Maliye Postası Dergisi
KAMULAŞTIRMA İŞLEMLERİNİN GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ AÇISINDAN VERGİLENDİRİLMESİ
Mustafa Hakan ALEMDAROĞLU
GİRİŞ
Anayasanın 46. maddesinde; “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmazların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemeler doğrultusunda kamulaştırma; kamu tüzel kişileri tarafından ihtiyaç duyulan taşınmazlar kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek karşılığının peşin ödenmesi şartıyla bir taşınmaz malın malikinin rızasına bakılmaksızın zorla alınarak kamu mülkiyetine geçirilmesidir. Taşınmazın kamulaştırma işlemine konu edilmesi halinde vergilendirmede gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için ayrı yükümlülükler doğacaktır. Gelir vergisi mükellefleri için gelirin unsuru olan ticari kazancın veya değer artış kazancının ortaya çıkması ve vergilendirilme ile kurumlar vergisi mükellefleri için kamulaştırma işlemi neticesinde kurum matrahına ilavesi gereken tutarın ve istisnanın belirlenmesi önem arz etmektedir. Ayrıca gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için kamulaştırma işleminin katma değer vergisinin konusuna girip girmediği, kamulaştırma bedelinin ödenmesi sırasında imza edilen kağıtta damga vergisinin doğup doğmayacağı ve kamulaştırma bedeli üzerinden tapu harcının hesaplanıp hesaplanmadığı hususlarında farklılıklar ortaya konulmak üzere iş bu makalemiz hazırlanmıştır.
1. GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun(1) “Ticari Kazanç” başlıklı 37. maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, ikinci fıkrasının dört numaralı bendinde gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazançların ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un “Değer Artışı Kazançları” başlıklı Mükerrer 80. maddesinde iktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70. maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olarak vergiye tabi tutulacağı hüküm altına alınmış, aynı maddenin ikinci fıkrasında da bu maddede geçen “elden çıkarma” deyiminin, bu mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği açıklanmıştır.
Yukarıda belirtilen hükümler uyarınca gayrimenkullerin iktisap tarihinden başlayarak beş yıl içerisinde (01.01.2007 tarihinden önce iktisap edilenler için dört yıl içinde) elden çıkarılması yani kamulaştırılması halinde elde edilen kazanç değer artışı kazancı olarak vergilendirilecek, kanunda belirtilen beş yıllık sürenin dolmasından itibaren taşınmazın elden çıkarılması (kamulaştırılması) durumunda ise değer artışı kazancı ortaya çıkmayacaktır. Dolaysıyla elde edilen kazanç vergiye tabi olmayacaktır.
Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilmiş bir özelgede(2) “iktisap edilen gayrimenkulü 5 yıldan daha az bir sürede satılması halinde, bu satıştan elde edilen gelirin “değer artış kazancı” kapsamında olacağı belirtilmiştir.