Maliye Postası Dergisi
ORGANİZASYONLARA KENDİ İMKANLARIYLA İŞTİRAK EDEN KATILIMCILARA ÖDENEN MASRAFLARIN DURUMU
Kenan AKBULUT
1. Giriş
Kongre, sempozyum ve toplantı etkinlikleri; halkla ilişkiler etkinliği olarak kabul edilmekte ve belli bir alandaki yenilikleri, gelişmeleri toplumla paylaşmak, konunun kurumsal çerçevesini, pratiğe dökmek amacıyla akademisyen ve o daldaki meslek uygulayıcılarının bir araya geldiği, akademik çevrelerin ve o alandaki mesleki gurularının, ortak bir tartışma zemininde buluştukları etkinliklerdir. Bu kapsamda çeşitlilik gösteren etkinliklerin organizasyonu, planlaması ve yönetimi ise bir uzmanlık alanı olup bu sürecin yönetiminde profesyonel şirketler rol almaktadır. Organizasyon kapsamındaki tüm giderler ve katılımcıların ulaşım, konaklama vb. giderleri bu şirketler tarafından karşılanmakta ve organizasyon tamamlandığında edilmek istenilen kar rakamı ile birlikte ilgili kuruma fatura edilmektedir. Bu tarz etkinliklerde sık karşılaşılan bir durum olarak, bazı katılımcıların toplantılara kendi imkânlarıyla katılmaları ve ulaşım/konaklama için yaptıkları harcamaları organizasyon şirketlerinden talep etmeleri halinde, katılımcılar adına düzenlenen bu belgelerdeki (uçak bileti, otobüs bileti, otel faturası vs.) tutarların öncelikle ödenmesi ve ardından ilgili kuruma fatura edilmesi durumlarında, bu tutarların gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı, gider pusulası düzenlenip düzenlenmeyeceği, stopaj uygulanıp uygulanmayacağı ve söz konusu belgeler muhteviyatı KDV’lerin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususları karşımıza çıkmaktadır.
2. Organizasyonlara İştirak Eden Katılımcıların Ulaşım Ve Konaklama Masraflarının Kurum Kazancının Tespitinde Gider Olarak Yazılması
Eskiye nazaran günümüzde çok daha fazla, tercih edilen ve merak uyandıran organizasyon işlemleri, organizasyon firmaları tarafından gerçekleştirilmektedir. Organizasyon firmaları, fazlasıyla detaycı tutumlar ile ayrıntılı bir şekilde çalışmaktadır. Ulusal ya da uluslararası katılımcıların bir araya gelerek gerçekleştirdiği etkinlikleri planlayan şirketler, etkinliğin duyurulmasından mekan seçimine, logo, afiş, poster, davetiye gibi baskı işlerinden tüm ödemelerin yapılmasına kadar birçok faaliyeti ilgili kurum adına yerine getirmektedirler.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı; ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendinde de ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümlere göre, profesyonel şirketler tarafından organize edilen toplantılara katılanların, kendi imkânlarıyla karşıladıkları ulaşım ve konaklama harcamaların organizasyon şirketince katılımcılara ödenen kısmı; işin mahiyetine ilişkin olması, Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi ve bu tutarların hizmet verilen kuruma yansıtılması suretiyle gelir olarak dikkate alınması halinde, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun;
- 37 nci maddesinde, “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.”,
- 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.”,
- 65 inci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.”,
- 67 nci maddesinde, “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyle yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.
Müşteri veya müvekkilinden, serbest meslek faaliyeti ile ilgili olmak üzere para ve ayın şeklinde alınan gider karşılıkları kazanca ilave edilir. ...”
Hükümleri yer almaktadır.
Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, tevkifat yapmakla yükümlü olanlar ve tevkifata konu ödemeler sayılmış ve aynı fıkranın (2) numaralı bendinin (b) alt bendinde, 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenen serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.