Maliye Postası Dergisi
KURUMLAR VERGİSİ KAPSAMINDA TASFİYE SÜRECİ VE TASFİYE BEYANNAMESİ
Yüksel GÜNEŞ
1.Giriş
Kurumlar vergisinde vergilendirme dönemi, normal olarak hesap dönemidir. Tasfiyeye giren kurumlarda ise, vergilendirme tasfiye dönemi itibariyle yapılır.
Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.
Tasfiye beyannamesi, tasfiyenin aynı takvim yılı içinde başlayıp sonuçlanması halinde, tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir. Tasfiyeye giriş tarihi ile tasfiyenin sonuçlanma tarihinin farklı takvim yıllarında gerçekleşmesi durumunda, her bir tasfiye dönemine ilişkin tasfiye beyannamesi, tasfiye memuru tarafından tasfiye döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir. Tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesi ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.
Bu yazımızda, vergi mevzuatı ile gelir idaresinin görüşleri çerçevesinde Kurumlar Vergisi Kanununa göre tasfiye sürecine dair bilgiler ve açıklamalara yer verilecektir.
2. Tasfiye Dönemi Esası
Kurumlar Vergisi Kanununun 17’nci maddesinde; Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olacaktır. Kurumlar vergisinde, vergilendirme dönemi, normal olarak hesap dönemidir. Tasfiyeye giren kurumlarda ise, vergilendirme tasfiye dönemi itibariyle yapılır.
Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.
Tasfiyenin aynı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdiği tarihte başlayacak ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edecektir.
denilmektedir.
Örnek 1:
Tasfiyenin aynı yıl içinde sonuçlanması hali:
Kurumun tasfiyeye giriş tarihi................................. : 18/1/2021
Tasfiyenin bitiş tarihi............................................... : 12/12/2021
Tasfiye dönemi......................................................... : 18/1/2021-12/12/2021
Örnek 2:
Tasfiyenin bir yıldan fazla devam etmesi hali:
Kurumun tasfiyeye giriş tarihi.................................. : 15/4/2019
Tasfiyenin bitiş tarihi................................................ : 4/6/2021
I. Tasfiye dönemi ..................................................... : 15/4/2019-31/12/2019
II. Tasfiye dönemi .................................................... : 1/1/2020-31/12/2020
III. Tasfiye dönemi.................................................... : 1/1/2021-4/6/2021
3. Tasfiyenin Zararla Kapanması Halinde Düzeltme
Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve önceki dönemlerde fazla ödenen vergiler mükellefe iade edilir. Nihai tasfiye sonucunda matrah beyan edilmesi halinde önceki tasfiye dönemlerinin düzeltilmesi söz konusu olmaz.
Tasfiye işlemleri sürerken vergi oranında meydana gelecek değişmeler söz konusu düzeltme işleminin yapılmasını gerektirmeyecektir. Düzeltme işlemleri ancak son tasfiye döneminin zararla sonuçlanması halinde yapılacaktır.
Örnek 3:
3/6/2018 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiye 15/4/2021 tarihinde tamamlanmıştır. Bu kurumda 3/6/2018 – 31/12/2018 tarihleri arasındaki dönem birinci tasfiye dönemini, 2019 ve 2020 yılları ikinci ve üçüncü tasfiye dönemlerini, 1/1/2021 – 15/4/2021 tarihleri arasındaki dönem dördüncü ve son tasfiye dönemini oluşturacaktır.
Kurum;
I.Tasfiye döneminde ....................... 30.000.- TL............ Kazanç,
II. Tasfiye döneminde .....................180.000.- TL........... Kazanç
III.Tasfiye döneminde ..................... 60.000.- TL.............Zarar,
IV.Son tasfiye döneminde ise ..........25.000.- TL............. Zarar
bildirmiştir.
Bu beyanlara göre ilk iki dönemde (7.500 + 45.000 =) 52.500.- TL kurumlar vergisi ödenmiştir.
Oysa tasfiyenin kesin ve nihai sonucuna göre kâr; [(30.000 + 180.000) – (60.000 + 25.000) =] 125.000- TL’dir. Bu matrah üzerinden ödenmesi gereken kurumlar vergisi ise 31.250- TL olacaktır.
Bu durumda (52.500 – 31.250 =) 21.250.- TL kuruma iade olunacaktır.
Konu ile ilgili olarak tasfiye halindeki şirkete ait şüpheli alacakların durumu hususunda mali idareden talep edilen Özelge’ye(1) göre; “…değersiz hale gelen bahse konu alacağınızın, daha evvel karşılık ayırmak suretiyle zarar yazılmasından dolayı, bu kez buna bağlı karşılık hesabıyla birlikte kayıtların terkin edilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, herhangi bir nedenden dolayı şirketiniz ve borçlu şirket arasında karşılıklı mutabakat, protokol ve ibranamenin imzalanmaması halinde, bu alacakla ilgili karşılığın gelir, alacak tutarının da kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmak suretiyle kapatılması mümkün olabilecektir.” şeklinde görüşe yer verilmiştir.
4. Tasfiyeden Vazgeçilmesi