Maliye Postası Dergisi
KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAME DÜZENLEME REHBERİ
Ahmet ESEN
KONU VE MÜKELLEFLER
1- Aşağıda sayılan kurumların kazançları, kurumlar vergisine tabidir.
a) Sermaye şirketleri.
b) Kooperatifler.
c) İktisadî kamu kuruluşları.
ç) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler.
d) İş ortaklıkları.
Yukarıda yazılı şirketler, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıkları, kurumlar vergisinin “MÜKELLEF”dirler ve vergi de bu kurumlar adına salınır ve onlardan talep edilir.
SERMAYE ŞİRKETLERİ
Sermaye şirketleri, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş şirketler ile benzer yabancı kurumlardır.
Türk Ticaret Kanununda anonim şirketlere ait hükümler 329’uncu maddeden başlayıp 563’üncü maddeye kadar devam etmektedir.
Bu maddelerde anonim şirketlerinin genel kurul, yönetim kurulunun görev ve yetkileri, denetim ve diğer beyanlar yeterince anlatılmaktadır, gereğinde incelenmelidir.
SERMAYESİ PAYLARA BÖLÜNMÜŞ KOMANDİT ŞİRKETLERDE KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFİYETİ KOMANDİTER ORTAĞIN HİSSESİNE YÖNELİKTİR, KOMANDİTE ORTAKLARA İSABET KISMI, BU ORTAKLARIN ŞAHSİ TİCARİ KAZANCI SAYILIR VE BEYAN EDİLMEK SURETİYLE GELİR VERGİSİNE TABİ TUTULUR. (KVK md.2)
FONLAR
Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi fonlar ile bu fonlara benzer yabancı fonlar da sermaye şirketi sayılmaktadır.
Fonların tüzel kişiliği yoktur. Mal varlığı, kurucusunun malvarlığından ayrıdır. Yatırım ortaklıkları ise anonim şirket şeklinde kurulduklarından sermaye şirketi olarak kurumlar vergisi mükellefidirler. (KVK md. 2.1.2.)
1- YATIRIM FONLARI
SPK hükümleri uyarına tasarruf sahiplerinden toplanan paralarla, tasarruf sahipleri hesabına riskin dağıtılması ilkesi ve inançlı mükellefiyet esaslarına göre SPK kurulunca belirlenen vakıflardan oluşan portföy veya portföyleri yönetmek amacıyla kurulun mal varlıklarına yatırım fonu adı verilir. Fonlar bankalar, aracı kurumlar, sigorta şirketleri ve kanunlarında engel bulunmayan emekli ve yardım sandıkları tarafından SPK Kurulunun izniyle kurulabilir.
Yatırım fonları, tahvil ve bono fonu, hisse senedi fonu, sektör fonu, iştirak fonu, grup fonu, yabancı menkul kıymetler fonu, kıymetli madenler fonu altın fonu, karma fon, likit fon, değişken fon, endeks fon, özel fon, serbest yatırım fonu olarak adlandırılır.
2- EMEKLİLİK YATIRIM FONU
Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununa göre kurulan ve bireysel emeklilik sisteminde faaliyet göstermek üzere, ihdas edilen emeklilik dalında ruhsat almış şirket olarak tanımlanan emeklilik şirketi tarafından, emeklilik sözleşmesi çerçevesinde alınan ve katılımcılar adınabireysel emeklilik hesaplarında izlenen katkıların, riskin dağıtılması ve inançlı mülkiyet esaslarına göre işletilmesi amacıyla oluşturulan malvarlığıdır.
3- KONUT FİNANSMAN FONLARI
İhraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetler karşılığında toplanan paralarla, ipoteğe dayalı menkul kıymet sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulan mal varlığıdır.
4- VARLIK FİNANSMAN FONLARI
İhraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetler karşılığında toplanan paralarla, varlığa dayalı menkul kıymet sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulan mal varlığıdır.
YABANCI FONLAR
SPK’ca düzenlenen ve denetimine tabi fonlara benzer yabancı fonlar da sermaye şirketi sayılarak kurumlar vergisi mükellefi olacaklardır.
Yukarıda sayılan fonların hepsi sermaye şirketi sayılarak kurumlar vergisine tabi tutulur.
Fonların tüzel kişiliği yoktur, ancak mal varlığı kurucusunun mal varlığından ayrıdır ve fonun mal varlığı sayılır.
KOOPERATİFLER
Hangi türde olursa olsun kooperatifler kurumlar vergisi mükellefi sayılır ve kazançları kurumlar vergisine tabi tutulur.
Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını, işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulurlar ve vergi mükellefi olurlar.
İKTİSADİ KAMU KURULUŞLARI
Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olan ticari, sınai ve zirai işletmeler kurumlar vergisi mükellefi sayılırlar. Bunlar ticari, sınai veya zirai alanda devamlı olarak faaliyette bulunurlar.
Bunların kazanç amacı gütmemesi, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin bulunulmaması ve kendilerince ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunması mükellefiyetlerini etkilemez. (md.2.3.1.)
