Maliye Postası Dergisi
KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAME DÜZENLEME REHBERİ
Ahmet ESEN
GENEL DEĞERLEME
Kurumlar vergisi de bir gelir vergisidir ve bu gelirler, Gelir Vergisi Kanununun 2’nci maddesinde sayılan gelir unsurlarından oluşur ve kurumun ticari kazancını teşkil eder. (KVK md.1)
Kurum kazancını teşkil eden bu gelir unsurları şunlardır.
1- Ticari kazançlar.
2- Zirai kazançlar,
3- Ücretler,
4- Serbest Meslek Kazançları,
5- Gayrimenkul Sermaye İratları
6- Menkul sermaye iratları
7- Diğer kazanç ve iratlar
Yedi çeşit olan bu gelir unsurları, kurumların bünyesinde gerçekleştiğinde, kurum kazancını oluşturur.
Şu hususa dikkat çekmek isterim, kurumların ücret gelirleri ile serbest meslek kazançları sağlaması, kurumlarda çalışan ve kurum adına iş gören personel ve elemanları eliyle temin edilir ve kuruma mal edilir. Yoksa bir kurum ücretli olarak çalışamaz, serbest meslek faaliyetinde de bulunamaz.
KONU VE MÜKELLEFLER
1- Aşağıda sayılan kurumların kazançları, kurumlar vergisine tabidir.
a) Sermaye şirketleri.
b) Kooperatifler.
c) İktisadî kamu kuruluşları.
ç) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler.
d) İş ortaklıkları.
Yukarıda yazılı şirketler, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıkları, kurumlar vergisinin “MÜKELLEF” dirler ve vergi de bu kurumlar adına salınır ve onlardan talep edilir.
SERMAYE ŞİRKETLERİ
Sermaye şirketleri, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş şirketler ile benzer yabancı kurumlardır.
Türk Ticaret Kanununda anonim şirketlere ait hükümler 329’uncu maddeden başlayıp 563’üncü maddeye kadar devam etmektedir.
Bu maddelerde anonim şirketlerinin genel kurul, yönetim kurulunun görev ve yetkileri, denetim ve diğer hususlar yeterince anlatılmaktadır, gereğinde incelenmelidir.
SERMAYESİ PAYLARA BÖLÜNMÜŞ KOMANDİT ŞİRKETLERDE KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFİYETİ KOMANDİTER ORTAĞIN HİSSESİNE YÖNELİKTİR, KOMANDİTE ORTAKLARA İSABET KISMI, BU ORTAKLARIN ŞAHSİ TİCARİ KAZANCI SAYILIR VE BEYAN EDİLMEK SURETİYLE GELİR VERGİSİNE TABİ TUTULUR. (KVK md.2.1.1)
ZARAR MAHSUBU
Kurumların ticari faaliyetinden doğan zararları, aşağıda yapılan açıklamalara göre, sonraki dönemlerde doğan kazançlarından indirilir şöyle;
GEÇMİŞ YIL ZARARLARI
Kurumlar vergisi beyannamesinde, her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve 5 yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar kurum kazancından indirilebilir.
Yasada şu husus özellikle belirtilmiştir, “her yıla ait geçmiş yıl zararları, beyannamelerde ayrı ayrı gösterilmek şartıyla “mahsup edilebilecektir.
Beyannamelerin ekleri de vardır, yıllık gelir cetveli, bilançolar beyannamelerin ekleridir. Bilanço ve gelir cetveli beyannamenin ekleri olmasına rağmen bu cetvellerde yer alan geçmiş yıl zararları indirim konusu yapılamaz, zira yasada sadece “geçmiş yıl zararları ayrı ayrı beyannamelerde gösterildiğinde indirilebilecektir.”
Bilançoda veya gelir tablosunda yer aldığı halde beyannameye aktarılması geçmiş yıl zararları indirim konusu yapılamayacaktır.
Bu halde bize göre, ilgili vergi dairesi veya Bakanlıktan olumlu görüş alınabildiğinde de geçmiş yıl zararlarını indirmek mümkün olacaktır, olumlu görüş alınmadan geçmiş yıl zararları indirim konusu yapılır ise, bir sorunla karşılaşmak olanağı muhtemeldir.
Mükelleflerin bir hesap dönemi içerisinde oluşan zararın, izleyen 5 hesap döneminde oluşacak karlarla mahsup edilememesi halinde mahsup imkanı ortadan kalkmaktadır. (KVK Gn. Teb. no:9.1)
MAHSUP İMKANI ORTADAN KALKAN GEÇMİŞ YIL ZARARARININ YOK EDİLMESİ
Hiç bir mükellef, beş yıl içinde mahsup imkanı olmayan geçmiş yıl zararlarının bilanço ve gelir tablolarında görülmesini istemez, zira beş yıl içinde bir kar ve gelir elde edememiş bir mükellefle ticari ilişkide bulunmaz.
Bu yüzden beş yıl içinde mahsup imkanı olmayan geçmiş yıl zararları ya sermaye yedekleri, ya ihtiyatlar ya da bizzat sermaye azaltılması yoluyla yok edilir, böylece bilanço ve gelir tablolarından da çıkartılır.
DEVİR VE BÖLÜNMEDE ZARAR MAHSUBU