Diğer Haberler
Sigorta şirketleri zorunlu trafik sigortasında 2014'te yaklaşık 884 milyon lira zarar etti.
Sigorta şirketlerinin zarar etmesine neden olan bu kişilerin toplamı sadece 369 bin. Özellikle birden fazla, belki yılda 15-16 kez kaza yapan 27 bin kişi bulunuyor. Sigorta şirketleri şimdi kaza yapmayan dikkatli 17.6 milyondan topladığı paraları bu kişilerin her birine ortalama 10 bin lira tazminat ödeyerek sistemi yürütmeye çalışıyor. Gelen her limit ise sistemin yükünü çeken dikkatli ve sorumlu davranan 17.6 milyona daha fazla yük anlamına geliyor.
Türkiye Sigorta Birliği rakamları, sigortacıların durup dururken kimseye yüksek fiyat uygulamadığını, sorumlu sürücülere düşük sigorta primi yazdıklarını gösteriyor. Nitekim otomobilde 3 yıl kaza yapmayan sürücü ile defalarca kaza yapan arasında neredeyse 10 kat sigorta parası farkı var. Takside kaza yapmayan bin lira prim öderken çok kaza yapanlarda tutar 4.7 bin liraya çıkıyor. Minibüste de iyi sürücü ile kötü sürücü arasındaki fark 536 lira ile 6.2 bin liraya kadar çıkıyor. Olayın diğer boyutunu Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu vurguluyor. “Kötü müşteriye aynı fiyatı uygularsanız kimse kurallara dikkat etmez ki. Poliçesi olanlar kaza yapma lüksleri olduğunu düşünüyor. Serbest tarifeyi kaldırırsak trafikle nasıl baş edeceğiz?” diyen Eroğlu, “Yüzde 2.2’nin sesi fazla çıkıyor. Yılda 10 kez kaza yapan araçlar var. Bu yüzden sektör orta vadede zararını iyi sürücülerin primlerine de yansıtmak zorunda kalacak” diye konuştu.
SIK HASARA DA YÜKSEK PRİM
Kasko sigortasına da dikkat çeken Eroğlu, kaskoda alınan her hasarın hasarsızlık indirimini negatif etkilediği gibi şirketlerin sık hasar yapan sigortalılara daha yüksek prim ile sigorta teklifi verdiğini ifade ederek “Bunun yanı sıra her hasar artık Sigorta Bilgi Merkezi’nin veri paylaşımı nedeniyle ikinci elde aracın değerini düşürüyor. Neredeyse tüm şirketlerin kasko poliçelerinde küçük hasarlar ile ilgili mini onarım teminatı bulunuyor. Sigortalılar küçük hasarlarında hasar ihbarı yerine, mümkün olduğunca bu teminatı kullanarak onarım yoluna giderler ise hem poliçe primlerinin negatif etkilenmemesini sağlar, hem de araçlarının ikinci el değerlerini korur. Yani aracın adını da kötüye çıkarmamış olurlar” diyor.