Maliye Postası Dergisi
KONSER VERMESİ AMACIYLA TÜRKİYE’YE GETİRİLEN SANATÇILARA YAPILAN ÖDEMELERİN VE YAPILAN DİĞER HARCAMALARIN VERGİSEL DURUMU
Mehmet ALBAYRAK
Giriş
Dünyaca ünlü sanatçıların ülkemizde konser vermesi ve gösteri gerçekleştirmesi her zaman kamuoyunun ilgisini çeken ve merakla beklenen etkinliklerden olmuştur. Genellikle de bu tür etkinlikler, biletlerin hızlıca tükendiği, katılma talebinin oldukça yüksek olduğu organizasyonlar olarak göze çarpmıştır.
Bu tür etkinlikler genel olarak, yabancı sanatçıların tüm süreci koordine etmesi, mekanın belirlenmesi, yasal zorunlulukların yerine getirilmesi gibi yönlerden çeşitli zorlukları içerdiğinden, doğrudan yabancı sanatçıların kendileri tarafından değil, bu alanda faaliyet gösteren yerel şirketler tarafından organize edilmekte ve şirket üzerinden yürütülmektedir. Şirket tarafından, sanatçı ülkemize davet edilmekte ve konser vermesi veya etkinlikte yer alması sağlanmaktadır. Organizasyon şirketlerinin, bu tür etkinlikler kapsamında gerek sanatçılara yapmış olduğu ödemeler gerek konser veya gösteri mekanın fiziksel şartlarının ayarlanması, lojistik, yeme içme gibi konularda yapmış olduğu harcamaların, vergilendirme yönünden hangi yükümlülükleri getirdiği bu makalede irdelenecektir.
Tam-Dar Mükellef Ayrımı
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 6.maddesine göre, Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler. Türkiye’de yerleşme sayılacak durumlar ise aynı Kanunun 4.maddesinde, ikametgahı Türkiye’de bulunanlar ile bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar olarak belirtilmiştir. Buna göre, yurtdışından Türkiye’ye gelerek konser vermek, gösteri yapmak veya etkinliklerde yer almak maksadıyla Türkiye’de bulunan sanatçılar, Türkiye’de yerleşmiş sayılmayacağı için, dar mükellef olarak değerlendirilecek ve yalnızca Türkiye’de elde etmiş olduğu kazançları üzerinden vergilendirilmeleri gerekecektir.(1)
Sanatçının Elde Ettiği Gelir Türü ve Vergilendirilmesi
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65.maddesine göre, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı olduğu belirtilmekle birlikte, serbest meslek faaliyetinin sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olarak tanımlanmıştır. Sanatçının yaptığı iş, şahsi mesaiye ve mesleki bilgiye dayandığı hususu net olmakla birlikte, iş akdi ile işverene tabi olarak yapılıp yapılmadığı konusu, sanatçı yönünden elde edilen gelirin hangi kazanç türü kapsamında olduğunun belirlenmesini sağlayacaktır. Şayet sanatçı, organizasyon şirketine iş akdi ile bağlı olarak, işçi-işveren çerçevesinde hizmette bulunmakta ise elde etmiş olduğu kazanç olarak GVK’nın 61.maddesinde açıklanan “Ücret” gelirini elde etmiş sayılacaktır. Ancak, piyasadaki genel uygulamalardan da bilindiği üzere, sanatçılar iş akdine ve işçi-işveren ilişkisine bağlı olmadan şahsi mesai ve mesleki bilgisine göre bu faaliyeti gerçekleştirdiği bilindiğinden, sanatçının elde etmiş olduğu gelir türü serbest meslek kazancı olarak değerlendirilecektir.
GVK’nın 67.maddesinde, serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler ile serbest meslek faaliyeti ile ilgili olmak üzere para ve ayın şeklinde alınan gider karşılıkları kazanca ilave edilmesi gerektiği belirtildiğinden, sanatçıların elde ettiği kazancın belirlenmesinde, hem sanatçıya mesleki faaliyeti nedeniyle yapılan ödemeler hem de ulaşım, konaklama, yemeiçme gibi sanatçıya özgü olarak yapılan masrafların da dikkate alınması gerekmektedir. Makalemizin konusu kapsamında, dar mükellef olduğu belirtilen bu sanatçıların, elde etmiş olduğu kazançlarla ilgili olarak, beyanname vermesi gerekmemektedir. Keza, bu kazançların vergilendirilmesi, GVK 94. Maddesinde belirtildiği üzere, tevkifat usulüyle olduğundan, elde edilen kazancın tamamı üzerinden, şirket tarafından %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması suretiyle vergilendirilecektir.
Sanatçının elde etmiş olduğu gelirin vergilendirilmesinde, Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları önem arz etmektedir. Şöyle ki, Türkiye ile sanatçının asıl (tam) mükellefi olduğu ülkeler arasında imzalanmış anlaşmalardaki hükümlere göre Türkiye’de iç mevzuata göre vergilendirme yapılabilmektedir. Örnek vermek gerekirse, ABD’de ikamet eden sanatçının Türkiye’deki kazançları üzerinden vergilendirilebilmesi için ilgili yılda 3.000 USD veya eşiti TL’yi aşan gayri safi hasılat etmesi halinde vergilendirme mümkün iken, Almanya ve İtalya’da ikamet eden sanatçıların vergilendirilmesi için böyle bir şart bulunmamaktadır. Ayrıca, Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında yer alan hükümlere göre, Türkiye’de bu şekilde ödenecek vergilerin, sanatçının ikamet ettiği ülkede ödeyeceği vergilerden mahsup edilebilme imkanı bulunmaktadır.(2)
Diğer yandan, etkinlik mekanının düzenlenmesi, tamir, tadilat veya tesisatın ayarlanması, afişlerin yapıştırılması gibi etkinlikle ilgili yapılacak diğer giderler sanatçıya özgü gider karşılığı olmadığından, serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmeyecek, bu işlerin, ticari kazanç elde eden mükelleflere yaptırılması durumunda tevkifat uygulanmasına gerek bulunmayacaktır.
Konunun KDV Yönünden Değerlendirilmesi