Maliye Postası Dergisi
MALIN AYNINDAN DOĞAN AMME ALACAĞININ REHİNLİ ALACAKLARDAN TAHSİLİ
Mustafa ÇOLAK
I- GİRİŞ
Mükelleflerce yasal yükümlülüklere ilişkin görev ve sorumluluklarının zamanında yerine getirilmemesine bağlı olarak vergi başta olmak üzere amme alacaklarının tahsili konusunda özel ve ayrı bir yasal düzenleme olarak 1954 yılında yürürlüğe giren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (6183 sayılı Kanun) uyarınca işlemler yürütülmektedir.
6183 sayılı AATUHK nin 1 inci maddesinde, bu Kanunu uygulayacak alacaklı amme idareleri ismen belirtilmiş ve bu idarelerin hangi alacaklarına bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı sayılmak suretiyle kapsama giren alacaklar açıklanmıştır.
Bu yazımızda, 6183 sayılı Kanun ve Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) açıklamaları çerçevesinde, kapsamda yer alan kamu idarelerinin sadece malın aynından doğan alacaklarının rehinli alacaklardan tahsili konusu genel hatları ile ele alınıp örneklendirilecektir.
II- REHİNLİ ALACAKLARDAN AMME ALACAĞININ TAHSİLİ
6183 sayılı Kanunun amme alacaklarının öncelik hakkını düzenleyen 21 nci maddesinde hangi hallerde ve hangi alacak türleri açısından öncelik hakkının ne şekilde kullanılabileceğinin çerçevesi çizilmiştir.
Maddede aynen;
“ Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur. Genel bütçeye gelir kaydedilen vergi, resim, harç ile vergi cezaları ve bunlara bağlı zam ve faizler için tatbik edilen hacizlerde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmü uygulanmaz.
Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur. Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan sonra gelir.
Borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacakları imtiyazlı alacak olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinin üçüncü sırasında, bu sıranın önceliğini alan alacaklar da dâhil olmak üzere tüm imtiyazlı alacaklar ile birlikte işleme tabi tutulur.”
Hükmüne yer verilmiştir.
Bu çerçevede rüçhan hakkının kullanılabilmesi için;
-Üçüncü şahıslar tarafından haciz işlemine konu edilmiş bir mal bulunması,
- Üçüncü şahısların haciz işleminden sonra sözü edilen mal üzerine 6183 sayılı Kanun kapsamında bir kamu alacağı için de haciz uygulanması,
- 6183 sayılı Kanun kapsamındaki kamu alacağına ilişkin haczin bu malların paraya çevrilmesinden önce uygulanmış olması,
Şartlarının topluca gerçekleşmesi gerekmektedir.
Maddede belirtilmesi gereken önemli bir nokta, genel bütçeye gelir kaydedilen vergi, resim, harç ile vergi cezaları ve bunlara bağlı zam ve faizler için tatbik edilen hacizlerde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmünün uygulanmayacak olmasıdır.
2004 sayılı Kanunun anılan maddesinin, “…. Rehinden önce ihtiyatî veya icrai haciz bulunması hâlinde âmme alacağı dâhil hiçbir haciz rehinden önceki hacze iştirak edemez”. Hükmünün devre dışı bırakılması ile üçüncü şahıslar tarafından haczedilmiş mallara, belirtilen amme alacakları için rehinden sonra haciz konulması halinde, rehinden önce üçüncü şahıslar tarafından tatbik edilmiş olan hacizlere iştirak edilebilecektir.
Rehinli alacakların malın aynından doğan alacaklarla birlikte ele alındığı senaryoda, bu alacakların genel bütçe gelir kalemleri arasında yer alıp almadıkları veya bunlar için haciz işlemi yapılıp yapılmadığı hususları da dikkate alınarak rüçhan hakkının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Malın aynından doğan vergi, bizatihi malın verginin temel konusunu oluşturduğu, gelir ve kazanç gibi mesleki, ticari veya zirai bir faaliyet sonucunda veya var olan nakdi sermayenin değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan bir unsur olmadığı gibi bu mallara sahip olmanın doğrudan vergiyi doğuran olayın meydana gelmesine neden olduğu durumlar için kullanmak mümkündür.
Malın aynından doğan amme alacaklarının gümrük vergisi, MTV, bina (mesken ve diğer binalar), arsa, arazi ve değerli konut vergileri ile veraset ve intikal vergisini içine alacak bir kapsamda tanımlamak mümkündür.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununa göre belediyelerce Kanunda yer alan tarifeye göre işyerleri ve diğer şekilde kullanılan binalardan alınan çevre ve temizlik vergisi de taşınmazın aynından doğan bir vergi niteliğine bürünmektedir.
Bu vergilerden hangilerinin genel bütçe geliri, hangilerinin mahalli idare gelirleri olduğu noktasında da yine vergi kanunları ile gelirin yöneldiği veya tahsis edildiği kamu idaresinden bir sonuca varmak mümkündür. Emlak vergileri olarak sınıflandırılacak arsa, arazi ve bina vergileri ile bunlara bağlı feri alacakları ve cezaların mahalli idarelerce, MTV, gümrük vergileri, veraset ve intikal vergisi ile bunlara bağlı feri kamu alacakları ve cezalarının ise genel bütçe geliri olarak tadat edilmesi gerekmektedir.
Buna göre;
a) Malın aynından doğan amme alacağının genel bütçe geliri olması ve bunun için haciz tatbik edilmiş olması halinde söz konusu alacak;
- Söz konusu mala ait rehin ilk sırada ise Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince rehinden sonra gelmek üzere öncelik hakkına sahip olacaktır.
- Rehin ilk sırada değilse, Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince, ilk sırada yer alan üçüncü şahsın haczine iştirak edecektir.
b) Malın aynından doğan amme alacağının genel bütçe geliri olmaması (emlak vergisi gibi) halinde bu alacağın (haciz işlemi bulunsa dahi) rehinden önceki hacze iştirak hakkı bulunmamaktadır.
Malın aynından doğan amme alacağı için haciz işleminin yapılmadığı durumda ise;
a) Alacak genel bütçe geliri olmasına rağmen haciz tatbik edilmemiş olması durumunda söz konusu amme alacağı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince rehinden sonra gelmek üzere öncelik hakkına sahip olacaktır.
b) Alacak emlak vergisi gibi genel bütçe geliri olmaması halinde bu alacağın rehinden önceki hacze iştirak hakkı bulunmamaktadır. Bu alacak için rehinden önce haciz tatbik edilmemiş olması durumunda rehinden sonra öncelikli alacak olarak dikkate alınması gerekmektedir.
İzleyen örneklerle konu daha net olarak ortaya konulabilecektir.
Örnek 1: