşımıza çıkmaktadır. Anılan kanun maddesinde “Bağışlama Sözleşmesi”nin tanımına yer verilmiştir.
Bağışlama sözleşmesi; bağışlayanın sağlar arası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır.(2)
Bağış olayından bahsedebilmek için ise üç öğenin varlığı gerekmektedir. Bağışı yapan kişinin malvarlığının azalması, bağışı kabul eden kişinin malvarlığının artması, karşılıksız olarak yapılması ve karşılıklı iradelerinin uyuşmasıdır.(3)
Kurumlar Vergisi Kanunu Çerçevesinde Kazancın %5’i ile Sınırlı Olan Bağış ve Yardımların Değerlendirilmesi Bağış Yapılabilecek Kurum ve Kuruluşlar
Yapılan bağış ve yardımların beyan edilecek kurum kazancından indirilebilmesine ilişkin hükümler 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesinde düzenlenmiştir.
KVK’nın 10/1 maddesinde;
“Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır.”
hükmüne, 10/1-c maddesinde de;
“Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5’ine kadar olan kısmı.”
hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre bağış ve yardımların beyan edilen gelirden indirilebilmesi için kanunda belirtilen kurum ve kuruluşlara yapılması gerekmektedir. Bu kurum ve kuruluşlar ise;
Genel ve özel bütçeli kamu idareleri,
İl özel idareleri,
Belediyeler ve köyler,
Kamu yararına çalışan dernekler,
Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflar,
Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar
şeklinde sıralanabilir.
Kurum Kazancından İndirilmesi Mümkün Kılınan Bağış ve Yardımların Belge Düzeni
1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 10.3.2.2.4. bölümünde yapılan bağış ve yardımlara ilişkin belge düzenine dair açıklamalara yer verilmiştir.
Ayni veya nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmalıdır.
Ayni bağış ve yardımın, işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek bağışlanmış olması durumunda, mükelleflerin işletmeden çekip bağışladıkları değerler için fatura ve sevk irsaliyesi düzenlemesi gerekmektedir.
Düzenlenen faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili kurum veya kuruluş tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konulmalı ve kurum yetkilisi tarafından kaşelenip imzalanmalıdır.
Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan alınarak kurum veya kuruluşa bağışlanmış olması durumunda ise bu kurum ve kuruluş tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterli olup, düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir.
Ayrıca, bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde yukarıda belirtilen açıklamalar dahilinde ilgili kurum yetkilisinin kaşe ve imzası bulunacaktır.
Nakdi bağışların indirim olarak dikkate alınabilmesi için ise, bağışı kabul eden kuruluşlarca verilecek makbuzla veya bu amaçla bankalarda açtırılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontlarıyla belgelendirilmesi şarttır.
Ayni olarak yapılan yardım ve bağışlar için uygulamada zaman zaman makbuz temin edilememektedir.
Bağış makbuzunun temin edilemediği durumlarda bağışı alan kurumun yetkilileri tarafından fatura veya sevk irsaliyesinin üzerine teslim alındığına dair açıklama ve imza atılması, teslime ilişkin yetkililer tarafından ayrı tutanak düzenlenmesi veya bağışın tesliminin yazı ile bağış yapan kuruma bildirilmesi şeklinde tevsik yoluna gidildiği görülmektedir.
Ancak burada karşımıza “Bağış makbuzunun temin edilemeyerek yukarıda sayılan tevsik yöntemlerinin tercih edilmesi durumunda, yapılan bağışın indirime konu olması için bu durumun yeterli olup olmadığı” sorusu çıkmaktadır.
Bu sorunun cevabı bağış yapılan kurumun niteliğine göre değişmektedir.