Maliye Postası Dergisi
KARŞILIKSIZ ÇIKAN ÇEKLERDE ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI UYGULAMASI
SEDAT ÖZEKEZ
Gelir unsurlarından olan ticari ve zirai kazançta hasılatın elde edilmiş sayılması vergi kanunları bakımından tahakkuk etmesine bağlı iken gerçek hayatta söz konusu kazancın tahsil edilememe ihtimali de bulunmaktadır. Gelir hesaplarına intikal eden hasılat daha sonra tahsil edilememe durumumda gider yazmak suretiyle telafi edilmesi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun(VUK) 323’üncü maddesi şartları dahilinde yapılabilmektedir. Mükellefler karşılıksız çıkan çeklerini de ilgili madde hükmüne göre şüpheli alacak karşılığı ayırmak suretiyle gider yazabilmektedirler. Söz konusu çalışmamızda karşılıksız çıkan çeklerin VUK’un 323’üncü maddesine uygulanışına değinilmiştir.
ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI UYGULAMASI
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesinde;
“Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder. Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr - zarar hesabına intikal ettirilir.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un 288’inci maddesinde “Karşılık” kavramı, hasıl olan veya husulü beklenen fakat miktarı tam olarak tahmin edilemeyen ve işletme için bir borç mahiyetini arz eden belli bazı zararları karşılamak için hesaben ayrılan meblağlar olarak tanımlanmıştır. Maddenin devamında karşılıkların mukayyet değerleriyle pasifleştirilmek suretiyle değerlenecekleri ifade edilmiştir. Diğer bir ifade ile Vergi Usul Kanunu’nun yukarıda metnine yer verdiğimiz 323’üncü maddesinde şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre karşılık ayrılabileceğinin vurgulanması, şüpheli alacakların bilançoda tasarruf değeriyle gösterileceklerini ortaya koymaktadır.(1)
Alacağın şüpheli hale gelmesi ve karşılık ayrılabilmesi için;
1-Bilanço esasına göre defter tutmak,
2-Alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olması,
3-Alacağın dava veya icra safhasında bulunması veya yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmiş olmasına rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacak olması,
4-Alacağın teminatsız olması,
5-Alacağın şüpheli hale geldiği dönemde ayrılması
gerekir.
Şüpheli hale gelen alacağın ticari veya zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmasından maksat şüpheli hale gelen alacak ile ticari veya zirai kazanç arasında bir illiyet bağının olmasıdır. Yani işletmede alacağın kaynağı, ticari veya zirai kazanç unsuru olarak hasılat sağlama amacı ile yapılan bir işlem olmalıdır.(2)
KARŞILIKSIZ ÇIKAN ÇEKLERDE ŞÜPHELİ ALACAK AYRILARAK GİDER YAZILMASI
Çek, bankaya hitaben yazılan ödeme emri niteliğine haiz bir kıymetli evraktır. Karşılıksız çek ise bankadaki hesapta karşılığı bulundurulmadan düzenlenen çeki ifade eder. Mükelleflerde ticari faaliyet sonucu yapmış olduğu mal teslimi veya hizmeti sonucu ödemeyi çek olarak alabilmektedir. Ancak bu durumda vade geldiğinde bankada paranın olup olmama riski de bulunmaktadır. Bankada çekin karşılığının bulunmaması durumunda söz konusu mükellef tarafından vergisel anlamda şüpheli alacak karşılığı ayırmak suretiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesinde yer alan şartlar dahilinde gider yazılabilecektir.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın konuya ilişkin olarak verdiği özelgelerden bazıları aşağıdaki gibidir;