Maliye Postası Dergisi
MUAF KURULUŞLARA AİT İHALE KARARLARINA İLİŞKİN DAMGA VERGİSİNDEN İHALEYİ ALAN KİŞİLERİN SORUMLU OLDUĞU HAKKINDA
Danıştay Dokuzuncu Daire
Esas No : 2018/6781
Karar No : 2021/4827
İSTEMİN KONUSU : İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. Vergi Dava Dairesinin 18/06/2018 tarih ve E:2018/457, K:2018/5300 sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem: İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ) tarafından ihale edilen 2014/96456, 96152, 95881, 78796, 131327, 78837, 130457, 97178, 153600 ve 2015/49589 ihale kayıt numaralı “Abonelerin Sayaç Endekslerinin Tespiti ve Fatura Dağıtımı, Kaçak ve Usulsüz Su Tespitleri, Su Kapama-Açma Hizmeti “ konulu, toplam yirmibir iş uhdesinde kalan davacı şirket tarafından, her bir işe ilişkin olarak ödenen toplam 252.069,20 TL tutarındaki ihale kararı damga vergisinin iadesi talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair 26/10/2016 tarih ve 109443 sayılı işlemin iptali ile ödenen tutarın temerrüt faiziyle iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 05/10/2017 tarih ve E:2016/2800, K:2017/1755 sayılı kararıyla; 2650 sayılı İstanbul Su Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’da, İSKİ’nin kamu tüzel kişiliğe haiz bir kuruluş olduğu, İSKİ’nin görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetlerinin her türlü vergi resim ve harçtan muaf olduğunun belirtildiği, davacı tarafından her ne kadar İSKİ’nin damga vergisinden muaf olduğu, yapılan ihalelerin tek taraflı işlem olduğu ve ihalelerde şirketlerinin imzası bulunmadığından ödenen verginin haksız olduğu iddiasıyla iadesi istenilmekteyse de resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisinin kişilerce ödeneceğini açıkça hükme bağlayan 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 3. maddesi dikkate alındığında davacı tarafından yapılan ödemenin hukuka uygun olduğu, yine 488 sayılı Kanun’un 24/2. maddesine yer alan, “damga vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamı kişiler tarafından ödeneceği” düzenlemesi karşısında davacının her durumda dava konusu vergileri ödemekle yükümlü olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: Davacı şirketin ödediği damga vergisinin konusunu oluşturan ihale işlemini gerçekleştiren İSKİ’nin kuruluş ve görevlerini düzenleyen 2560 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, İSKİ’nin, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğunun hükme bağlanmış olması; ayrıca, anılan Kanunla İSKİ Genel Müdürlüğüne verilen görev ve yetkiler itibarıyla da, bu Kurumun, içme, kullanma ve endüstriyel alanlarda ihtiyaç duyulan suyun temin ve dağıtımını üstlenen iktisadi bir işletme olduğu sonucuna varıldığından, İSKİ’nin 488 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca, damga vergisi uygulamasında resmi daire olarak kabulüne olanak bulunmadığından; bu kuruluş tarafından gerçekleştirilen ihaleler dolayısıyla düzenlenen kağıtlara istisna tanınması gerekmekte olduğu, dava konusu işlemin belirtilen gerekçeyle iptali gerekirken, aksi gerekçeyle davanın reddi yolunda verilen Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüyle, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ) tarafından ihale edilen 2014/96456, 96152, 95881, 78796, 131327, 78837, 130457, 97178, 153600 ve 2015/49589 ihale kayıt numaralı “Abonelerin Sayaç Endekslerinin Tespiti ve Fatura Dağıtımı, Kaçak ve Usulsüz Su Tespitleri, Su Kapama-Açma Hizmeti “ konulu, toplam yirmibir iş uhdesinde kalan davacı şirket tarafından, herbir işe ilişkin olarak ödenen toplam 252.069,20 TL tutarındaki ihale kararı damga vergisinin iadesi talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair 26/10/2016 tarih ve 109443 sayılı işlemin iptali ile ödenen tutarın temerrüt faiziyle iadesi istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların, şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Bu maddeler uyarınca düzeltilmesi vergi dairelerinden istenebilecek vergi hatasının tanımı ise aynı Kanun’un 116. maddesinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak yapılmış, 117. maddesinde, hesap hataları olarak; matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması; 118. maddesinde de, vergilendirme hataları olarak; mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hatalar gösterilmiş bulunmaktadır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 3. maddesinde damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi daireler ile kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisinin kişilerce ödeneceği, 8. maddesinde resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı, 24. maddesinin 2. fıkrasında, birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olduğu, bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunmasının damga vergisinin noksan ödenmesini gerektirmediği, damga vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamının kişiler tarafından ödeneceği, ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumların müteselsilen sorumlu oldukları belirtilmiştir.
5766 sayılı Kanunla değiştirilmeden önce ihale kanunlarına tabi olan veya olmayan daire ve kurumların yetkili organlarınca verilen her türlü ihale kararları, damga vergisine tabi iken, 06/06/2008 tarihinde yapılan değişiklikle, 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı Tablonun II/2 bendinde; ihale kanunlarına tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararlarının damga vergisine tabi olduğu kuralı getirilerek sadece resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların ihale kararları damga vergisine tabi kılınmış, özel sektör şirketlerinin ihale kararları damga vergisi kapsamından çıkarılmıştır.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 1. maddesinin 4. fıkrasında, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu, 21. maddesinde, İSKİ’nin görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetlerinin her türlü vergi resim ve harçtan muaf tutulduğu hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer alan 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı Tablonun II/2 bendindeki düzenlemeden, “resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumlar” ifadesindeki “ve” bağlacının; ihale kararının, hem resmi daire sıfatını hem de kamu tüzel kişiliğini haiz kuruma ait olması, diğer bir değişle iki koşulun bir arada bulunması şeklinde anlaşılmaması gerektiği, devlet tüzel kişiliği içinde olup ayrı bir tüzel kişiliği bulunmayan merkezi / genel idare kurumlarından başka bu tüzel kişilik içinde yer almayıp ayrı kamu tüzel kişiliği bulunan idarelerin aldığı ihale kararlarının da Kanun kapsamına girdiği anlamında olduğu anlaşılmaktadır.