Maliye Postası Dergisi
LİMİTED ŞİRKETLERİN HAKLI SEBEPLERLE FESHİ
Mustafa YAVUZ
1. GİRİŞ
Limited şirketlerde ortaklık hakları çoğu kez çoğunluk gücünün etkisi altındadır. Kanun koyucu, çoğunluğun gücünü kötüye kullanmasına engel olmak ve bu gücü hukuka uygun bir şekilde sınırlandırmak için(1) uygulamada karşılaşılan sorunları da göz önünde bulundurarak ve menfaatler dengesine uygun olarak limited şirketlerde ortakların haklarını yeniden düzenlemiştir. Bu çerçevede 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda(2) (TTK), limited şirket ortaklarının hakları, sayı ve içerik itibariyle hem çeşitlendirilmiş hem de zenginleştirilmiştir.
Bu kapsamda, TTK’da limited şirket ortaklarına tanınan haklardan birisini de şirketin haklı sebeple feshi için dava açılabilmesi oluşturmaktadır. Limited şirketler esas itibariyle şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi, genel kurul kararı, iflasın açılması ve kanunda öngörülen diğer hallerde sona ermektedir. Kanunda öngörülen diğer hallerin başında ise ortakların haklı sebeple şirketin feshini isteyebilmesi ve mahkemenin vereceği karara göre şirketin sona ermesi gelmektedir.
Limited şirketlerin haklı sebeplerle feshine ilişkin olarak TTK’nın 636. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. / Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” hükümleri yer almaktadır.
İşte bu çalışmada, limited şirketlerin haklı sebeplerle feshi tüm yönleriyle incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
2. HAKLI SEBEPLE FESİH
2.1. Haklı Sebep
TTK’nın 636/3. maddesinde, haklı sebeplerin varlığında, her ortağın mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği öngörülmüştür. Ancak mezkûr hükümde fesih başvurusu için gerekli olan “haklı sebep” kavramı örneklendirilmemiştir. Bununla beraber, mezkûr maddenin benzeri (md. 531), anonim şirketler için de öngörülmüş ve bahsi geçen maddenin gerekçesinde, genel kurulun birçok kez kanuna aykırı bir şekilde toplantıya çağrılmış olması, ortaklık haklarının devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kar payının düzenli azalması gibi hususlar haklı sebep olarak sayılmış, ancak varsayımlar ve olumsuz beklentilerin haklı sebep sayılmayacağı ifade edilmiştir.(3)
Bunlardan başka ayrıca limited şirket faaliyetinin tamamen durmuş olması, uzun süre bir ortaklık faaliyetinin bulunmaması veya ortaklık mevcudunun kalmaması(4), ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlık, huzursuzluk ve devamlı geçimsizlik yaşanması(5), ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona ermesi ve sürekli güvensizlik ortamının oluşması, şirket yönetimindeki yolsuzluklar, kanun, şirket sözleşmesi ve genel kurul kararlarının yerine getirilmemesi veya sürekli şekilde ihlal edilmesi ve şirketin iyi idare edilmemesi(6) gibi durumlar da haklı sebebe örnek olarak verilebilir. Ancak bu durumlar bütün limited şirketler için her zaman geçerli olmayıp, şirketin ortaklık yapısı, faaliyet alanı, ekonomik büyüklüğü vb. kıstaslar dikkate alınarak mahkemece takdir edilir.
Son olarak belirtelim ki, nelerin haklı sebep olarak kabul edileceği veya edilmeyeceği şirket sözleşmesinde detaylı bir şekilde gösterilebilir.
2.2. Davacılar
Kanunu koyucu, limited şirketlerin haklı sebeple feshi için dava açma hakkını her bir ortağa tanımıştır. Dolayısıyla, pay oranı ne olursa olsun her bir ortak bu davayı açabilir. Ortağa tanınan bu hak ondan alınamaz. Bahsi geçen hak, şirket sözleşmesiyle bertaraf edilemeyeceği gibi, bir anlam ifade etmeyecek şekilde sınırlandırılamaz ve kullanılması zorlaştırılamaz. Hakkın kullanımı bir şarta bağlanamayacağı gibi ortaktan öncelikle sorumluluk davası açması gibi yollara başvurması da istenemez.
Öte yandan, bu dava hakkı sadece ortaklara aittir. Şirket tüzel kişiliği, şirket personeli, ortak olmayan müdürler ve yöneticiler ile alacaklılar ve menfaati ihlal olan diğer kimselerin söz konusu davayı açma hakkı bulunmamaktadır.
2.3. Davalı
Fesih davalarında husumet (davalı) limited şirket tüzel kişiliğine yöneltilir, ortaklara yöneltilmez(7) ve yargılama aşamasında kural olarak şirketi müdür/müdürler kurulu temsil eder.
2.4. Davanın Sonuçları ve Mahkemenin Yetkileri