Diğer Haberler
Lisanssız elektrik pazarında, 1 MW’lık proje başvuruları için dağıtım şirketlerinden alınan izinlerde sıkıntılar yaşanıyor
Elektrik üretiminde 1 megavata (MW) kadar üretim için lisans almaya gerek yok. Güneş, rüzgâr, su gibi yerli enerji kaynaklarından öncelikle kendi elektrik ihtiyacını karşılamak için geliştirilen lisanssız elektrik üretimi düzenlemeleri, ilk başta ‘öz tüketim’ (tüketicinin kendi elektriğini üretmesi) için düşünülmüştü. Ancak daha sonra öz tüketim zorunluluğunun kanundan çıkmasıyla, lisanssız elektrik üretimi ticaret yapılabilen bir alan olarak ortaya çıktı. Yatırımcılar da 1 MW’lık santrali kurarak, ürettiği elektriği devlete satma peşine düştü. Son dönemde lisanssız elektrik pazarında, 1 MW’lık proje başvuruları için dağıtım şirketlerinden alınan izinlerde sıkıntılar yaşandığı konuşuluyor. Sektörden edindiğimiz duyumlara göre, bazı dağıtım şirketleri kurdukları yan şirketler üzerinden şebeke kapasitelerini kendileri kapatıyor. Ya da şebekeye bağlanma izinleri verilirken, adil davranılmıyor. TEDAŞ’ın gelen şikâyetler üzerine bir elektrik dağıtım bölgesinde inceleme başlattığı ve yönetmeliğin değişmek üzere olduğunu öğrendik.
Yenilenebilir enerjide iki yatırım alanı var: Lisanslı ve lisanssız yatırımlar. Lisanssız yatırımlarda, lisans alma yükümlülüğü olmaksızın 1 MW’a kadar elektrik tesisi kurabiliyor. Üretilen enerjinin fazlası da devlete satılabiliyor. Türkiye’nin güneş ve rüzgârdaki yüksek potansiyeli nedeniyle uzun yıllardır sıçrama yapması beklenen lisanssız elektrik pazarı halen beklenen hızda büyüme kaydedemedi. Yatırımcılar bunun başlıca nedeninin uzun ve yorucu başvuru süreleri ve bürokratik engeller olduğunu savunuyor. Ancak edindiğimiz son duyumlara göre, bazı bölgelerde dağıtım şirketleriyle de sıkıntılar yaşanıyor. Bir lisanssız elektrik sektörü temsilcisi, şunları anlatıyor: “Şu anda elektrik dağıtım şirketlerinin bir kısmı, kendileri de lisanssız elektrik üretiminden faydalanmak üzere tesisler kurdular. Kurmaya da devam ediyorlar. Dağıtım şirketleri SPV (özel amaçlı şirket) kurarak, arazi alıp bu şirketler üzerinden trafo kapasitelerini aldılar. Bir dağıtım şirketinin yönetim kurulu üyeleri kendi adlarına lisanssız elektrik başvurusunda bulunup, oradaki trafo dağıtım merkezindeki önceliği alıyor. Bu şikâyetler bazı bölgelerde yoğunlaşıyor. Kimi dağıtım şirketlerinde ise içerideki personelin yönetmelik uygulamaları dışında hareket ederek, şahsi çıkar sağlamak için başka şirketlerle yaptıkları işler var. Bir yatırımcıya yok denilen kapasitenin ertesi ay bir başkasına verildiği ortaya çıkabiliyor. ‘Kapasite dolu’ diye ilk başvuru yapana ret veriyor ama başkasının oraya başvuru yapmasına destek oluyor. İzin hakkı yani çağrı mektubu çantacılığı yapılıyor. Başkasının projesini çantacı olarak satmaya çalışıyorlar.”
Dağıtım şirketlerinin trafo kapasitesinde 2 MW’ı geçen durumlarda TEİAŞ’a sorması ve gelen cevaba göre onay veya ret vermesi gerektiğine işaret eden sektör temsilcisi, “Dağıtım şirketi TEİAŞ’a görüş sormuyor, ‘Kapasite yok’ diyerek ret veriyor. Sizden sonra gelen bir başka başvuruyu TEİAŞ’a soruyor ve kapasite tahsis ediyor” diyor. “Buradaki kıstas nedir” diye sorduğumuzda, “Maalesef pek çok yerde lisansızla ilgili komisyonda karar veren yetkililerin, bazı kişi ve şirketlerle işbirliği içerisinde çıkar sağladıklarını duymaya başladık. Bu nedenledir ki TEDAŞ bir soruşturma başlattı. Benzer sıkıntılar nedeniyle bir dağıtım şirketindeki tüm ekibin değiştiğini biliyoruz. Bazı şirketlere haksız fırsat sağlandığı ortaya çıktı. Şimdi lisanssız elektrik üretimi yönetmeliği de değişiyor. Bundan sonra her dağıtım bölgesinde aylık toplanan lisanssız elektrik üretim başvuru komisyonlarına TEDAŞ birer temsilci verecek” diyor.
Lisanssız elektrik üretimi yönetmeliğinin değişeceğini kaydeden TEDAŞ yetkilisi de “Bu değişiklik şu an taslak aşamasında. Artık dağıtım şirketleri komisyon marifetiyle şebekeye bağlantı görüşü verecekler ve o komisyona TEDAŞ olarak biz de üye vereceğiz. 21 dağıtım bölgesinde de farklı karar almasını başlangıçta önlemek için TEDAŞ yetkilisi olacak” diyor.
ÜST düzey bir TEDAŞ yetkilisi, dağıtım şirketlerine yönelik inceleme başlattıklarını doğrulayarak, “Bu şikâyetler Bakanlık, EPDK ve bize de geliyordu. Enerji Bakanlığı TEDAŞ’a denetim yetkisi verdi. Denetim yetkisi kapsamında şikâyetlerin yoğun geldiği yerden başladık. Şu an bir bölgede inceleme yapıyoruz. İnceleme neticesine göre diğer bölgelere geçeceğiz. Dört-beş kişilik bir ekip gönderdik, verilmiş bağlantı görüşlerini inceliyoruz. Çalışmalar sonuçlanmak üzere” diyor. Gelen ortak şikâyetlerin ne olduğu sorusuna “Biri dağıtım şirketlerinin bağlantı izinlerini kendi yan şirketlerine verdiği konusu, diğeri de hakkı olduğu halde birine ret verilip bir başka şirkete bağlantı görüşü onayı verilmesiydi” yanıtını veriyor.
SEKTÖR temsilcisine bu ilginin nedenini sorduğumuzda, “6-7 yılda kendini amorti eden bir sistem var, karlı bir iş. Güneş ihalelerinde bir lisans bedeli bile 2.9 milyon liraya çıktı. Şu anda lisanssız o bakımdan çok kıymetli hale geldi” diyor. TEİAŞ’ın her ay şebekeye bağlanabilecek kapasiteleri açıkladığına işaret eden temsilci, “8 bin başvuruya karşılık 200 devreye giren proje var. Bunların devreye girmemesinin bir nedeni bürokrasinin uzun ve yavaş olması, bir nedeni de çantacılar. Bu işi çok iyi bilen ve bunu bir iş planı dâhilinde yaparak, arazi geliştiren ve bunları daha sonra yatırıma çeviren profesyonel şirketler var. Bu tür çantacılar onların da hakkını yiyor. Türkiye’de şu anda lisanssız elektrik pazarı doğru düzgün oluşmadı” dedi.