Maliye Postası Dergisi
REKABETÇİ KUR POLİTİKASI VE DIŞ TİCARETE ETKİSİ
Selçuk Turgay AZAK
1.GİRİŞ
Bu çalışmamızda uluslararası para sistemine değinilecek, bu sistemin terk edilme süreciüzerinde durulacak, ardından bu sistemin terk edilmesi sonrasında ülkelerin ulusal para birimlerinin değerinde meydana gelen değişmelerin dış ticaret üzerindeki etkileri üzerinde analizler yapılacaktır. Ayrıca, günümüzde özellikle küresel ticarette yüksek paya sahip olan tarafların para birimleri üzerindeki anlayışları değerlendirilecektir. Son olarak döviz kuru ile dış ticaret arasındaki fonksiyonel ilişki üzerine tarihsel analizler doğrultusunda analizler yapılacaktır.
2. TARİHSEL SÜRECE BAKIŞ VE DEĞERLENDİRME
İkinci Dünya Savaşı sonrasında küresel anlamda parasal sistemi belirlemek adına 1944 yılı Temmuz ayında Amerika Birleşik Devletleri’nin mütevazi kasabası olan Bretton Woods’da44 ülkenin katılımı ile bir toplantı gerçekleştirilmişve“Uluslararası Para Anlaşması” imzalanmıştır. Söz konusu anlaşma ile dolar, altına dönüşebilen para birimi olarak kabul edilmiş ve 1 ons altının değeri 35 dolar olarak belirlenmiştir. Buna göre diğer ülkelerin para birimlerinin değeri de dolara göre belirlenmiştir. Bu anlaşma ile hem ABD dolarının küresel ölçekte rezerv para olması sağlanmış, hem de küresel ticaretin hızlandırılması ve istikrar kazanması için ülkelerin para birimlerinin değer dalgalanmaları önlenmeye çalışılmıştır. Buna istinaden bir ülkenin para biriminin dolara göre değerinin güncellenmesi gerektiğinde devalüasyon ve revalüasyon yapılması sınırlandırılmıştır ve bu sınırın üzerine çıkılması için IMF’ den izin alınması gerektiği anlaşmaya bağlanmıştır. Devalüasyon sabit kur sisteminde ulusal paranın değerinin yabancı para karşısında düşürülmesi iken revalüasyon sabit kuru sisteminde ulusal paranın değerinin yabancı para karşısında artırılmasıdır.
Sonrasında ise ABD’nin dış açıklarının artması, doların üzerinde devalüasyon baskısı yaratmış ve bu baskı sonucunda 1971 yılında Smithsonian Anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma neticesinde dolar, diğer para birimleri karşısında % 9 devalüe edilmiştir. Bu durumda 1 ons altının değeri 38 dolar olarak gerçekleşmiştir. Ancak bu devalüasyon, doların değerinin düşmesi dikkate alındığında yeterli olmamış ve 1973 yılında Bretton Woods sistemi terkedilmiş ve diğer para birimleri dolar karşısında dalgalanmaya bırakılmıştır.
Döviz kuru, bir birim yabancı para karşısında ulusal paranın değeri olarak ifade edilmekte bunun eş anlamlı ifadesi doğrudan kotasyon olmaktadır. Ulusal paranın yabancı ülke paraları karşısındaki (ortalama) değişimini gösteren kavrama da nominal efektif döviz kuru denir. Diğer şartlar sabitken (ceteris paribus) yani kağıt üzerinde analiz dışı bırakılırken, döviz kuru ile ihracat arasında aynı yönlü, döviz kuru ile ithalat arasında ters yönlü ilişki vardır. Döviz kuru arttığında ulusal para değer kaybedecek, bu durumda yerli mallar küresel pazarda ucuz hale gelecek ve ülkenin diğer ülkelerle rekabet olanağı artacaktır. Örneğin 1 dolar 5 TL iken, 7 TL olursa döviz kuru artmış yani ulusal para değer kaybetmiş olacaktır. Bu durumda ülke içinde 3.500 TL olan bir mal önce 700 dolar ( 1 dolar 5 TL iken), sonra 500 dolar ( 1 dolar 7 TL iken) olacaktır. İhraç edilecek malın yurtdışı fiyatı düştüğü için talep kanunu gereği dış talep artacak, sonuç olarak ihracat artacaktır.
Diğer taraftan döviz kuru arttığında yurtdışından gelen mallar yani ithal edilen mallar pahalılaşacaktır. Örneğin yurtdışından gelen 1.000 dolarlık mal, önce 5.000 TL ( 1 dolar 5 TL iken) olacakken, 7.000 TL ( 1 dolar 7 TL iken) olacaktır. Bu durumda ithalat azalacaktır.
Sonuç olarak döviz kuru arttığında ihracat artarken ithalat azalacağından dış ticaret olumlu etkilenecektir. Döviz kuru azaldığında ise ihracat azalırken ithalat artacak dış ticaret olumsuz etkilenecektir. Bu durumda şu yorum yapılabilir. Diğer şartlar sabitken ulusal paranın değerinin düşmesi yani döviz kurunun artması ülkenin dış ticaretini olumlu etkileyecektir. Buna istinaden ülkeler dış ticaret işlemlerini lehine dönüştürmek için ulusal paranın değerinin düşük olmasını tercih edebilmektedir.
Bu konu çerçevesinde günümüze dönersek özellikle ABD – Çin – Euro Bölgesi ticaret savaşlarında döviz kurunun ülkelerin gündeminden düşmediğini rahatlıkla görebiliriz. Özellikle Çin’in dış ticarette şahin duruşundan rahatsız olan ABD’de geçen yıl güçlü dolar tartışmaları yapılmış ve bu tartışmalara ABD Başkanı Trump’ta katılmıştır. Donald Trump, Temmuz 2019’da ki sosyal medya mesajında “Çin ve Avrupa büyük bir kur manipülasyonu oyunu oynuyor. Ya konu mankeni gibi oturup kibarca izleriz ya da karşılık veririz.” demiştir. Trump ve kabinesi her fırsatta ‘düşük faiz’ ve‘makul bir değeri olan dolar’ vurgusunda bulunmuşlardır.Çin’de ulusal para birimi olan Yuan’ı özellikle piyasaya ucuz fiyattan ve yüksek miktarda satarak değerinin düşük kalmasını sağlamaya çalışmaktadır. Bu durum enflasyon üzerinde fazla baskı oluşturmamaktadır; çünkü Çin ekonomisi yıldan yıla hatırı sayılır bir oranda büyümektedir.
3. TEORİK BAKIŞ
İktisat bilim tarihinde döviz kurunda meydana gelen değişimlerin ihracat ile ithalatı ne yönde etkileyeceği Marshall – Lerner koşulu(1) ile açıklanmıştır.