YABANCI DEVLETLERE, YABANCI KAMU İDARE VE KURULUŞLARINA AİT VEYA BAĞLI OLAN TİCARİ, SINAİ VE ZİRAİ İŞLETMELER
Yabancı devletlere, yabancı kamu idare ve kuruluşlara ait veya bağlı olup sermaye şirketleri ve kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler, iktisadi kamu kuruluşu olarak kurumlar vergisine tabidir.
Bunların faaliyetlerinin tayini konusunda kazanç gayesi gütmemeleri, tüzel kişiliklerinin olmaması, müstahsil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının etkisi yoktur.
DERNEK VE VAKIFLARA AİT İKTİSADİ İŞLETMELER
Dernekler Kanununa göre dernek, kazanç paylaşma dışında kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere en az yedi gerçek ve tüzel kişinin bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.
Türk Medeni Kanununa göre vakıf; gerçek ve tüzel kişilerin yeterli mal ve haklarını belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleri ile oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır.
Dernek ve vakıflar bu kişilikleri ile kurumlar vergisinin mükellefi olamazlar, ancak bunların bir iktisadi işletmeleri olduğunda bu iktisadi işletmeler vergiye tabi tutulur; karları vergi ödendikten sonra ana merkeze aktarılır.
Dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri “DEVAMLI” bulunan sınai, ticari ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler bu vakıfları nedeniyle kurumlar vergisi mükellefi olurlar.
Devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade eder, ancak bir hesap dönemindeki faaliyetin organizasyon gerektirmesi, devamlılık unsurunu teşkil eder. (KVK Gn.Teb. no: 2.4)
İKTİSADİ İŞLETME
İktisadi işletmenin unsurları ticari, zirai veya sınai faaliyetin devamlılık ve bağlılıktır.
İktisadi işletmeler, piyasa ekonomisi içinde devamlı olarak faaliyet gösterirler ve belli ekonomik organizasyonlar içinde yer alırlar.
Devamlılık unsuru; bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet gösteren işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade eder, bir organizasyon içinde gösterilen faaliyet de devamlılığın mevcudiyetini ifade eder.
Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, sermaye şirketi veya kooperatif gibi kuruluşlardan değildir ve özellikleri kısaca şöyledir;
- Kazanç gayesi güdüp gütmediklerine,
- Faaliyetin, kanunla verilmiş görevler arasında bulunup bulunmamasına,
- Tüzel kişiliğe sahip olup olmamalarına,
-Bağımsız muhasebelerinin bulunup bulunmamasına,
-Kendilerine tahsis edilmiş sermaye veya iş yerlerinin olup olmadığına,
Bakılmaksızın vergiye tabi tutulur. (KVK md. 2.4)
İŞ ORTAKLIKLARI
İş ortaklıklarının tüzel kişiliği yoktur ancak Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurum sayılarak vergi mükellefiyetine tabi tutulmuştur.
KURULUŞLARI
İş ortaklıkları kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belirli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler şeklinde tanımlanmıştır.
UNSURLARI
İş ortaklıklarının unsurları şunlardır.
- Ortaklardan en az birisi kurumlar vergisi mükellefi olmalıdır.
- Ortaklığın belirli bir iş sonuçlandırmak üzere yazılı bir sözleşmesi olmalıdır.
- Ortaklığın belli bir işi olmalıdır.
- İşin belli bir süre içinde bitirilmesi öngörülmelidir.
- İş ortaklığı ile işveren arasında bir yüklenim sözleşmesi yapılmalıdır.
- İşin belli bir bölümü değil, tamamının işverene karşı üstlenilmesi gerekir
- İşin bitiminde kazancın paylaşılması öngörülmelidir.
VERGİ DAİRESİ
İş ortaklığının vergi dairesi, ortakların kuruluş sözleşmesinde gösterilen merkezinin bulunduğu yer vergi dairesidir.
İŞİN BİTİM TARİHİ
İşin bitim tarihi, taahhüt sözleşmesinde belirlenen esaslara göre tayin edilir.
TASFİYESİ
İş ortaklığının tüzel kişiliği olmadığı için tasfiyesi Borçlar Kanunundaki adi ortaklığın dağılmasına ilişkin hükümlerine göre yapılır.
Borçlar Kanununun adi ortaklıkla ilgili hükümleri bu kanunun 620’nci maddesinden başlayıp 645’inci maddesinde bitmektedir.
İŞİN ZARARLA SONUÇLANMASI
İş ortaklığı kurumlar vergisi mükellefi oldukları için, işin zararla sonuçlanması halinde bu zarar, ortakların diğer gelirlerinden mahsup edilemez ve bu zararlar ortakların iş ortaklığına koydukları sermayeden kapatılır.
TAM MÜKELLEFİYET
Kurumlardan, kanuni veya iş merkezleri Türkiye’de bulunan gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilecektir. (KVK md.3.1.)
DAR MÜKELLEFLER
Dar mükelleflerin kurum kazancı şu unsurlardan oluşur
- Türkiye’de bulunan zirai işletmelerden elde edilen kazançlar.
- Türkiye’de elde edilen serbest meslek kazançları.
- Taşınır ve taşınmazlar ile hakların Türkiye’de kiralanmasından elde edilen iratlar.
- Türkiye’de elde edilen menkul sermaye iratları.
- Türkiye’de elde edilen diğer kazanç ve iratlar.
Dar mükellefler bu kazanç ve iratları üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.