Maliye Postası Dergisi
MALİ MÜŞAVİRLERİN VERGİ SORUMLULUĞU
Fırat İNSEL
GİRİŞ
Mali müşavirlerin sorumluluğu öteden beri sürekli vergi idaresi ile meslek mensubu arasında ihtilafa konu olmuştur. Bu konuda sürekli tekrarlanan ihtilafları ortadan kaldırmaya yönelik objektif bir yasal düzenleme yapılmadığı sürece yargıyı meşgul etmeye devam edecek gibi görünüyor.
Elbette meslek mensubunun yaptığı işlemlerden dolayı sorumluluğunun olması kaçınılmazdır. Ancak burada önemli olan, birinci kural; meslek mensubuna yüklenen bu sorumluluğun yasal dayanağının net, anlaşılabilir ve sınırlarının iyi çizilmiş olması gerekir.. Bir diğer ikinci kural ise; meslek mensubuna yüklenen sorumluluğun, yasaların kendisine verdiği yetkiyle mütenasip olması yani yasaların meslek mensubuna verdiği yetkiyle orantılı bir sorumluluk olması gerekir.
Vergi Usul Kanununun Vergi Beyannamelerinin İmzalanması ve Yeminli Malî Müşavir Tasdik Raporları başlıklı mükerrer 227. maddesinde meslek mensuplarına bazı sorumluluklar getirilmişti. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler ülke ekonomisine değer katan bu mesleğin icrasında bulunurken yüklenimleri birçok mesleğe kıyasla ağır yaptırımlar içermektedir. Makalemizde sorumluluğu yasal düzenlemeler çerçevesinde inceleyeceğiz.
SMMM’lerin Yetkileri, Görevleri Ve Sorumlulukları
Serbest muhasebeci mali müşavirlerin yetki alanlarına ilişkin hükme 3568 Sayılı Kanunun “mesleğin konusu” başlıklı ikinci maddesinde rastlanılmaktadır. Buna göre “muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu: Gerçek ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin; a) Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kar-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri yapmak, b) Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, mali mevzuat ve bunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak, c) Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak” şeklinde belirlenmiştir.
Mali müşavirlerin sorumlulukları ise VUK mükerrer madde 227’de “…Yukarıdaki fıkra hükümlerine göre beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensupları, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
3568 sayılı Kanunla meslek mensuplarına verilen yetkilere ilişkin mali sorumluluk, Vergi Usul Kanununun mükerrer 227. maddesi ile düzenlenmiş ve hüküm altına alınmış bulunmaktadır. Mali müşavirler bakımından müteselsil sorumluluk müessesesinin getirilmesinin temel amacı vergi alacağının güvence altına alınmasıdır. Müteselsil sorumluluk kavramı, bir zararın giderilmesi bakımından birden çok kişinin her birisinin teker teker, bir kısmı veya hepsinin birden sorumlu tutulabilmesini ifade etmektedir.
Gerek 3568 sayılı Kanunda verilen yetkilendirme ve gerekse de VUK’da öngörülen mali sorumluluk hükümleri birlikte değerlendirildiğinde mali müşavirlerin yetki-sorumluluk bağlamında denetim yetkilerinin ‘sınırlı uygunluk denetimi’ ile sınırlandırılmış olduğu söylenebilir. Bu sınırlı denetimin bir boyutu vergi beyannamelerinin imzalanmasında meslek mensubunun yüklendiği görev ve sorumluluğun defterlere dayanan bilgilerle sınırlandırılmış olmasıdır. Diğer boyutu ise defterlerdeki kayıtların, dayanaklarını oluşturan belgelere uygun olmasıdır. Meslek mensubunun VUK’nun mükerrer 227. maddesinde belirtilen hükümler çerçevesinde yapacağı şekli inceleme ile defter kayıtlarının genel kabul görmüş muhasebe ilke ve kuralları ile vergi mevzuatına uygunluğunun araştırılması bu kapsamda düşünülebilir.
Nitekim Danıştay 4. Dairesinin bir kararında meslek mensuplarının sorumluluğunun, vergi ve ceza tahakkukunun kesinleşmesinden sonra başlayacağı, kesinleşmiş bir kamu alacağı için de müşterek ve müteselsil sorumlu tutulan meslek mensupları adına yeniden ihbarname düzenleme zorunluluğunun bulunmadığı belirtilmekte, takibe konu vergi alacağının miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşip kesinleşmediğinin kararı verecek olan mahkemece tespit edilmesi gerektiği, kesinleşen alacaklarda ise davacı iddialarının araştırılması gereği üzerinde durulmaktadır. İlgili kararda ilgili tespitlerin yapılmadığı ve iddiaların araştırılmadığı gerekçesiyle vergi mahkemesi kararının bozulduğu görülmektedir.
*Serbest muhasebeciler ve serbest muhasebeci mali müşavirler, mükellef tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin yasal süresi içinde, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ile genel muhasebe kurallarına uygun ve doğru olarak kanuni defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara aktarılmasından sorumludurlar.