Maliye Postası Dergisi
ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDEN KİRALANAN İŞYERLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
Mustafa ŞEN
Bilindiği üzere 19 uncu yüzyılın sonlarında sanayinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesinin önemine bağlı olarak dünyada ilk örneğinin İngiltere’de görüldüğü organize sanayi bölgesi uygulamasına, 20 nci yüzyılın başlarında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere diğer gelişmiş ülkelerce de başlanmıştır. Ülkemizde organize sanayi bölgelerinin yasal zeminini 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu oluşturmaktadır. Bu bölgelerin yapımına devlet otoritesi karar vermektedir.
Organize sanayi bölgeleri (OSB); sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, kentleşmeyi yönlendirmek, çarpık sanayileşmeyi önlemek, kaynakları rasyonel kullanmak amacıyla sanayi çeşitlerinin belirli bir plan kapsamında yerleştirilmesi, sınırları daha önceden belirlenmiş arazi parçalarının imar planları dâhilinde gerekli idari, sosyal, teknik altyapı alanlarında belli kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgeleridir. Organize sanayi bölgelerinin gelir vergisi mükellefi olmaması kapsamında söz konusu bölgelerden yer kiralanması halinde hem kira stopajı hem de katma değer vergisi ödenmesi hususunda uygulamada tereddüde düşüldüğü görüldüğünden iş bu yazımız söz kaleme alınmıştır.
2. Organize Sanayi Bölgeleri
Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişte sanayinin belirli bölgelerde kendiliğinden yığınlaşmasıyla oluşan üretim mekanları, ilerleyen dönemlerde kamu idareleri tarafından çeşitli amaçlarla belirli bölgelere yönlendirilmiştir. Sanayi devriminin bir çıktısı olarak başlıca sanayi kentlerinde kendiliğinden gelişen doğal ve düzensiz yığınlaşmalar şeklinde oluşan bu bölgeler, 20 nci yüzyılın başından itibaren sanayileşme politikasının bir aracı olarak benimsenmiş ve kamu tarafından ülkenin sanayi altyapısını planlama, yönlendirme ve geliştirme aracı olarak kullanılmıştır. Planlı sanayi bölgeleri düzenli bir kentleşme politikası inşa etmesi, sanayi firmaları arasındaki etkileşimi artırması ve beşerî sermaye için coğrafi bir çekim merkezi oluşturması gibi pozitif dışsallıklar yaratmaktadır. Sanayi bölgeleri üretimde, istihdamda ve pazarlama süreçlerinde verimlilik odaklı bir anlayışın ürünü olarak önem kazanmıştır. Bu bölgelere dünyada “sanayi parkı”, “sanayi kompleksi”, “işletme parkı”, “girişim bölgesi” ve “ekonomik bölge” gibi isimler verilmiştir. Türkiye’de ise organize sanayi bölgeleri şeklinde isimlendirilmiştir.(1)
Günümüzde organize sanayi bölgelerinin temel dayanaklarını oluşturan bir dizi kanun, yönetmelik ve bunlara bağlı olarak çıkarılan genelgeler bulunmaktadır. Bu yasal düzenlemelerin en önemli bileşeni, 2000 yılında yayımlanan 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgesi Kanunu ve bu kanuna bağlı olarak çıkarılan uygulama yönetmeliği ve yer seçim yönetmeliğidir. Organize sanayi bölgelerinin kuruluş, yapım ve işletilmesini düzenleyen kanun ve yönetmeliklerden önce Türkiye’de organize sanayi bölgelerinin kurulmasının hukuki dayanakları arasında beş yıllık kalkınma planları gelmektedir. OSB’ler Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminden itibaren kalkınma plan ve programlarında sürekli olarak sanayinin geliştirilmesiyle bölgesel kalkınmanın gerçekleştirilmesine yönelik teşvik edici unsurlar arasında yer almıştır.(2)
Yürürlükteki mevzuat uyarınca organize sanayi bölgelerinin müteşebbis heyet (işletme aşamasında genel kurul), yönetim kurulu, denetim kurulu ve bölge müdürlüğü olmak üzere dört adet zorunlu organı bulunmaktadır. Müteşebbis heyet, OSB’nin kuruluşuna katılan kurum ve kuruluşların karar organlarınca, organlarında görevli olanlardan veya mensupları arasından tespit edilecek on beş asıl ve on beş yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asıl, beş yedek üyeden oluşur. Genel kurula geçen ve müteşebbis heyetin sona erdiği OSB’lerde, yönetim kurulu yönetmelikle belirlenecek kriterlere göre en fazla on bir asıl ve on bir yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri dört yıl için seçilir. Denetim kurulu, müteşebbis heyetin kendi üyeleri arasından seçeceği iki asıl, iki yedek üyeden oluşur. Denetim kurulu üyeleri dört yıl için seçilir. Denetim kurulu bütçenin sarf ve uygulamasını denetlemek, yılda bir defa genel denetleme raporu ve en az üç ayda bir de ara rapor düzenleyerek müteşebbis heyete sunmakla görevlidir. Bölge müdürlüğü, bölge müdürü ile yeteri kadar idarî ve teknik personelden oluşur.
3. Organize Sanayi Bölgesinden Kiralanan İşyerlerinin Vergilendirilmesi
03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.4) başlıklı bölümünde;
“...Kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.
İktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir. Aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemez.”
Açıklamaları yer almaktadır.
Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilik olarak kurumlar vergisi mükellefi olmayıp bunlara bağlı ticari, sınaî ve zirai işletmeler kurumlar vergisi mükellefidir. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde sayılan faaliyetler nedeniyle oluşan iktisadi işletmeleri ise kurumlar vergisinden muaf tutulmaktadır.
Ayrıca 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “15.3.2. Taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri” başlıklı bölümünde,
“Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi uyarınca, vakıflara (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait taşınmazların kiralanması karşılığında, bunlara yapılan kira ödemelerinden gelir vergisi kesintisi yapılmaktadır.