Maliye Postası Dergisi
KAYIT VE TESCİLE TABİ OLAN ARAÇLARDA VERGİ MATRAHI
Mesud ALTUNDAĞ
Tüketim vergileri, tüm mal ve hizmetler üzerinden alınan katma değer vergisi ve benzeri genel tüketim vergileri ve sadece belirli bazı mallan konu edinen özel tüketim vergileri olarak ikili bir yapı göstermektedirler. Dünya uygulamalarına bakıldığında, genel tüketim vergileri yanı sıra sözü edilen özel tüketim vergilerinin, bir yandan gelir toplama diğer yandan ise tüketicilerin harcama kalıplarını etkileme açısından giderek önem kazandığı ve bu türden vergilerin toplam vergi hâsılatları içerisinde önemli bir yer tutmaya başladığı görülmektedir. İyi tasarlanmış özel tüketim vergileri ile fiskal amaçların sağlanmasının yanı sıra enerji tasarrufundan taşımacılığa ve çevreye kadar çok geniş bir alanda tüketici tercihleri etkilenebilmektedir.
Tüketici tercihlerini etkileyebilme adına genel itibariyle televizyon ekranlarında, görmeye alışkın olduğumuz “Sıfır Araçlarda Kampanya” reklamlarıdır. Merak edilen konu ise, bu kampanyalarda yapılacak indirimler için herhangi bir sınırlama olup olmadığıdır.
ÖZEL TÜKETİM VERGİSİNİN KONUSU, VERGİYİ DOĞURAN OLAY VE MÜKELLEF
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunun Verginin Konusu Başlıklı 1.maddesinde “Bu Kanuna ekli;..
b) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların ilk iktisabı,
…
Bir defaya mahsus olmak üzere özel tüketim vergisine tâbidir.” şeklindedir. Özel Tüketim Vergisi Kanununun 3. maddesinde vergiyi doğuran olay, işlemlerin özelliklerine göre ayrı ayrı tayin ve tespit edilmiştir.
Buna göre;
i. Kayıt ve tescile tabi olan taşıtlarda vergiyi doğuran olay, bu taşıtların ilk iktisabı anında, meydana gelir.
İlk iktisap, Türkiye’de henüz kayıt ve tescil edilmemiş taşıtların iktisabı ile ilgili bir kavram olup, kapsama giren taşıtların müzayede yoluyla veya motorlu araç ticareti yapanlardan kullanılmak ve/veya kayıt ve tescil ettirilmek üzere edinilmesidir. Taşıtların kullanılmak üzere ithalatı da ilk iktisaptır. Bu taşıtların getirildiği ülkede kayıt ve tescile tabi tutulmuş veya kullanılmış olması, ithalatı sırasında vergi uygulanmasını engellemez. Ancak taşıtların motorlu araç ticareti yapanlarca satılmak üzere ithal edilmesi halinde bu safhada vergi uygulanmaz.
Örneğin, motorlu araç ticareti yapanlar kapsamındaki ana bayi, bölge bayii, bayi, yetkili satıcı ve acentelerin; bu durumlarını tevsik etmeleri şartıyla, Türkiye’de imal edilen veya satılmak üzere ithal edilen kayıt ve tescile tabi taşıtları satmak amacıyla iktisap etmeleri ilk iktisap sayılmaz. Ayrıca, mülkiyeti devredilmeden ve kayıt ve tescili iptal ettirilmeden/silinmeden tamir, bakım ve onarım amacıyla geçici olarak yurt dışına gönderilen kayıt ve tescil edilmiş bir taşıtın, bu işlemleri takiben geri getirilmesi, bu taşıtın Türkiye’de kayıt ve tescil edilmemiş olmasından bahsedilemeyeceği için ilk iktisap kapsamında değerlendirilmez.
Özel Tüketim Vergisi Kanununun 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde “kayıt ve tescil”, motorlu taşıtların ilgili mevzuat gereğince trafik, belediye, liman ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce tutulan sivil hava vasıtaları siciline kayıt ve tescil edilmesi olarak tanımlanmıştır.
Kayıt ve Tescile tabi olan araçlarda, Özel Tüketim Vergisi Kanununun 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde, (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olanlar bakımından mükellefler sayılmaktadır.
Buna göre, kayıt ve tescile tabi olmakla birlikte henüz kayıt ve tescil edilmemiş taşıtların;
•Motorlu araç ticareti yapanlardan kullanılmak üzere alımında, motorlu araç ticareti yapanlar,
•Kullanılmak üzere ithalinde, ithalatı yapanlar,
• Kullanılmak üzere müzayede yoluyla alımında, müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler
ÖTV’nin mükellefidir.
Bu çerçevede, Türkiye’de kayıt ve tescil edilmemiş olan taşıtların kullanılmak üzere satışını yapan fabrika, ana bayi, bölge bayi, bayii, yetkili satıcı ve acenteler, Maliye Bakanlığınca motorlu araç ticareti yapanlar kapsamında değerlendirilenler ile bu taşıtların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler ÖTV mükellefidir. Örneğin; bayinin, Türkiye’deki distribütörden satmak üzere taşıt alımında, distribütörün ÖTV mükellefiyeti söz konusu olmaz. Bu durumda mükellef, taşıtı kullanıcıya satan bayidir. Ancak taşıtın satışının bayi aracılığı olmaksızın doğrudan distribütör tarafından yapılması halinde, distribütörün mükellef olacağı tabiidir.
Kayıt ve tescile tabi taşıtların kullanılmak üzere ithalinde ise mükellef, bu taşıtları kullanmak, aktife almak veya adlarına kayıt ve tescil ettirmek üzere ithal edenlerdir.
İmal veya inşa ettiği ya da satmak üzere ithal ettiği/yurt içinden satın aldığı taşıtı kullanan, aktifine alan veya kendi adına kayıt ve tescilini yaptıran motorlu araç ticareti yapanlar da ilk iktisap kapsamındaki bu işlemleri nedeniyle ÖTV mükellefidir.
ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ MATRAHI