Diğer Haberler
Mahkeme Kararı: Satılan dairenin 12 metrekareye yakın küçük çıktığını gören tüketiciyi haklı bulan mahkeme, inşaat firmasını tazminata mahkûm etti.
Üstün, taşındıktan kısa bir süre sonra dairesinde ölçüm yaptırdı. Yaptığı ölçümde dairesinin, sözleşmede yer aldığı gibi, 99,57 değil 87,77 metrekare olduğunu tespit etti. Üstün ilk olarak şirket yetkililerine durumu sözlü olarak bildirdi. Üstün, aradaki farkın kendisine ödenmesini talep etti. Şirket yetkilileri ise bu durumun mümkün olamayacağını ancak isterse ödediği para devredilerek dairenin kendisinden alınabileceği kaydedildi. Taraflar anlaşmaya varamayınca Üstün, noter aracılığı ile şirkete ihtarname gönderdi, dairede eksik çıkan alan karşılığı 25 bin TL ödenmesini talep etti. Şirketten ihtarnameye olumsuz yanıt gelmesi üzerinde Üstün, Avukatı aracılığı ile mayıs 2013’te tüketici mahkemesinde tazminat davası açtı.Dava başvuru dilekçesinde benzer talebini yineleyen Üstün kendisine ‘gizli ayıplı mal’ satıldığını savundu. Şirket avukatı ise mahkemeye sunduğu savunma dilekçesinde davanın reddini talep etti. Şirket avukatı dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığına da işaret ederek, Üstün’ün uğradığı bir zararın söz konusu olmadığını, aksine dairesinin değerlendiğine vurgu yaptı. Mahkeme tarafları dinledikten sonra dosyayı 3 kişiden oluşan bir bilirkişi heyetine teslim etti. Heyet geçtiğimiz kasım ayında mahkeme sundukları raporda dairenin 11,42 metrekare daha düşük olduğunu tespit etti. Raporda, Yargıtay kararları gereği, dairenin satış bedeli üzerinden yüzde 10 tüketiciye ödeme yapılması yönünde görüş bildirdi. Mahkeme de, hazırlanan rapor doğrultusunda karar verdi. Buna göre, Üstün’e ‘gizli ayıplı mal’ satıldığına hükmeden mahkeme Üstün’e 27 bin TL’nin faizi ile ödenmesine karar verdi; dosya masrafı ve avukatlık ücretini de şirketin üzerine bıraktı.
Av. M. Ufuk Tekin konu ile ilgili yaptığı açıklamada, davaya konu dairede ‘gizli ayıp’ tespit edildiğine işaret ederek “Bin bir zorlukla konut sahibi olup da bu tür bir haksızlıkla karşılaşan tüketicilerin konutu teslim aldıktan sonra normal şartlarda 5 yıl içinde bu davayı açması mümkün. Eğer bu kusur tüketiciden ağır kusur veya hile kullanılarak gizlenmişse zamanaşımı yoktur” dedi. Av. Tekin konuşmasının devamında “Uygulamada bu tür büyük projelerde müşteriler ile müteahhit firma arasında yapılan satış sözleşmeleri noterden yapılmamakta. Bu da esasen hukuki açıdan sözleşmeyi sakatlamaktadır ancak tapuda devir işlemi gerçekleştiyse yahut tüketici ödemelerinin çoğunu tamamladıysa sözleşmenin ne şekilde yapıldığının bir önemi kalmamakta. Tüketiciler satış sözleşmemiz geçersizdir diye düşünerek haklarını aramaktan vazgeçmemeli. Doğru bilgilendirme yapmayan müteahhitler bunun sorumluluğunu üstlenmeli” dedi.