Maliye Postası Dergisi
KONKORDATODA ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILMASI
Erdoğan ARSLAN
1.1.Kanuna göre “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.”Konkordato talebi, borçlunun alacaklıları tarafından da yapılabilir. Dolayısıyla konkordato, “vadesi geldiği halde ödeyemeyen”, ve/veya “vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan” borçlular için “borçlarını ödeyebilme” ve “iflastan kurtulma imkanı sağlayan” hukuki bir icra müessesesidir. Bu duruma doktrinde “aciz hali” nedeniyle konkordato talebi denmektedir. Nitekim Ticaret hukukumuzda da konkordato, “borca batık olma hali” olarak düzenlenmiştir. Bu hükme göre de konkordato talebi, şirket yönetim kurulu veya şirket alacaklısı tarafından iflas talebiyle birlikte veya iflas aşamasında yapılabilmektedir.
1.2.Hukukumuzda konkordato, cebri icra kurumu olarak düzenlenmiştir. Ancak bu düzenleme alacaklı ile borçlu arasında akdedilecek bir sulh anlaşmasının yapılmasını da yasaklamamaktadır. Doğaldır ki özel borç ilişkileri çerçevesinde imzalanacak bir sözleşme ile alacaklı ve borçlu, aralarındaki borç ilişkilerini istedikleri gibi yeniden düzenleyebilirler. Borcun yenilenmesi olarak nitelenen bu işlemle yeni bir borç kurmak suretiyle eski borcu sona erdirebilirler. Kuşkusuz bu işlemi icra hukuku kapsamındaki konkordato ile karıştırmamak gerekir. Konkordatoda da tek bir alacaklı ile olmasa da borçlunun alacaklılarının çoğunluğu ile yapılan bir anlaşma ile gerçekleştirilen borçların yapılandırılması söz konusudur. Ancak bu yapılandırma, tasdik edilen konkordato projesi kapsamında uzlaşmaya muhalif olsalar bile cebri icra hukuku çerçevesinde konkordato alacaklılarının alacaklarının (imtiyazlı-rehinli alacaklar, kamu alacakları hariç) tamamı için bağlayıcı nitelikte olmaktadır.
1.3.Konkordato projesi kapsamındaki alacaklılara ait konkordato borçlusundan olan alacaklarının “şüpheli alacak” mahiyetinde olup olmadıkları konusu uygulamada açıklığa kavuşmuş nitelikte değildir. Nedeni, bir alacağın şüpheli hale geldiğini açıklayan Kanunun “dava ve icra safhasında bulunan alacaklar” şeklindeki lafzının kapsamına konkordato borçlusundan olan alacakların girmediği yönündeki kanaattir. Zira konkordato borçlusundan olan alacaklara Kanunla öngörülmüş bireysel icra takibinin yapılması yasağı bulunması, dolayısıyla da bireysel konkordato alacaklılarının icra takibi yapamamış olmalarından kaynaklanan Kanun lafzına uygun düşmeyen durumlarıdır. Makalemiz bu hususu irdelemeye ve değerlendirmeye yöneliktir.
II- KONKORDATO PROJESİ KAPSAMINDAKİ ALACAKLILAR
2.1.Tasdik edilen konkordato projesi sonucunda konkordato borçlusundan olan projelendirilmiş olan alacakları için alacaklılar tarafından şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir mi? Kanuna göre bir alacağın şüpheli alacak sayılabilmesi için o alacağın dava ve icra safhasında olan alacak niteliğinde bulunması gerekmektedir. Dava ve icra safhasında olan alacaklar, tahsili için mahkemeye veya icra dairelerine yazılı olarak dilekçe ile başvurulmuş olan alacaklardır. Oysa alacaklının alacakları için tasdik edilen konkordato projesi, bu anlamda yapılmış ferdi bir takibatı ifade etmemektedir. Zira konkordato işlemi mevcut bir alacağın alacaklısı tarafından tahsil edilmesi için yapılmış ferdi bir takibat işlemi değildir. Bununla beraber konkordato projesi, esas itibariyle alacaklılar ile mali sıkıntıya giren konkordato borçlusu arasında müzakere sonucunda varılan mevcut olan bir borcunyapılandırılması anlaşmasıdır. Dolayısıyla konkordato projesiyle alacaklı hem bir kısım alacağından borçlu lehine vazgeçmektehem de mevcut olan alacağına borçlu lehine yeni bir vade belirlemektedir. Dolayısıyla konkordato projesi uyarınca yapılandırılmış olan alacaklar, öncesinde muaccel hale gelmiş olsa bile hukuken artık muaccel olma niteliklerini kaybetmiş durumdadırlar. Öyle ki artık borçlu nezdinde hiçbir alacak takibi yapılamaz, evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. Dolayısıyla konkordato uygulanan işletme, yaşadığı ödeme güçlüğünün üstesinden gelebilmesi için olağanüstü önlemler alınmış olan işletmedir.