Maliye Postası Dergisi
SEHVEN FAZLA ÖDENEN ÖTV’NİN İADESİ NASIL YAPILIR?
Kenan AKBULUT
1. Giriş
Türk vergi sisteminde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) türü, diğer vergi türlerine nazaran daha genç bir vergi türü olarak bilinir. ÖTV, dolaylı vergiler sisteminin sadeleştirilmesi ve Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlanması kapsamında vergi sistemimiz içerisine dâhil edilmiştir.
Özel tüketim vergisi (ÖTV), genel tüketim vergileri ve katma değer vergilerinden farklı olarak sadece belli mallar için uygulanmaktadır. Bu nedenle söz konusu vergi, tek aşamalı ve dar kapsamlı bir vergi türüdür. Bu verginin konusunu ÖTV Kanunu’nun 1’inci maddesinde belirtilen ve Kanun’a ekli listelerde yer alan malların ithalatı, imalatı veya ilk iktisabı ile satış işlemlerinin gerçekleştirilmesi oluşturmaktadır. ÖTV Kanunu’na ekli listede yer alan tüm mallar yerli ve yabancı mal ayırımına tabi tutulmaksızın Özel Tüketim Vergisi’nin konusuna alınmıştır.
Üzerinden özel tüketim vergisi alınan malın fiyatının sisteme yanlış girilmesi veya yanlış hesaplanması halinde ÖTV’nin de yanlış hesaplanması söz konusu olmaktadır. Uygulamada yaşanan bu sorunun üstesinden gelebilmek adına kaleme alınan makalemizde, sehven fazla ödenen ÖTV’nin iadesinin nasıl yapılacağı konusu anlatılacaktır.
2. Özel Tüketim Vergisi
Özel Tüketim Vergisi, genel tüketim vergisinden daha eski olup, geçmişi Antik Mısır’a kadar dayanır. Roma döneminde, kölelerin satışına koyulan vergiler Özel Tüketim Vergisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Lüks mallardan alınan özel tüketim vergileri de geçmişten günümüze süregelen bir durumdur. Yukarıdaki açıklamalar ışığında Özel Tüketim Vergisinin harcamalar üzerinden alınan ve dolaylı bir vergi türü olduğunu söyleyebiliriz. Gümrük vergilerinden farklı olarak, yerel ya da ithal edilmiş belirli ürünler üzerinde uygulanan bir vergi türüdür, yine aynı şekilde katma değer vergisinden farklı olarak sadece belirli mallar üzerinde uygulanmaktadır, yani katma değer vergisi gibi genel bir tüketim vergisi türü değildir. Özel Tüketim Vergisi, özellikle tüketimi kısılmak istenen mallar üzerinde uygulanır.
Devletlerin gelirle doğrudan ilişkili olan vergilerin yanında dolaylı vergi türündeki özel tüketim vergisine neden ihtiyaç duyduklarını açıklamaya yarayan farklı görüşler vardır. Bunlardan birincisi; Özel Tüketim Vergisi uygulamasının sosyal refahı arttıracağı yönündeki inanıştır. Fakat Özel Tüketim Vergisi’nin sosyal refahı arttırabilmesi için gelir vergisinin yapısı etkinlik ve adalet yönünden optimal olmaması gerekir. Özel Tüketim Vergisi’nin bir diğer gerekçesi dışsallıklardır. Alkollü içki, tütün ve çevre kirliliği doğuran malların vergilemesi, oluşan bu dışsallıkların içselleştirilmesi amacına hizmet eder.
Gelişmiş ülkelerde tütün, sigara ve alkollü içkilerden alınan Özel Tüketim Vergisi, az gelişmiş ülkelerde gelir adaletini sağlamak için yukarıda sayılan mallar dışında, genellikle gelir seviyesi yüksek bireylerin tercih ettiği lüks mallardan da alınır. Fakat genelde bu tür vergiler talep elastikiyeti düşük olan mallar için uygulanmaktadır. Daha önce de anlatıldığı gibi dar gelirli bireylerin daha çok tükettiği talep elastikiyeti düşük mallar üzerindeki bu vergileme gelir dağılımını ve vergilemede adalet prensibini olumsuz etkilemektedir. Bunun yanında Özel Tüketim Vergisi’nin fiyatın talep esnekliğinin düşük olduğu mallara uygulanmasının piyasaya en az müdahale ederek vergi geliri elde etmeye yaradığını savunanlar da vardır. Vergileme sonucu fiyatı yükselen mallara talebin, elastikiyetin düşük olması sebebiyle fazla değişmemesi bu kanaatin temel dayanağıdır. Bunun sonucunda ise bir yandan devlet istediği vergi gelirini elde ederken, tüketici tercihlerinde önemli bir değişiklik olmadığı için kaynakların yanlış dağılımı sorununa yol açmamaktadır, denilmektedir.